İSTANBUL – Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) en kritik ve en büyük örgütü olan İstanbul İl Başkanlığı, yargı kararıyla eşi benzeri görülmemiş bir yönetim krizinin içine sürüklendi. İl Başkanlığı'nın, mahkeme kararıyla atanan kayyum yönetimine yaptığı itirazın reddedilmesiyle, CHP İstanbul'da "çift başlıklı" bir yapı resmen onaylanmış oldu.
Bu karar sonrası, parti içinde zaten gergin olan atmosfer daha da ağırlaşırken, siyasi çevreler İstanbul gibi bir metropolün parti yönetiminde yaşanan bu hukuki-siyasi ikilemin ne kadar süreceğini ve hangi sonuçları doğuracağını büyük bir merakla bekliyor.
İtiraz Reddedildi: Kayyum Heyeti Görevde Kalıyor
Mahkeme, CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından, kayyum atanması kararına karşı yapılan itirazı inceledi ve reddetti. Alınan bu nihai karara göre; mahkeme tarafından kayyum olarak atanan eski Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve beraberindeki heyet, görevine yasal olarak devam edecek.
Bu durum, halihazırda il başkanlığı görevini yürüten seçilmiş organlar ile mahkeme tarafından yetkilendirilen kayyum heyetinin yetki alanlarının kesiştiği, hatta çatıştığı bir kaosa yol açıyor.
İstanbul Örgütünde Yetki Karmaşası Başladı
CHP İstanbul İl Başkanlığı, hem seçilmiş üyeleri hem de Gürsel Tekin başkanlığındaki kayyum heyetini bünyesinde barındırarak fiilen iki ayrı otorite tarafından yönetilmeye başlandı. Bu durumun örgüt üzerindeki etkileri şöyle sıralanıyor:
Paralel Karar Alma Süreci: Parti içindeki kritik konularda (üyelik işlemleri, delege seçimleri, ilçe örgütleriyle koordinasyon, bütçe kullanımı vb.) kimin aldığı kararın geçerli olacağı temel bir sorun teşkil ediyor.
İlçe Örgütlerinin İkilemi: İstanbul'daki onlarca ilçe örgütü, hem seçilmiş il yönetimini hem de mahkeme kararıyla atanmış kayyum heyetini muhatap almak zorunda kalacak, bu da örgütün işleyişini yavaşlatacak ve iç çatışmaları tetikleyebilecektir.
Hukuki Belirsizlik: Atılan her adımın, yapılan her harcamanın veya organizasyonun hukuki bir itiraza konu olma potansiyeli, örgütü tam bir felç durumuna sürükleyebilir.
İstanbul, Türkiye siyasetinin kalbi ve CHP'nin en büyük siyasi başarısının (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) merkezi olması nedeniyle, bu krizin sonuçları sadece parti içini değil, ulusal siyaseti de yakından ilgilendiriyor.
CHP İl Başkanlığı'nın en temel görevlerinden biri, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve yönetimi ile parti örgütü arasındaki bağı koordine etmektir. Çift başlılık, İBB'nin parti tabanıyla olan ilişkisini zedeleyebilir, yerel yönetim politikalarının örgüt içinde destek bulma hızını düşürebilir.
Genel Başkan ve Merkez Yönetim Kurulu (MYK), İstanbul'daki bu ikili yapıyı sonlandırmak için hukuki yolları sonuna kadar zorlamak veya acil bir kongre kararı almak gibi radikal adımları gündemine almak zorunda kalacaktır. Parti kulislerinde, bu durumun bir an önce çözülmemesi halinde partinin en önemli kalesinde büyük bir siyasi istikrarsızlık yaşanacağı endişesi hâkim.
Kayyum olarak atanan Gürsel Tekin'in uzun yıllara dayanan siyasi tecrübesi ve parti içindeki ağırlığı göz önüne alındığında, seçilmiş yönetime karşı siyasi bir vekalet savaşı başlatması muhtemeldir. Tekin'in yasal gücü elinde bulundurması, iktidar mücadelesini kayyum heyeti lehine çevirebilecek kritik bir faktördür.
Siyasi Analist Görüşü: "İstanbul CHP'de yaşanan, sadece bir yönetim karmaşası değil, partinin en güçlü olduğu merkezde yargı eliyle yaratılmış bir kurumsal krizdir. Bu, partinin enerjisini dış rakipler yerine, kendi içindeki hukuki ve siyasi savaşlara harcamasına neden olacak, partinin önümüzdeki seçimlerdeki performansını doğrudan tehdit edecektir. Genel Merkez'in bu durumu hızla 'idari' bir çözüme kavuşturması hayati önem taşımaktadır."
Yorumlar