AKŞENER: SEÇİM SANDIĞI ER YADA GEÇ GELECEK
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener TBMM grup toplantısında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne özel bembeyaz giyinen ve kadınlardan oluşan bir topluluğa seslendi
Kendisini dinlemeye gelen kadınlara kürsüden seslenen Akşener, birçok konu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Akşener'in, "Bugün bol miktarda sahte gülüşler göreceğimiz, hamasi sözler duyup içi boş vaatler dinleyeceğimiz bir gün. Bugün her dakika, her saat yaşanan acı gerçeklerimizin sadece bir günlüğüne hatırlanacağı gün. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun." ifadeleri salondakiler tarafından ayakta alkışlandı.
Enflasyon artışına işaret eden Akşener, "Milletimiz uçan fiyatlar, gün aşırı gelen zamlar, astronomik faturalar altında çile çekiyor. Bu arkadaşlar da bir süredir enflasyon canavarının sorumluluğunu atacak bir şey arıyorlar. Her hafta başka bir sorumlu uyduruyorlar ama bir türlü tutunamıyorlar. Son olarak 'dünyada enerji fiyatları yükseliyor, o yüzden enflasyon yüksek' demeye başladılar. Ne var ki bu fütursuzca uydurulmuş koskoca bir yalan. Belli ki artık söyleyecek yalanları da kalmamış." diye konuştu.
Fiyat artışlarının nedeninin yolsuzluk olduğunu öne süren Akşener, "Saçma sapan politikalarla bir yıl içerisinde Türk lirasının değerini yüzde yüz düşürürseniz, bir de bunu rekabetçi kur diye ambalajlamaya kalkarsanız olacağı budur. Bu kadar basit." ifadesini kullandı.
Akşener, öncelikle ekonomide güven ortamının oluşturulması, para ve maliye politikasının koordineli ve etkin bir şekilde kullanılması, Türk lirasına itibar kazandırılması, Merkez Bankası'na müdahale edilmemesi, politika faizini etkisizleştirmeyi değil, etkili kılmayı hedefleyen politikalar uygulanması gerektiğini dile getirdi.
Bütçede israf ve şatafatın da kesilmesi gerektiğini söyleyen Akşener, "Hortumlamayı bırakacaksınız. Bay krizin 5 atlısının dolar üzerinden olan sözleşmelerini feshedeceksiniz. Az konuşup çok iş yapacaksınız. Bir gün bir model, ertesi gün başka model denemeyeceksiniz. Bütün dünyanın uyguladığı politikaları bırakıp 'biz heterodoks politika uygulayacağız' diye fantastik maceralara girmeyeceksiniz." dedi.
Geçen hafta "fakir köylü Hatçe kadına, ırgat Süleyman'a düşman" Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin görevinden affedildiğini anımsatan Akşener, "Partili cumhurbaşkanlığı sisteminin zamanında öve öve bitirilemeyen yıldızlar kadrosundan bir üstün liyakatli yıldız daha bir gece ansızın sessizce kaymış oldu." diye konuştu.
Çiftçilerin Pakdemirli'nin istifasını coşkuyla karşıladığını öne süren Akşener, şunları söyledi:
"Gelin, Sayın Bakan'ın performansına birlikte bakalım. Mazot 20 lira, gübrenin kilosu en az 10 lira, yemin kilosu 5,5 lira, silaj 1, kuru yonca 2 buçuk lira. Çiftçilerimizin bankalara ve finans kurumlarına borcu 178 milyar lira. Piyasa borçlarını da katarsak 228 milyar lira. Süt/yem paritesi tarihte ilk defa 1'in altına düşmüş. Piyasada en az 70-75 lira olan karkas kırmızı et kesim fiyatı Et ve Süt Kurumunda hala 55-60 lira. Damızlık inekler, düveler kesime gidiyor. Kurbanda 100 malı olan çiftçinin bugün 50 malı yok. Hayvancılık işletmelerinin birçoğu ya boş ya da yarı kapasite çalışıyor. Çiftçiden 2 lira 25 kuruşa alınan buğday neredeyse 6 liraya ithal ediliyor. Kışın ortasına gelmişiz, hala buğday ihtiyacı karşılanmamış. Ayçiçek yağı kuyrukları da artık ülkemizin acı bir gerçeği. İşte size üstün liyakat nişanını hak eden bir bakanlık performansı. İşte size partili cumhurbaşkanlığı sisteminin tarımda oluşturduğu enkazın ibretlik resmi. Yazıklar olsun."
Meral Akşener, çiftçinin kışlık ekim için kullanamadığı gübreyi bahar gübresi olarak kullanabilmesi için ihtiyacı olan gübrenin yarısının karşılanmasını, çiftçilerin üretimde kalmalarının sağlanmasını, bunun için sicil affı dahil ödedikleri kadar yeni işletme kredisi almalarının önünün açılmasını istedi.
Memleketini seven bir insanın göz göre göre ülkeyi talan ettirmeyeceğini belirten Akşener, şöyle devam etti:
"Artık iyice anladık ki bu iktidarın bir kötülük ajandası var. Belli ki bu ekip her hafta toplanıp 'acaba bu hafta memlekete ne kötülük yapsak?' diye istişare ediyorlar. Toplantıdan çıkınca da ya ekonomiyi batıracak yeni kararlar alıyorlar ya yine bir yandaşı ihya ediyorlar ya da haritadan seçip memleketin bir başka sahilini, ırmağını, dağını, ormanını, talan ediyorlar. Nitekim geçen hafta bu ajandaya zeytinlikleri almışlar. Bunun sonucunda da zeytinlerimizin talan kararnamesi bütün yasa ve yetkiler çiğnenerek anında önümüze konuverdi.
Sayın Erdoğan, hani nas vardı? Ne oldu nasa? Hazreti Nuh'un gemisine konan güvercinin ağzında zeytin dalı var. Yüce Rabb'im Kur'an'da o ağaç üstüne yemin ediyor. Bu zalimliğe yol verirken Sure-i Tin hiç mi aklına gelmedi? Bu talanı, bu kaçak, bu hukuksuz kararı imzalarken hiç mi vicdanın sızlamadı? 'Bir tek yüzüğüm var' dediğin, fakirlik günlerinde sofranda bulunduğunda mutlu olduğun zeytin tanelerinin hiç mi hatırı yoktu da zeytinlikleri, gözü dönmüş rantçıların yağmasına açtın? Yazıklar olsun. Madeni çıkardıktan sonra ağaçları yerine dikeceklermiş. Fesuphanallah. Şu zihniyete bir bakar mısınız? 300 senelik, 500 senelik ekolojik mucizeyi topraktan sökecekmiş, sonra da yerine takacakmış. Mübarek, sanki vida söküp vida takıyor. Ne diyelim, Allah ıslah etsin."
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, seçim sandığının er ya da geç geleceğini, bu seçimin aynı zamanda helal ile haram, millet iradesi ile rantçı vesayeti arasındaki bir seçim olacağını savundu.
Çocuklar başta olmak üzere toplumun geniş kesimlerini hızla fakirleştiren bu sistemin verdiği zararın sadece yoksullukla sınırlı kalmadığını, milletin artık yokluk da yaşamaya başladığını öne süren Akşener, son zamanlarda bu yokluklara ilaç yokluğunun da eklendiğini iddia etti.
Yanlış yürütülen ilaç ve geri ödeme politikalarının vatandaşların ilaçsız kalmasına neden olduğunu savunan Akşener, "İlaç fiyatları da tıpkı akaryakıt, elektrik gibi dövize bağlı olarak belirleniyor. Fakat arada bir fark var. 14 Şubat'ta ilaç üreticilerimize 'İlaç fiyatlarını belirlerken 1 avroyu, 6 lira 29 kuruş kabul ediyorum. Ona göre fiyatınızı belirledim. Ya bu fiyata satarsınız ya da bu fiyata satarsınız' dendi. Kur 16 lirayı aşmış, bunlar 6 liradan hesap yapıyor. Madem öyle devlet olarak ilaç alırken avroyu, 6 lira 29 kuruş kabul ediyorsunuz, o zaman, akaryakıt fiyatlarında da elektrik fiyatlarında da şu meşhur 5 müteahhidinizin garantili işlerinde, köprülerinde, yollarında da avroyu 6,29 liraya sabitleyin. Buyurun, hodri meydan." diye konuştu.
Akşener, ilaç yokluğunun bir krize dönüşmemesi için ilaç fiyatlarının gerçekçi kur üzerinden yapılması gerektiğini söyledi.
Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Akşener, dünya ve Türkiye'deki kadın mücadelesinden örnekler paylaştı. Meral Akşener, "Türk kadının verdiği mücadele belki de dünyanın başka hiçbir yerinde görülmedi. Osmanlı döneminde Fatma Nesibe Hanım'ın Beyaz Konferanslarından Halide Edip'in Sultanahmet Meydanı'nda işgale direnen duruşu ve yaşanmışlık kokan eserlerine, Nezihe Muhiddin'in onurlu mücadelesinden Nuriye Ulviye'nin 'Kadınlar Dünyası'na sığdırdığı fikirlerine, Yaşar Nezihe'nin şiirlerinden Emine Semiye ve ablası Fatma Aliye'nin cesaretine kadar Türk kadınları tarihin hiçbir döneminde hak arayışından ve mücadelesinden vazgeçmedi." dedi.
Akşener, konuşmasının bir bölümünde Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema Kendirci Uğurman'ı kürsüye davet etti.
Uğurman'ın ardından konuşmasına devam eden Akşener, Osmanlı'nın küllerinden büyük Türkiye Cumhuriyeti'ni yükselten en büyük itici gücün kadınlar olduğunu vurguladı.
Kadınların sorunlarına değinen Akşener, bugün ülkede kadınların, erkeklere kıyasla daha az istihdam edildiğini, daha az eğitim alabildiğini, daha az kazandığını ve daha az temsil edildiğini dile getirdi.
Kadınların şiddetle, ölümle karşılaştığını belirten Akşener, "100 yıl sonra bugün, Türkiye'de birileri kadınların seslerini bastırmak istiyor. Siyasetten ekonomiye, dinden sosyal hayata her konuda kadını özne yaparak en temel haklarını tartışmak istiyor. Kadınlara yokmuş gibi davranarak zavallı egolarını tatmin etmek istiyor. Osmanlı'dan beri, Cumhuriyet'ten beri bu topraklarda devam eden kadın hakları hareketini kadının adını yok sayarak bitirmek istiyor. Üstelik ülkemizi yöneten iktidar da bu zihniyete çanak tutuyor." ifadelerini kullandı.