GIDA BANKACILIĞINI KURULUYOR
"TÜRKİYE'DE HER YIL 19 MİLYON TON GIDA ÇÖPE GİDİYOR"
"GIDA İSRAFININ ÖNÜNE GEÇMEDE EN ETKİLİ SİLAHLARIMIZDAN BİRİSİ GIDA BANKACILIĞI"
"ÜLKEMİZ GIDA GÜVENLİĞİ BAKIMINDAN DÜNYADA EN AVANTAJLI ÜLKELERDEN BİRİSİ"
"TOPLAM 40 BİN TON PATATES VE 10 BİN TON KURU SOĞANIN DAĞITIMINI GERÇEKLEŞTİRDİK"
Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, çevrimiçi olarak düzenlenen "Belediyelerde Gıda Bankacılığı Çalıştayı"na katıldı.
Programda yaptığı konuşmasında tahminlere göre, 2050'de dünya nüfusunun 10 milyar olacağını ülkemizin nüfusunun ise 105 milyonu geçeceğini ifade eden Bakan Pakdemirli "2050'de oluşacak talebi karşılamak için, bugüne göre yüzde 60'lık bir üretim artışı, bu artış için de yüzde 15 daha fazla su gerekiyor! Hem daha çok üretmek, hem de ürettiğimiz gıdayı israf etmemek zorundayız! Bugün Dünyada herkese yetecek kadar gıda üretiliyor. Ama maalesef insanların bir kısmı yokluktan, diğer bir kısmı ise tokluktan muzdarip. Bugün Dünya'da her 9 insandan biri, yani 690 milyon kişi yatağa aç giriyor. 1 yıldır süregelen COVID-19 salgınının, bu sayıya 132 milyon kişi daha eklediği tahmin ediliyor. 2030'da ise yetersiz beslenen kişi sayısının 840 milyonu aşması bekleniyor. Öte yandan, neredeyse 1 milyara yakın kişi obezite sorunu, 2 milyar insan da aşırı beslenmeden dolayı sağlık sorunları yaşıyor. Her yıl üretilen gıdanın üçte biri, yani 1,3 milyar ton gıda kayıp ve israf oluyor. Gıda kaybının ekonomik bedeli; gelişmekte olan ülkelerde 310 milyar dolar, gelişmiş ülkelerde ise 680 milyar dolar. İsraf edilen gıdayı üretmek için gerekli ekili alan Çin'in yüzölçümü kadar, yani 9,6 milyon km2'dir" diye konuştu.
TÜRKİYE'DE HER YIL 19 MİLYON TON GIDA ÇÖPE GİDİYOR
Ülkemizde yaşanan gıda kayıp ve israfına da değinen Bakan Pakdemirli sözlerini şöyle sürdürdü:
"Günlük olarak 4,9 milyon ekmek israf ediliyor. Üretilen sebze ve meyvelerin yüzde 50'si kayıp! Hizmet sektöründe; işletme başı yılda 4,2 ton gıda ve 2.000 litre içecek israfı! Her yıl çöpe giden 19 milyon ton gıda! Bu da yaklaşık 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarına denk! Çarpıcı bir rakam vermek isterim. Ülkemizde gıda sektörünün cirosunun yıllık 500 Milyar Lira olduğu tahmin edilmekte. Yüzde 2 civarında gıdayı çöpe göndermekten vazgeçersek, bunun anlamı 10 Milyar Lira demek. Bu oranı; yüzde 5 yapmayı başarırsak 25 Milyar Lira demek! O nedenle ikramı değil, israfı önleyecek alışkanlıklarımızı öne çıkartmamız gerekiyor"
Gıda kayıp ve israflarının nedenlerini anlatan ve çevreyle olan ilişkisine değinen Pakdemirli "1 kg kırmızı etin üretimi için: 15 bin 455 litre suya, 1 kg peynirin üretimi için: 5 bin litre suya, 1 kg pirincin üretimi için: 3 bin 400 litre suya, 1 kg şekerin üretimi için: 1.500 litre suya ve, 1 kg domatesin üretimi için ise: 184 litre suya ihtiyaç var. Bu da demek oluyor ki, tüketilmeyen veya israf edilen gıda, ekonomik kaybın yanında diğer doğal kaynakların kaybı demek" dedi.
GIDANI KORU SOFRANA SAHİP ÇIK KAMPANYASI
Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık kampanyası kapsamında FAO ile iki seneyi aşan hazırlık çalışmaları yaptıklarının altını çizen Bakan Pakdemirli şöyle devam etti:
"Dünyada bu konuda yayınlanmış strateji belgelerini inceledik. Çalıştaylar düzenledik, onlarca toplantı yaptık. Uluslararası literatür tarandı ve FAO'nun katkısı alındı. Kamu, özel sektör, akademisyenler ve sivil toplum dâhil 100'den fazla paydaşımıza görüş soruldu. Türkiye'de ilk defa gıda kayıpları ve israfının önlenmesi, azaltılması ve yönetimine ilişkin ulusal strateji belgesini oluşturduk! Bu stratejiyi hayata geçirecek eylem planımızı hazırladık! Bu plan çoğulcu ve ortak yaklaşımın güzel bir örneği oldu! Herkesin sahiplenebileceği, sorumlu ve ilgili kuruluşların belirli olduğu bir yol haritası ortaya konuldu. Son bir yılda ise eylem planımızda yüzde 50 gibi önemli bir ilerleme kaydettik.
Gıdanı Koru Kampanyası Strateji ve Eylem planında toplam 4 amaç belirledik; İlk amacımız; gıdada kayıp ve israfı önlemek! İkinci amacımız; mümkünse gıdayı kurtarmak ve yeniden dağıtmak! Üçüncü amacımız; insani tüketimi mümkün değilse, yem olarak kullanmak! Dördüncü ve son olarak da; atık gıdanın geri dönüşümünün sağlanması! Tabi, farkındalık konusu, gıda kayıpları ve israfını önlemede en önemli unsur"
GIDANI KORU SOFRANA SAHİP ÇIK KAMPANYASI İLE ULAŞILAN KİŞİ 21 MİLYONU GEÇTİ
Kampanya kapsamında her hafta alanında uzman kişileri, sosyal medyada canlı yayınla vatandaşlarla buluşturduklarını söyleyen Pakdemirli "Canlı yayınlar 5 milyondan fazla kişiye ulaştı! İsraf olmasın afiyet olsun konsepti ile tarif videoları, arta kalan malzemelerden nasıl yemek yapılır? 11 milyondan fazla kişiye ulaştı! Toplamda ulaşılan kişi 21 milyonu geçti. En kıymetli paydaşımız Belediyeler Birliği ile 8 Temmuz'da özel bir oturum düzenledik! Onların desteğini aldık! Teşkilatımız ve belediyeler bir araya gelerek, geçtiğimiz yaz bütün Türkiye'yi Gıdanı Koru görselleriyle boyadı – tüketicilere "İhtiyacın Kadar Al – Geleceği Çöpe Atma" dedi! Ekim ayında Söz Ver Rekor Gelsin dedik ve tüm Türkiye'yi her bir lokmasının, her bir yudumunun kıymetini bileceğine söz vermeye davet ettik" ifadelerini kullandı.
12 Mart'ta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, tarafından açıklanan Ekonomi Reform Programı Eylem planında gıda kaybı ve israfının önlenmesi konusunun da yer aldığını belirten Pakdemirli " Bu kapsamda belirlenen 7 tane alt eylemin 5'inden Bakanlığımız doğrudan sorumludur! Bahsettiğim bu alt eylemlerden bir tanesi; Gıda israfının önüne geçmek amacıyla Gıda Bankacılığı Sistemini cazip hale getirmek ve bunu yaygınlaştırmaktır" değerlendirmesinde bulundu.
GIDA İSRAFININ ÖNÜNE GEÇMEDE EN ETKİLİ SİLAHLARIMIZDAN BİRİSİ GIDA BANKACILIĞI
Gıda Bankacılığının, gıda israfının önüne geçmede en etkili silahlarımızdan birisi olduğunun altını çizen Bakan Pakdemirli sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gıdanı Koru Stratejik Amaçlarımızdan da ikincisini oluşturmaktadır. Gıda Bankacılığı - ihtiyaç sahipleriyle güvenilir gıdayı ücretsiz olarak buluşturan bir yapıdır. Aslında sadece gıda değil, insanca yaşamak için gerekli olan, hijyen malzemeleri, kıyafet, kitap ve oyuncak da bazen bu sisteme dahil olabilmektedir. Ancak biz bugün burada, Bakanlığımız görev alanına düşen gıdanın bu sisteme dâhil edilmesini, ihtiyaç sahipleriyle buluşmasını ele alacağız. Türkiye'de şu an mevcutta işleyen bir gıda bankacılığı sistemi var. Ancak bu sistemin iyileştirilmesi gereken yanları çok. Bize düşen bu eksiklikleri tespit edip, sistemi daha iyi işler hale getirmek. Sizlere düşen ise, bu sistemi yaygınlaştırmak!
Bugün milyonlarca ton güvenilir gıda, sırf son tüketim tarihi ya da tavsiye edilen tüketim tarihi yaklaştı diye, ürün paketindeki etiket ters basıldı diye, ürünün dışındaki pakette, gıdanın kalitesini etkilemeyecek ufak bir deformasyon oldu diye, çöpe gidiyor! Hâlbuki öte yanda ihtiyaç sahipleri var! Belediyelerimiz arasında, bu uygulamayı layıkıyla yapan pek çok gıda bankası mevcut! Bugün bu etkinlikte, gıda bankacılığı sistemi hakkında bilgimizi arttırmayı ve iyi uygulamaları ön plana çıkartarak, henüz bu sisteme geçmemiş belediyelerimize ilham vermek istiyoruz"
TOPLAM 40 BİN TON PATATES VE 10 BİN TON KURU SOĞANIN DAĞITIMINI GERÇEKLEŞTİRDİK
Bu konuyla güncel bir örnek de veren Bakan Pakdemirli "Bildiğiniz gibi Ramazan ayının başında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaştırılması amacıyla, Toprak Mahsulleri Ofisini patates ve kuru soğan tedariki ve dağıtımı için görevlendirdik. Yeni hasat dönemi öncesi üreticilerimizin ellerindeki ürünlerin israfını önledik ve bu ürünleri ihtiyaç sahibi ailelerimize dağıttık. Bu uygulama aslında güzel bir gıda bankacılığı örneğidir. Bugüne kadar 81 ilimizde, toplam 40 bin ton patates ve 10 bin ton kuru soğanın dağıtımını gerçekleştirdik. Böylece, üreticimizin depolarındaki ürünlerin israf olmasını önleyerek gelecek sezonda üretim yapma isteğini de güçlendirdik"dedi.
GIDA BANKACILIĞI DÜNYADA DA UYGULANAN BİR SİSTEM
Gıda Bankacılığının dünyada da uygulanan bir sistem olduğunu vurgulayan Pakdemirli " Biz, bir çalışmayı yürütürken her zaman dünyadaki örnekleri inceleyip, ülkemizde uygulanabilecek iyi uygulamaları dikkate alırız. Gıda Bankacılığı uygulamalarında öne çıkan bazı ülkeler var. Örneğin Fransa: Fransa'da süpermarketlerin, TETT'si yaklaşan, güvenilir gıdaları atması yasak. Bu gıdaları atmak yerine, hayır kuruluşlarına ya da gıda bankalarına bağışlamak zorundalar. 400 metrekareden daha büyük alan kaplayan süpermarketler, gıda bağışı için anlaşmalar imzalamaya mecburdur.
İngiltere'ye bakalım: İki binden fazla gıda bankası aktif çalışıyor. Üstelik kırk binden fazla gönüllünün desteği ile. Yaygın bir şekilde bağış alınabildiği için, hem israfın önüne geçiliyor hem de ihtiyaç sahipleri gıdaya ücretsiz erişiyor. Ben eminim ki bugün burada bizler de dünyaya rol model olacak bir sistemin temellerini atabileceğiz" diye konuştu.
ÜLKEMİZ GIDA GÜVENLİĞİ BAKIMINDAN DÜNYADA EN AVANTAJLI ÜLKELERDEN BİRİSİ
Tarım ve gıdanın üretimi bir ülkenin gücü olduğunu söyleyen Bakan Pakdemirli "Ülkemiz gıda güvenliği bakımından Dünyada en avantajlı ülkelerden birisidir. Tarım alanı bakımından Dünyada 17. sırada olmamıza rağmen, tarımsal hasılada Avrupa'da birinci, Dünyada ise ilk 10 içindeyiz. Tarımsal üretimimizdeki artış her yıl devam ediyor. 2020 yılında toplam bitkisel üretimimiz 126 Milyon Tona yükselerek Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. İnşallah bu rekorları geliştirerek üretimimizi artıracağız. Ancak, üretim için yoğun bir çaba harcarken, bayatladı diye atılan ekmekleri, şekli bozuk diye çöp kovasına giden meyve-sebzeleri görmek bizleri gerçekten üzüyor. Gıda israfının önüne geçmek ve her bir vatandaşımızın yeterli gıdaya ulaşmasını sağlamak için başta belediyeler olmak üzere, kamunun tüm kesimlerine büyük görevler düşüyor" açıklamasını yaptı.