CHP Lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu: Çiftçiyi ve Üreticiyi Asla Ezdirmeyeceğiz

CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu: -“Birlikte tarih yazacağız. Bunun için 14’ünde hep birlikte sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Bunun için de söz istiyorum. Söz mü? Özellikle gençler sizden söz istiyorum. Ayrışmadan, beraber, birlikte, arkadaşça, oyun havası içinde sandığa gidip huzurla oyumuzu kullanacağız.” -“Sizin dünya çapında güzel bir üzümünüz var. Çekirdeksiz üzümünüz var. İnanın, en kötü olasılıkla, kilosu 2 dolar karşılığı Türk lirasının asla altında olmayacak. Çiftçiyi ezdirmeyeceğiz, üreticiyi ezdirmeyeceğiz. Asla ezdirmeyeceğiz, asla. Çünkü o üretiyor, çünkü o çalışıyor, çünkü o alın teri döküyor. Onun alın terinin karşılığını vermemiz lazım. Eğer çiftçiyi toprağa küstürürseniz, tarlaya küstürürseniz hepimiz aç kalırız.” -“Yeni bir hamleyi başlatacağız. Üretim hamlesini başlatacağız, istihdam hamlesini başlatacağız. Türkiye’yi kendi bölgesinde en güçlü ülke haline getireceğiz. Göreceksiniz, 5 yıl içinde Türkiye’nin çehresi değişecek. 5 yıl içinde farklı bir Türkiye olacak. 5 yıl içinde kendi içinde barışık ve güzel hizmet eden bir yönetimle uyum içinde çalışan bir Türkiye ortaya çıkacak.” -“Bunların döneminde Türkiye soyuldu, 418 milyar doları iç ettiler. O parayı son sentine kadar Türkiye’ye getireceğim. O beşli çetelerin burnundan fitil fitil getireceğim, hiç kimse endişe etmesin. Diyorlar ki, bu parayı nasıl getireceksin? Bay Kemal bunların hepsini bilir. Çünkü 27,5 yıl devlette çalıştım, hesap uzmanlığı yaptım, diğer görevlerde çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, gelir nasıl toplanır, dışarıya para nasıl transfer edilir, hangi bankalarda ne kadar bu para var, onların hepsini biliyoruz. Efendim uluslararası mahkemeye gideriz hakkımızı ararız. Hiçbir uluslararası mahkeme bir devletin soyulmasına evet demez. Hukuksa hukuk, alacağız parayı kendi ülkemize getireceğiz.” -“‘Şoföre söz ver cumhurbaşkanım’ diyor. ‘Ehliyet affı ailesi’ diye… Biliyorum bundan haberim var. Bir sefere mahsus olmak üzere o affı getireceğiz. Şoförün direksiyonun başında olması lazım. Alın teri döküyor, direksiyon sallıyor, onun gelirini kısıtlamamamız lazım. Söz, Bay Kemal sözü. O çıkacak, hiç endişe etme çıkacak.” CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Manisa’da bu akşam miting düzenledi. CHP Lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Nasılsınız? Sizler iyi olduğunuz sürece unutmayın Bay Kemal de çok iyidir. İyi olmanızı isterim, güzel olmanızı isterim. Huzurlu olmanızı isterim. Beraber, birlikte yeni bir tarih yazacağız inanın. Birlikte yeni bir tarih yazacağız. Bu ülkenin huzuru için, bu ülkenin barışı için, bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği güzel bir Türkiye için, Türkiye coğrafyasında herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye için birlikte tarih yazacağız. Söz mü? Birlikte tarih yazacağız. Bunun için 14’ünde hep birlikte sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Bunun için de söz istiyorum. Söz mü? Özellikle gençler sizden söz istiyorum. Ayrışmadan, beraber, birlikte, arkadaşça, oyun havası içinde sandığa gidip huzurla oyumuzu kullanacağız. Söz mü? Gençler söz mü? Bölünmeyeceğiz, ayrışmayacağız, birlikte demokrasiyi yeniden inşa etmek için sandığa gideceğiz ve dünya siyaset tarihine çok ama çok önemli bir not bırakmış olacağız. Bütün dünya siyaset tarihini yazanlar şunu diyecekler. ‘Türkiye’de otoriter bir yönetimi Türkiye’nin gençleri sandığa giderek demokratik yollarla son verdiler. Otoriter yönetimi değiştirdiler’ diyecekler. Bu başarı tek başına bizim gençlerimizin dünya siyaset tarihine bırakacağı çok ama çok önemli bir armağan olacak. O nedenle gençler sizden bir kez daha söz istiyorum. Söz mü? Güzel gençlerden sözümüzü aldık. Gençler sandığa gidecekler, oylarını kullanacaklar ve bu ülkenin geleceği için bir tarih yazacaklar. Unutmayın benim umudum da sizlersiniz. Beraber ve birlikte olacağız, söz veriyorum. Bakın, gençlerin dünya kadar sorunu var. Üniversiteyi bitirmiş işsiz, üniversitede okuyor gelecek açısından kaygılı ve umutsuz. Bunların tamamını değiştirmemiz lazım. Gençlere umut vermemiz lazım. Kendi ülkelerinde çalışmak, kendi ülkelerinde kazanmak gibi bir onuru onlara yaşatmak lazım. Bunun için mücadele ediyorum ve söz veriyorum. Bütün köy okullarını yeniden açacağız ve Cumhuriyet’in 100. yılında 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. 100 bin öğretmen demek 100 bin genç evladımızın okula başlaması demek. Ferhat ile Şirin’in buluştuğu gibi öğrenciyle öğretmen buluşacak. Dolayısıyla onları mutlu edeceğiz. Dolayısıyla köylerde öğretmenimiz olacak, köyün akil insanı olacak, herkes gelecek öğretmene danışacak. Dolayısıyla genç arkadaşlarımız, kırsaldan başlayarak kente kadar yaşayacakları bir süreç içinde bizim evlatlarımıza hizmet etmiş olacaklar. Sizin dünya çapında güzel bir üzümünüz var. Çekirdeksiz üzümünüz var. Bunu da gayet iyi biliyorum. Üreticilerin sorunlarını da biliyorum. İnanın her halükarda en kötü olasılıkla kilosu 2 dolar karşılığı Türk lirasının asla altında olmayacak. Çiftçiyi ezdirmeyeceğiz, üreticiyi ezdirmeyeceğiz. Asla ezdirmeyeceğiz, asla. Çünkü o üretiyor, çünkü o çalışıyor, çünkü o alın teri döküyor. Onun alın terinin karşılığını vermemiz lazım. Eğer çiftçiyi toprağa küstürürseniz, tarlaya küstürürseniz hepimiz aç kalırız. O nedenle bunlar gidiyorlar Fransa’dan, ta Güney Amerika’dan, dünyanın herhangi bir yerinden; buğdaydan tutun yulafa, mısıra, canlı, et ne varsa dışarıdan geliyor. Oysa biz bunların tamamını yapabiliriz, tamamını üretebiliriz ve tamamını bizim insanlarımız kazanabilir. Ve dolayısıyla biz yeni bir hamleyi başlatacağız. Üretim hamlesini başlatacağız, istihdam hamlesini başlatacağız. Türkiye’yi kendi bölgesinde en güçlü ülke haline getireceğiz. Göreceksiniz, 5 yıl içinde Türkiye’nin çehresi değişecek. 5 yıl içinde farklı bir Türkiye olacak. 5 yıl içinde kendi içinde barışık ve güzel hizmet eden bir yönetimle uyum içinde çalışan bir Türkiye ortaya çıkacak. Bundan emin olmanı isterim. Sevgili Manisa, emin olmanı isterim, sana söz veriyorum, bunların tamamını yapacağım. Bir pankartımız var. ‘Karayolları asıl işi yapan taşeron işçilere hakkı olan kadro verilsin’. Endişelenmeyin. Bakın, devlet taşeron işçi çalıştırmaz. Devlet kadrolu işçi çalıştırır. Eğer taşeron işçi varsa o devletin saygınlığına gölge düşürür. Dolayısıyla aynı şey öğretmenler için de var. Kadrolu öğretmen, ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen ne demek ya, öğretmen öğretmendir! Kadroludur, aylığını alır, mesele biter. İşçi işçidir, kadrolu işçidir, taşeron işçisi devlette olmaz. Onun mücadelesini uzun yıllardır veriyorum. Bir kısmı yapılmadı, yaklaşık 150 bin taşeron işçisine kadro vereceğiz; söz veriyorum, Bay Kemal sözü. Atanamayan uzman çavuşlar, memuriyete atanmayı bekliyor. Bu sorunu da gayet iyi biliyorum. Genç yaşta ayrılıyorlar ve bunlar iş bulamıyorlar. Terörle mücadele eden bu insanları aç ve açıkta bırakıyoruz, işsiz bırakıyoruz, bunu da biliyorum. Bu sorunları da biliyorum, hiç endişelenmeyin. Devlet dediğiniz sosyal devlettir. Fakirin, fukaranın yanında duran devlettir. Devlet dediğiniz işsizin hakkını savunan, işsize iş bulan devlet demektir. Sosyal devleti yeniden ayağa kaldıracağız ve bu sorunu da çözeceğiz. Hiç ama hiç unutmayın. Bir şey daha. Şimdi deniyor ki, bazen diyorlar ya ‘bunlar iyi adamlar, çalıyorlar ama iş yapıyorlar…’ Ya Allah aşkına, herhangi bir esnafı düşünün, kendi dükkanında çalan bir adamı çalıştırır mı? Çalıştırmaz. Niye? Der ki, ‘sen çalıyorsun kardeşim, çaldığın şey benim gelirim.’ Şimdi aynı şeyi devlet içinde düşünün. Devleti yönetiyorlar, ‘efendim çalıyorlar ama iş yapıyorlar…’ Bu olmaz. Bu kul hakkı yemektir ve buna izin vermek demektir. Çalmayan insanları iktidarını getireceğiz. Halkın iktidarını getireceğiz. Bunun olması lazım. Bunu gidin her yerde anlatın. Birisi ‘efendim ne yapalım, çalıyorlar ama iş yapıyorlar…’ Bir de çalmayan ama namusuyla iş yapan insan gelsin. Değişimin zamanı mı? Değişimin zamanı. 22 yıl yeter artık. Yeter artık, bu millet soğana muhtaç edildi. Soğan ya, Allah aşkına, soğana muhtaç hale geldi. Mutfaklarda yangın var, onu da gayet iyi biliyorum. Hepsini ama hepsini çözeceğim. Bakınız, bunların döneminde Türkiye soyuldu, 418 milyar doları iç ettiler. O parayı son sentine kadar Türkiye’ye getireceğim. O beşli çetelerin burnundan fitil fitil getireceğim, hiç kimse endişe etmesin. Diyorlar ki, bu parayı nasıl getireceksin? Bay Kemal bunların hepsini bilir. Çünkü 27,5 yıl devlette çalıştım, hesap uzmanlığı yaptım, diğer görevlerde çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, gelir nasıl toplanır, dışarıya para nasıl transfer edilir, hangi bankalarda ne kadar bu para var, onların hepsini biliyoruz. Efendim uluslararası mahkemeye gideriz hakkımızı ararız. Hiçbir uluslararası mahkeme bir devletin soyulmasına evet demez. Hukuksa hukuk, alacağız parayı kendi ülkemize getireceğiz. Bundan emin olmanızı isterim. ‘Şoföre söz ver cumhurbaşkanım’ diyor. ‘Ehliyet affı ailesi’ diye… Biliyorum bundan haberim var. O konuda gittiğim yerlerde söyledim. Bir sefere mahsus olmak üzere o affı getireceğiz. Bunu biliyorum, sorun ciddi bir sorun. Dolayısıyla bunun çözülmesi lazım. Eğer sözse bu sözü veriyorum. Ama bu olay bütün Türkiye’yi ilgilendiren çapta bir olay değil. Biliyorum, bir sıkıntı var biliyorum. Ama bütün Türkiye’yi kapsayan ciddi bir sorun değil. Ama mutlaka af gelmesi lazım. Şoförün direksiyonun başında olması lazım. Alın teri döküyor, direksiyon sallıyor, onun gelirini kısıtlamamamız lazım. Söz, az önce söyledim, Bay Kemal sözü. O çıkacak, hiç endişe etme çıkacak. Bizim milliyetçiliğimizi de sorguluyorlar zaman zaman. Bütün Manisa bilsin, bütün Türkiye bilsin, bütün dünya bilsin. Bizim iki kırmızıçizgimiz var. Bayrak ve vatan. Bayrak ve vatan bizim için vazgeçilmezdir. Bir sürü yalanlar, bir sürü iftiralar, ‘yok masanın altı, yok masanın üstü, yok masanın yanı, yok masanın bilmem nesi…’ Bunların hiçbirisine inanmayın. Çünkü altı lider beraberiz, altı lider birlikteyiz, altı lider halkın karşısına çıkıyoruz. Altı lider, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, ayrıca Mansur Başkan ve Ekrem Başkan da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak sizlere hizmet edeceğiz. Sonuna kadar hizmet edeceğiz. Şunu da bilmenizi isterim. Kul hakkı yemeyeceğim ve kul hakkı yedirmeyeceğim. Bunu da bilmenizi isterim. Ve son söz. Ekrem Başkan ne diyordu? Her şey çok güzel olacak. Bariyerin arkasında da bir grup arkadaşımız var. Her şey çok güzel olacak. Gerçekten de her şey çok güzel olacak. Göreceksiniz ülkeye baharı getireceğim, baharı. Ülkeye huzuru getireceğim, huzuru. Kavgayı bitireceğiz, kavgayı. Beraber. Her eve huzur gelecek. İnsanlar haber izlemekten korkmayacaklar bugün başımıza ne gelecek diye. Mutfaklardan tutun Türkiye’nin en kuytu köşesine kadar bu ülkeye baharı getireceğim, bu ülkeye huzuru getireceğim. Buna inanın. Sözüm söz Bay Kemal’in sözü. Ülkemi seviyorum, insanları seviyorum. Sizler gibi yaşıyorum, benim sarayda yaşamak gibi bir derdim yok. Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya’sına gideceğiz. Teşekkür ederim, çok sağ olun. Şimdi bu akşam yeni bir müziğimiz başlayacak. Bu akşam yeni bir müziğimiz, altı liderle beraber çektiğimiz, artı iki Büyükşehir Belediye Başkanımız yani Cumhurbaşkanı Yardımcılarımızla birlikte çektiğimiz güzel bir müziğimiz var. İlk kez Manisa’da bunu sunuyoruz. Hep beraber dinleyelim.
Benzer Videolar