AYHAN BARUT; ÇİFTÇİ KREDİ BORÇLARINI ÖDEYEMEZ DURUMDA

Adana Milletvekili Ayhan Barut mecliste yaptığı konuşmada çiftçinin artık dayanacak gücünün kalmadığını söylerken "Çiftçimiz, bırakın para kazanmayı son zamanlarda üreterek, çalışarak batıyorlar; şu anda üreticilerimiz, çiftçilerimiz kredi borçlarını dahi ödeyemez durumdalar" dedi  Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili Ayhan Barut  ;Ülkemizde, maalesef elleri nasırlı, alınları terli üreticilerimiz, çiftçilerimiz çok zorda ve perişan durumdalar. Emeğiyle geçinenler de dar zamanlar geçiriyorlar, her gün daha da borçlanıyorlar ve borç batağına saplanıyorlar. Bu durum, git gide işin içinden çıkılmaz bir hâle geliyor dedi . Barut konuşmasında "Çiftçimiz, bırakın para kazanmayı son zamanlarda üreterek, çalışarak batıyorlar; şu anda üreticilerimiz, çiftçilerimiz kredi borçlarını dahi ödeyemez durumdalar. AKP iktidara geldiğinde çiftçinin kamu kurumlarına, özel bankalara, kamu bankalarına, özel sektöre toplam 2,5 milyar borcu vardı; bugün tam 320 kat artarak 800 milyar lira sınırına gelmiş bulunmakta. Sadece çiftçilerin bankalara, tarım bankalarına kredi borcu bile 670 milyar liranın üzerine çıkmış durumda. Bunun neticesinde ise üreticilerimizin, ektiğinden, diktiğinden kazanamayan, maliyetinin altında ürün satmak zorunda kalan ve zarar eden çiftçilerimizin icra takibindeki borçları da 2 milyar TL'den 2,5 milyar TL'ye yani yüzde 25 artarak, bir borç artışı olmuştur. Bugün bu nedenle çiftçimizin evi, tarlası, traktörü, ahırı, ineği, neyi varsa icralık oldu, ocakları söndü, icralar çiftçinin hayatını bitirdi. İşte bu fotoğraf değerli arkadaşlar, bu fotoğraf AKP iktidarının eseridir; çiftçinin de ne kadar hacizde olduğunun, zor durumda olduğunun bir resmidir, ispatıdır. (CHP sıralarından alkışlar) Bu sizin eserinizdir, bu “Ben bilirim.” diyen AKP zihniyetinin ve iktidarınızın eseridir. Bu yanlış politikalar sonucunda çiftçi tarımdan tamamen kopmuştur; gençlerimiz ise artık tarımdan uzaklaşmış, tarım yapmıyorlar, baba mesleğini sürdürmüyorlar; çiftçinin yaşı 55-60’a dayanmış ortalama, belki de bundan yirmi yıl sonra çiftçilik yapan kimse bulamayacağız. İşte böyle böyle tarımı bitirdiniz, ÇKS kayıtlarına göre de -bunun en önemli ispatıdır ÇKS kayıtları- 2002 yılında 2 milyon 800 bin çiftçi vardı, maalesef, 700 bin çiftçiyi tarımdan koparttınız, bu sayı 2 milyon 100 bine düştü. Çiftçilerimiz perişan duruma düştü, düşmelerinin bir sebebi de iktidarın yerli yersiz ithalat aşkıdır; bitmez tükenmez bir ithalat sevdası var AKP iktidarında. Kendi çiftçilerimiz dururken maalesef, yabancı ülkelerin çiftçilerini ihya ettiniz. Tarım ve gıdada ithalat için yılda 35 milyar dolar gibi bir para harcıyorsunuz yani buğdaydan mısıra, soyadan pamuğa, ayçiçeğinden kırmızı ete kadar her şeyi ithal ediyorsunuz; başka çiftçileri ihya ederken kendi çiftçimizi ise yok ediyorsunuz. Yakın bir zamanda bir başka hayal kırıklığı daha -buğday hasadı şu anda devam ediyor ülkede- yaşadık, üreticilerimiz buğdayını maliyetinin çok çok altına satmak zorunda kaldı. Keşke Toprak Mahsulleri Ofisi fiyat açıklamasaydı, fiyat açıkladığında piyasada 9,5 lira olan buğday         maliyetinin altındaydı ama şu an daha da çok zarar ediyorlar- 8 lira civarlarına düşmüş oldu. Yirmi iki yılda AKP iktidarı -ithalat sevdalısı dedim ya- 105 milyon ton buğday ithalatı yaptı, karşılığında da 29 milyar dolar parayı başka ülkelerin çiftçilerine aktardılar. Buradan uyarıyorum: Önümüzde, bundan sonraki süreçte mısır, soya, ayçiçeği, pamuk ürünlerinin hasadı geliyor. Buğdayda yaptığınız yanlışı bu ürünlerde de yapmayın diyorum. Elinizi vicdanınıza koyun, biraz da kendi üreticilerinizi düşünün diyorum. Peki, ne yapmalı? Birincisi, tarımsal destekler artırılmalı. En azından tarımsal destekler… Hani 2006 yılında çıkarılan bir kanunda millî gelirin yüzde 1’i olan tarımsal desteklerin tutarı 412 milyar, 91 milyar TL ödeniyor; hiç değilse bu rakamı tam olarak vermeliler. İkincisi, üreticinin girdi maliyetleri düşmeli. 2021 yılında mazotun litresi yaklaşık 7 liraydı, bugün 6,5 kat artmış, gelmiş 45 liraya dayanmış ama çiftçinin pamuğu ise bu yıllarda 10 lirayken tam tamına 1,5 kat artmış yani birisi 6,5 kat; birisi 1,5 kat artıyor, 25 lira civarında. Üçüncüsü, tarımsal kredi faizlerini düşürmeniz gerekiyor. Dördüncüsü, ithalatı yasaklayın, ihracatı teşvik edin diyorum. Beşincisi de ürün bazında verilen destekleme primlerini artırın. Bu çözümleri yapmadan çiftçinin üzerine kambur üzerine kambur bindiriyorsunuz, zam ve vergileri artırıyorsunuz. Yeni vergi paketi düzenlemesiyle çiftçiye asgari gelir vergisi getiriliyor, kâra zarara bakmadan ürünün üzerinden yüzde 10 kesiliyor. Bu kayıt dışılığı artırır. Allah’tan reva mıdır bu? Lütfen üreticinin sesini dinleyin, elinizi çiftçinin cebinden çekin. dedi  
Benzer Videolar