“Fatih “Bir Projeksiyon Projesidir

Haberin Yıldızı- CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, Fatih Projesi’ne ilişkin hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Adıgüzel’in koordinasyonunda hazırlanan “MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİNDE TEKNOLOJİ ENTEGRASYONU: 2020’YE NASIL GİRDİK?” isimli raporda, eğitim teknolojisi konusunda bugüne kadar yapılmış en büyük bütçeli yatırım olan Fatih Projesi detaylı olarak ele alınmıştır. Rapor FATİH projesinin çıkışı ve bileşenlerinin incelendiği birinci bölüm, öğretmen görüşlerinin incelendiği ikinci bölüm, projenin teknoloji entegrasyon modeline göre değerlendirildiği üçüncü bölüm ve son olarak eğitim politikaları geliştirme önerilerinin yer aldığı dördüncü bölüm olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Raporda, farklı coğrafi bölgelerde bulunan 8 şehirden, farklı okul türlerinde ve öğretim kademelerinde çalışan öğretmen görüşlerine de yer verilmiştir.  CHP Genel Başkan Yardımcısı Adıgüzel, rapora ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “AKP iktidarının bir seçim vaadi olarak ortaya attığı ancak harcanan, israf edilen milyarlarca liralık kamu kaynağına rağmen başarısızlıkla sonuçlanan projelerin başında Fatih Projesi gelmektedir. FATİH projesinin kamuoyuna duyurulması ‘fırsat eşitliğini’ artırma gibi eğitimin toplum açısından en hayati işlevlerinden birisi üzerine yapılmıştır. Ancak gerek projenin yapılandırılma süreci gerekse öğrenci-öğretmen ve okul ekosistemine uygun olmayan plansız uygulamalar nedeniyle bu işlevin gerçekleştirilmesi mümkün olamamıştır. İçinde bulunduğumuz 4. Sanayi devrimi olarak adlandırılan hızlı teknolojik ve bilimsel gelişmeler çağında, eğitim sisteminde teknoloji entegrasyonu hayati bir öneme sahiptir. Ancak bir seçim vaadi olarak başlatılan, süreç içinde defalarca kez değişime uğrayan Fatih Projesi; öğrencilerin teknolojiyle bütünleşmesini öğrencilere cihaz dağıtmaktan öte göremeyen bir anlayışın ürünü olarak başarısız bir entegrasyon örneği olarak tescillenmiştir. Bu başarısızlık bugün çok net görülmektedir. Dünya genelinde yaşanan coronavirüs pandemisi ile mücadelede okulların kapanması ve uzaktan eğitime geçilmesi ile birlikte yaşanan aksamalar eğitimde fırsat eşitsizliğini artıran bir sürecin kapılarını da aralamıştır. Eğer Fatih Projesi doğru, kapsayıcı ve şeffaf bir planlamanın ürünü olarak ortaya çıksa ve iddia edildiği üzere eğitimde fırsat eşitliğini yakalamayı başarsa idi, bugün milyonlarca öğrencinin yaşadığı sıkıntılar bertaraf edilmiş olabilirdi. Ancak muhalefetin, sivil toplumun, sendikaların hiçbir uyarısını dikkate almayan iktidar, milyarlarca liralık kamu kaynağının heba edilmesine göz yummuştur. Özellikle online eğitime geçişle birlikte özel eğitim kurumları ile devlet okulları arasındaki eşitsizlik daha da artmıştır. Oysa Fatih Projesi'ne harcanan bütçe uzmanların görüşleri eşliğinde, siyasi hırslardan uzak bir bakış açısıyla, gerçekten eğitimde teknolojik bir atılımı hedefleyerek harcansa idi, bugün dünyaya örnek olabilecek bir uzaktan eğitim süreci yaşıyor olabilirdik. Raporda da ortaya konulduğu üzere, gerekli planlamaların yapılmaması, pilot uygulama sonuçlarının dikkate alınmaması, şeffaflıktan uzak mali yönetim, sendikaların, eğitimcilerin, öğretmenlerin, okul idarecilerinin ve öğrencilerin özetle eğitim bileşenlerinin süreçten uzak tutulması, muhalefetten gelen öneri ve görüşlerin dikkate alınmaması, içerik sorununun aşılamaması projenin başarısızlığının nedenlerinin başında gelmektedir. Projenin bütüncül bir vizyon, yol haritasıyla yürütülmediğinin en önemli örneği, projenin başlamasından 8 yıl sonra tablet dağıtmanın yanlış olduğu, onun yerine klavyeli bilgisayar dağıtılacağının açıklanması olmuştur. 1 milyon 437 bin tablet dağıttıktan sonra yapılan politika değişikliği, kamu kaynaklarının, vergilerimizin nasıl fütursuzca israf edildiğinin açık bir göstergesidir. Öte yandan, projenin başlangıcından bu yana geçen 10 yıla yakın bir sürede yapılan insan kaynağı, teknoloji, zaman ve kaynak israfı yalnızca başarısızlık denilerek geçiştirilecek bir süreç değildir. Bu kaynakların israfında sorumluluğu olanların hesap vermesi şarttır. Sürecin geçmişten bugüne dek tüm şeffaflığı ile kamuoyu ile paylaşılması elzemdir. Tüm bunlara ek olarak, bundan sonraki süreçte ülkemizi ve gelecek kuşaklarımızı teknolojik gelişmelerin salt tüketicisi değil aynı zamanda üreticisi konumuna da taşıyacak eğitim hamlelerinin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ancak bu hamleler “Ben yaptım, oldu!” düşüncesi ile değil, uzmanların, eğitimcilerin, öğrencilerin ve konunun tüm paydaşlarının görüş ve önerilerine başvurularak atılmalıdır. Aksi durumda kamu kaynaklarımızın israf olmasının yanında dünyada devam eden teknolojik ilerlemelerin günbegün gerisinde kalmaya devam edeceğiz. Hazırladığımız rapor ile Fatih projesi sürecini objektif bir şekilde değerlendirerek yapılan hata ve eksiklikleri kamuoyunun bilgisine sunmayı amaçladık. Eğitim gibi önemli bir alanı yönetenlerin bundan sonra atacakları hamlelerde aynı hataları tekrarlamamaları en büyük temennimizdir.” Raporun özet çıktıları şu şekildedir:
Benzer Videolar