İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda ekonomide ve ticari ilişkilerde dijital dönüşümü hedef alan "Artagan Projesi"ni anlattı.
Meral Akşener, konuşmasına, kamuoyuna "Elmalı davası" olarak yansıyan 6 ve 9 yaşlarında iki çocuğun istismara uğradığına yönelik iddialara değinerek başladı.
Sanıkların, adli tıp raporlarına rağmen tahliye edildiğini ifade eden Akşener, "Tutuklu yargılamayı olağanlaştıranlar, konu iki küçük çocuğumuza vicdansızca yapılan cinsel istismar olunca tutuksuz yargılamayı tercih etmişler. Bu insanlıktan yoksun kararda pay sahibi olan herkesi Allah'a havale ediyorum. Yazıklar olsun." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kanal İstanbul Projesi'ne yönelik "Boş konuşuyorlar. Uluslararası tahkim yoluyla o parayı, sizden söke söke alırlar." şeklindeki sözlerini hatırlatan Akşener, şunları söyledi:
"Şuursuzluğa bakar mısınız? Beşli çetenin ve yabancı şirketlerin avukatlığına soyunan şu sorumsuzluğa bakar mısınız? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıyor ve milletin gözünün içine baka baka 'O paraları sizden söke söke alırlar.' diyor. Sizden dediği kim? Milletin ta kendisi. İbretlik gerçekten. Dahası var. Sayın Erdoğan'dan sinyali alan küçük ortak hiç durur mu? Elbette durmaz. Nitekim yine durmadı ve dünkü grup konuşmasında hiç utanmadan Türk milletinin parasına çökecek firmaları, 'hukuki güvence altına alalım' dedi. Sözün bittiği yerdir. Bu nasıl iştir arkadaş? Bu nasıl bir utanmazlık, bu nasıl bir vicdansızlıktır? Bu nasıl bir işbirlikçiliktir? Yazıklar olsun.
Sayın Erdoğan; tarafını seç, milletinin yanında mısın, yoksa beşli çetenin arkasında mı duracaksın? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı mısın yoksa yabancı şirketlerin avukatı mı olacaksın? Milletin adamı mısın yoksa lobilerin adamı mı olacaksın? Bir karar ver. Senin görevin, bu milletin olanı söke söke almaya kalkacakların yanında saf tutmak değil, bu milletin hakkını hukukunu söke söke almaktır. Aklını başına al, kendine gel."
Uluslararası hukukta "tiksindirici borç" diye bir kavram olduğunu belirten Akşener, "Kanal İstanbul için avuç ovuşturan, projeye dahil olmak isteyen yerli ve yabancı bütün finans kuruluşlarını ve müteahhitlik firmalarını bir kez daha uyarıyorum. Bu tiksindirici borcu milletimizden değil bizzat Recep Tayyip Erdoğan'dan isteyeceksiniz. Paranızı onun şahsi hırslarına veriyorsunuz, geriye de bir zahmet kendisinden alacaksınız. Geçmişte, Ekvador ve Haiti'de yaşanan benzer süreçlerin nasıl sonuçlandığını incelemenizde büyük fayda görüyorum. Sonra siz üzülürsünüz. Gelin olarak bu uyarıyı yapayım." ifadelerini kullandı.
Akşener, çalışanların ve emeklilerin maaşlarının enflasyon oranında artırılmasını eleştiren Akşener, yapılan maaş artışlarının da piyasa gerçeklerine uymadığını dile getirdi.
Pandemi sürecinde, "yarım yamalak da olsa uygulanan" kısa çalışma ödeneğinin bu ay sonunda biteceğini anımsatan Akşener, kısa çalışma ödeneğinin uzatılmasını istedi.
Türkiye'nin değişik şehirlerini gezdiğini ve her yerden ekonomik sorunlara ilişkin vatandaşların şikayetiyle karşılaştığını aktaran Akşener, konuşmasının bir bölümünde kantin işletmecisi Burhan Yıldırım'ı kürsüye davet etti.
Yıldırım'dan sonra konuşmasına devam eden Akşener, "bu eğri düzenin" böyle devam etmeyeceğini, Türkiye'nin bu "ucube sistemi" daha fazla taşıyamayacağını, milletin ilk sandıkta "bu eğri düzenin sahiplerine" çok ağır bir ders vereceğini iddia etti.
Meral Akşener, ekonomide ve ticari ilişkilerde dijital dönüşümü hedef alan "Artagan Projesi"nin ayrıntılarını anlattı.
Artagan'ın öz Türkçede "bolluk ve bereket" anlamına geldiğini belirten Akşener, "Türkiye, bu kadar zenginliğe sahip bir ülkeyken nasıl oluyor da milletimiz, bu kadar düşük standartlarda bir hayat sürüyor? sorusunu yöneltti.
AK Parti iktidarının inovasyon, teknoloji ve bilişim alanındaki baş döndürücü değişimlere ayak uyduramadığını savunan Akşener, Türkiye'nin bu yüzden her yıl trilyonlarca lira kayba uğradığını öne sürdü.
Artagan Projesi'nin sağlayacağı kazançların emsalsiz bir bereketin kapılarını aralayacağını ileri süren Akşener, bankacılık sisteminin mevduat fazlası veren ve büyümenin fitilini ateşleyecek kurumlara dönüşeceğini, kredi faizlerinin yakın tarihin en düşük seviyelerine gerileyeceğini, üretimin artacağını, gerçekleştirilemeyen tüm atılımlar için gerekli finansmana sahip olunacağını anlattı.
Sistemin vatandaşları kayıt dışına ittiğini vurgulayan Akşener, şöyle devam etti:
"Türkiye’nin zenginleşme reçetesi Artagan, nakitsiz topluma dayalı yeni bir ekosistemdir, adil ve kayıpsız bir ekosistemdir. Artagan, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 21. yüzyıldaki adıdır. Artagan, tüm mali kayıt ve denetimin yapay zeka aracılığıyla yapılmasını sağlayan özerk bir mali denetim ağıdır. Artagan, içinde binlerce yazılım ve vergi uzmanının bulunduğu korunaklı bir kampüste yer alır. Kampüsün altındaysa ülkemizdeki tüm para trafiğini derleyen bir sunucu tarlası bulunur.
Finansal kurumlar ve Artagan arasında kurulacak veri paylaşım ağıyla kredi kartı işlemleri, para transferleri, döviz alım satım işlemleri, menkul yatırım hareketleri, yurt dışı para transferleri, çek-senet gibi vadeli alacak/vereceklerin verileri Artagan'a ulaşır ve kapalı devre bir blok zinciri ile kayıt altına alınır. Artagan bu verilerle 83 milyon vatandaşımızın ve milyonlarca işletmenin anlık olarak mali tablolarını oluşturur. Mali tablonun oluşması o kişi ya da işletmenin ekonomik durumunun çok net bir şekilde değerlendirilmesini sağlar."
Meral Akşener, Artagan'ın gerçekleşmesi durumunda tüm finansal verilerin ölçülebilir formata dönüştürüleceğini dile getirerek, "Bu sayede kayıt dışı ekonomiyi besleyen tüm hortumlar kesileceği gibi çoğu suç veya mali hatalar, daha oluşmadan engellenebilecek. Ekonomide yüzlerce milyarlık kayba yol açan kalpazanlık, kaçakçılık, naylon fatura, sahte beyan gibi pek çok mali suç tarihe karışacak. Artagan ile gücü yetenin devleti dolandırdığı bu adaletsiz düzen sona erecek. Devletin vergi geliri artık ücretli çalışanın sırtına yüklenmeyecek." diye konuştu.
Türkiye’nin vergi sisteminin adaletsiz olduğunu savunan Akşener, yüzde 15 ile yüzde 40 arasında değişen gelir vergisine rağmen Türkiye'nin gelir üzerinden elde ettiği vergi oranının Gayrı Safi Yurtiçi Hasılasının sadece yüzde 5,9'u olduğunu kaydetti.
Artagan'ın gelire dayalı ve adil bir vergi sistemine geçiş fırsatı sunacağını anlatan Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolaylı vergiler dar gelirliden de zenginden de aynı oranda alınıyor. Artagan hayata geçtikten sonra ise herkes geliri üzerinden adil bir şekilde vergi ödeyecek. Ne var ki Artagan'ın bunları sağlayabilmesi için tüm para hareketlerinin dijital ortamda gerçekleşmesi gerekiyor. Oysa bugün sıklıkla nakit para kullanıyoruz. Döviz bürolarından döviz alıp bozduruyoruz. Senet imzalıyoruz, çek alıp veriyoruz ve bunlar bir ödeme aracı gibi her gün el değiştiriyor. Bu engeli aşmak için nakit paranın, çek ve senet gibi değerli kağıtların tamamını dijital ortama aktararak ölçülebilir hale getirmek zorundayız. Bu sebeple, Artagan'ın ilk aşaması, Türkiye'deki tüm para akışını dijital sistemlere taşıyarak nakitsiz toplum sürecine hazırlanmak olacak. Milletimizden yetkiyi aldığımızda bu hazırlıkları, eş zamanlı adımlarla süratle hayata geçireceğiz. Bu adımların sonunda ise nakit para geri çağırılarak Türkiye'nin nakitsiz topluma geçişi başlayacak. Artagan hayata geçtikten sonra oluşacak ekosistemde tüm harcamalar, kayıtlı finansal sistem üzerinden geçecek. Seyyar satıcılar, market alışverişi, otopark, otobüs, dolmuş, taksi gibi günlük hayatımızı sürdürmemiz için gerekli olan mikro harcamalar, konut, otomobil alımı gibi, makro harcamalar, borç verme, harçlık verme, hizmet ödemesi gibi tüm para transferleri, altın, gümüş, döviz, hisse senedi, kripto para gibi, yatırım enstrümanlarının alım satımı, dijital ortama taşınacak. Çek senet gibi ileri tarihli ödemeler için kullanılan değerli kağıtlarsa akıllı sözleşmelere dönüşecek."
Pek çok ülkenin nakitsiz topluma geçişte yol aldığını, Türkiye'nin ise sadece bunu izlediğini ileri süren Akşener, İsveç ve Norveç gibi İskandinav ülkelerinin 5 yıl içinde nakitsiz topluma geçeceklerini, Hindistan'ın ise yüksek değerli banknotları piyasadan çekerek nakit kullanımını sınırlandırdığını kaydetti.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Artagan'ın, her bir bireyin ekonomik durumunu kayıpsız bir şekilde ortaya çıkaracağını belirterek, "Bütün bu verilerden derlenen mali tablolar sosyal destek, istatistik, göçle mücadele gibi pek çok alt başlıkta Türkiye'nin sorunlarını çözmesine imkan sağlayacak. Mesela, pandemi döneminde Artagan işliyor olsaydı açıklanacak destek paketleri, birkaç saniye içinde 83 milyona adil bir şekilde dağılmış olacaktı. Türkiye'deki 83 milyon bireyin ve milyonlarca işletmenin mali tablolarının Artagan'da toplanması, Türkiye'deki ekosistemin verimliliğini artırmak adına bize çok değerli bilgiler sunacak." değerlendirmesinde bulundu.
Akşener, projeyle Türkiye'de faizlerin ilk kez gelişmiş ülkelerin seviyelerine gerileyeceğini, kira öder gibi ev satın almanın mümkün olacağını, bir asgari ücretlinin bile araba sahibi olabileceğini ve Türkiye'den kaçan yerli ve yabancı sermayenin geri döneceğini söyledi.