FUTBOL CİDDİ İŞTİR !

Futbol… Kimi için sadece bir oyun, kimi için ise hayatın ta kendisi. Benim için de öyle. Çünkü futbol, milyonların duygusunu bir araya getiren, insanı çocuk gibi sevindiren ama aynı zamanda geceler boyu uykusuz bırakabilen bir tutku. İşte bu yüzden diyorum ki: Futbol ciddi iştir.

Dün akşam Karagümrük – Trabzonspor maçını izlerken bunun en çarpıcı örneğine şahit olduk. 90. dakikaya 4-1 gibi net bir skorla giren Trabzonspor, son dakikalarda adeta kendi eliyle maçı zora soktu. Oyuna giren genç oyuncuların tecrübesizliği, özellikle geleceğin yıldızı diye işaret edilen Arif’in yaptığı basit hata, bir anda her şeyi değiştirdi. Uzatmalarda yenen iki gol, skoru 4-3’e getirdi. Maç bitse bile, yaşananlar taraftarın zihninde uzun süre silinmeyecek.

Evet, futbol hatalar oyunudur. Bazen hiç beklemediğiniz bir anda gelir o hata, bütün dengeleri alt üst eder. Bu oyunun güzelliği de biraz buradadır. Ama işte mesele sadece bundan ibaret değil. Çünkü futbolun bir de tribün tarafı var.

Düşünün; insanlar evlerinden, işlerinden, nafakasından keserek bilet alıyor. Binlerce kilometre yol gidip takımlarını destekliyor. Yeri geliyor çocuğunun okul harçlığından kısıyor, sadece bir deplasman otobüsüne binebilmek için. Bu kadar fedakârlığın karşısında sahaya çıkan oyuncunun tek yapması gereken şey belli: İşini ciddiye almak.

Milyonlar kazanan bir futbolcu, o milyonları ödeyen taraftarın emeğine saygı duymak zorundadır. Çünkü bu oyun sadece yetenekle değil, sorumlulukla da oynanır. Sahada yapılan her hata, yalnızca tabelaya yansımıyor; tribündeki yüzlere, evde televizyon başındaki milyonların kalbine de yansıyor.

Ben yine de futbolun bu dramatik yönünü seviyorum. Çünkü o, insanı hayata benzetiyor. Hayatta da bir anlık dikkatsizlik, bazen geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabiliyor. Ama hayat gibi futbol da saygı istiyor. Taraftara, emeğe, bu oyunun kutsallığına saygı…

Kısacası futbol bir oyun değil, ciddi bir iştir. Çünkü milyonların umudu, alın teri, tutkusu ve hayali onun üzerine kuruludur. Sahadaki 90 dakika, aslında koskoca bir yaşamı temsil eder. Ve hayatı hafife almanın bedeli, yalnızca bir skor tabelasında değil, kalplerde de ağır bir yenilgi olarak kalır.