Ekim 2025 enflasyon verileri, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) arasındaki büyük farkı bir kez daha gözler önüne serdi. Kurumların açıkladığı yıllık enflasyon oranları arasındaki 27 puanı aşan devasa makas, ekonomik gerçekliğin farklı perspektiflerle algılandığını gösteriyor.
|
Kurum |
Yıllık Enflasyon |
Aylık Enflasyon |
|
TÜİK (TÜFE) |
%32,87 |
%2,55 |
|
ENAG (E-TÜFE) |
%60,00 |
%3,74 |
TÜİK, yıllık enflasyonu %32,87 olarak açıklarken, aylık artışı %2,55 olarak kaydetti. Diğer tarafta, ENAG'ın verilerine göre ise yıllık enflasyon %60,00 ile TÜİK'in neredeyse iki katına yaklaştı; aylık artış ise %3,74 oldu.
Yasal kira artış oranını belirlemede esas alınan 12 aylık enflasyon ortalaması (TÜFE) ise Ekim 2025 verilerine göre %37,15 olarak gerçekleşti. Bu oran, konut piyasasındaki artışlar ve genel enflasyon seyrinin hane halkı bütçeleri üzerindeki etkisini somutlaştırıyor. (Ancak, hükümetin kira artışlarına getirdiği bir tavan uygulaması varsa, yasal üst sınır bu rakamın altında kalabilir.)
TÜİK verilerine göre, Ekim 2025'te en yüksek ağırlığa sahip ana harcama gruplarında yıllık bazda çarpıcı artışlar kaydedildi:
Aylık bazda en yüksek artış ise %3,41 ile yine Gıda ve Alkolsüz İçecekler grubunda yaşandı.
TÜİK ve ENAG'ın verileri arasındaki bu denli büyük farkın temelinde, farklı metodoloji, veri toplama yöntemleri ve veri kapsamı yatıyor. Bu ayrışma, enflasyon ölçümünde güvenilirlik ve şeffaflık tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Sonuç olarak, Türkiye ekonomisinde enflasyonun seyri konusunda iki farklı tablo çizilmektedir. TÜİK'in verileri resmiyet taşırken, ENAG'ın verileri piyasadaki hissedilen enflasyona daha yakın bir referans noktası olarak değerlendirilmektedir. Bu büyük fark, hane halkından iş dünyasına kadar tüm ekonomik aktörlerin beklentilerini ve kararlarını doğrudan etkilemeye devam etmektedir.
Yorumlar