CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN “ÜLKEMİZİ DENGELERİ DEĞİŞTİREN BİR ÜLKE HALİNE GETİRDİK “
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “22 yıllık iktidarımızda sağladığımız siyasi, ekonomik ve diplomatik kazanımlar sayesinde artık Türkiye, küresel oyunun önemli aktörleri arasına girmiştir. Türkiye’yi, bölgesel ve küresel her önemli meselede görüşü sorulan, duruşu merak edilen, tercihi dengeleri değiştiren bir ülke hâline getirdik” dedi.
Bir gerçeği her fırsatta hem kendilerine hem de millete hatırlattıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti, bir siyasi parti olmanın ötesinde bir davası, bir derdi, bir hayali olanların kurduğu, büyüttüğü, bugünlere getirdiği bir teşkilattır. Her kim AK Parti’yi dünyada kabul gören klasik parti işleyişi sınırları içinde değerlendirip ve öyle hareket ederse fena hâlde yanılır. Siyaseti sadece bu şekilde okuyanların kendi iç işleyişlerinde, yönettikleri belediyelerde, uluslararası ilişkilerinde nasıl savrulmalar yaşadığına hep beraber şahit oluyoruz” dedi.
“MİLLETİN DEĞERLERİYLE VE MEMLEKETLE BAĞINI TAMAMEN KOPARMIŞLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu savrulmaların sonunun kendi ülkesine, milletine, tarihine, kültürüne, inancına önce yabancılaşmak, sonra düşman hâle gelmek olduğunu ifade ederek, “Öyle vahim durumlarla karşılaşıyoruz ki bu ülkede siyaset yapıyor, bu milletin ekmeğini yiyor, bu devletin kimliğini taşıyor ama bakıyorsunuz ülkeye ve millete açıkça düşmanlık ediyor. Hadiselere Türkiye eksenli değil başka başkentlerin penceresinden bakıyor, adeta onların kılıcını sallıyor. Milletle, milletin değerleriyle ve memleketle bağını tamamen koparmışlar. Rüzgâr nereye eserse hemen oraya dümen kırıyorlar” diye konuştu.
Bu kesimlerin sabiteleri, ilkeleri, uğruna zorluklara göğüs gerecekleri ülkülerinin kalmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, hataları yüzlerine vurulunca ders almadıklarını ve aynı yanlışı yapmaya devam ettiklerini kaydetti.
“HAK VE HALK HESABA ÇEKMEDEN BİZ KENDİMİZİ HESABA ÇEKECEĞİZ”
Bir konunun bilinmesini istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin kurduğu ve bugünlere milletin getirdiği AK Parti, asla böyle olmamıştır, olmayacaktır. Biz de olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Hak ve halk hesaba çekmeden biz kendimizi hesaba çekeceğiz. Nefsimizi sorgulamaktan, ‘Acaba nerede kusurumuz var?’ sorusunu kendimize sormaktan asla ve asla korkmayacağız. Eksiği, hatayı, günahı başkalarında değil hep kendimizde arayarak hakkın, hakikatin, doğrunun izninden gideceğiz. Bakınız çok net söylüyorum: AK Parti’nin temsilcisi olduğu dava bir medeniyet davasıdır. Bu dava, büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etme davasıdır. Bu dava, mazluma umut olma, zulme son verme davasıdır. Bu dava, adalet, hürriyet ve hep birlikte onurlu bir yaşam davasıdır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birilerinin yaptığı gibi bu kutlu davayı günlük siyaset uğruna bozuk para gibi harcamayacaklarını, istismar etmeyeceklerini, eğip bükmeyeceklerini ve gerekirse bedel ödemekten çekinmeyerek milleti ayakta tutan kadim değerlere sıkı sıkıya sahip çıkacaklarını vurguladı.
Türkiye ile ilgili hayallerinden, hedeflerinden milim taviz vermeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kalbimizi Hakk’a bağlayacak, sırtımızı millete yaslayacak, yüzümüzü tüm insanlığa döneceğiz. Enaniyeti, kibri, büyüklenmeyi, riyayı, hasedi, zehirli dili kapımızdan içeri sokmayacağız. Tüm kesimleri, inançları ve meşrepleriyle insanımızın her birini samimi, hasbi, harbi, ümitvar, gönül alıcı, çözüm odaklı bir yaklaşımla kucaklayacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şunu unutmayınız değerli kardeşlerim: Beldesinden ilçesine, ilinden genel merkezine kadar AK Parti teşkilatlarının kapısı, tıpkı bir tekke kapısı gibi gelen herkese açık olmalıdır. Hiç şüphesiz teröristle, hainle, hırsızla, arsızla işimiz olmaz. Zaten onların yolu da AK Parti’yle asla kesişmez. Bunun dışında herkesi muhabbetle bağrımıza basarak eser ve hizmet siyasetimizi sürdürmekte kararlıyız. Bakınız şair ne diyor? ‘Bağladım nefsimi zincir yulara, dünyayı duvara astım gel de gör. Rahatı, huzuru attım kenara, çileyi bağrıma bastım, gel de gör. Yürüdüm sel oldum, durdum göl oldum. Mazluma, mağdura, kıvrak dil oldum. Zulüm sıcağında serin yel oldum. Yürekten yüreğe estim gel de gör.’ Evet, nefsimizi zincire vurmadan, rahatı, huzuru bir kenara atmadan, mağdurun ve mazlumun sesi olmadan, yürekten yüreğe esmeden AK Parti’nin temsilciliğini yürüttüğü davaya layık olamayız.”