Ulusal Süt Konseyi (USK), Eylül ayına ait çiğ süt üretim maliyetini açıkladı. Rapora göre, 1 litre çiğ süt üretim maliyeti bir önceki aya göre 32 kuruş artarak 17,12 TL’ye yükseldi. Aynı dönemde üreticiye önerilen tavsiye satış fiyatı ise 18,35 TL olarak açıklandı. Ancak bu tablo, süt üreticisinin zararına üretim yaptığını bir kez daha gözler önüne serdi.
USK verilerine göre, çiğ sütün maliyeti artık tavsiye satış fiyatına dayandı. Kâğıt üzerinde üreticinin eline litre başına 1,23 TL kazanç kalıyor. Ancak bu fark, sütü soğutma, taşıma ve pazarlama giderleri hesaba katıldığında tamamen ortadan kalkıyor.
Türkiye genelinde birçok üretici, “Artık dayanacak gücümüz kalmadı” diyerek sesini yükseltiyor.
Samsun’un Bafra ilçesinde süt üreticiliği yapan Mehmet D., yaşadıkları ekonomik sıkıntıyı şöyle anlatıyor:
“1 litre sütü 17 liraya mal ediyoruz, 18 liraya satıyoruz. Ama yem, mazot, elektrik, veteriner masrafı derken o fark zaten yok oluyor. Gün sonunda cebimize 1 kuruş bile kalmıyor. Biz üretmezsek, bu ülke sütü ithal eder hale gelir.”
Konya’nın Karapınar ilçesindeki üretici Zehra K. ise tavsiye fiyatın sahada karşılık bulmadığını vurguluyor:
“Konsey fiyatı 18,35 TL dedi ama biz çoğu zaman sütü 17 liradan bile zor satıyoruz. Mandıralar ‘fazla arz var’ diyerek fiyatı aşağı çekiyor. Bizim maliyetimiz arttıkça, kazancımız azalıyor.”
Uzmanlara göre Ulusal Süt Konseyi’nin açıkladığı maliyet rakamları, gerçek üretim maliyetlerinin altında kalıyor. Çünkü hesaplamalarda birçok kalem ya eksik ya da düşük gösteriliyor.
Süt üretiminde en büyük gideri yem oluşturuyor. Son bir yılda yem fiyatları %80, mazot fiyatları ise %60 oranında arttı.
Tarım ekonomisti Dr. Cem Aydın, bu durumu şöyle yorumladı:
“Resmi maliyet hesabı ile sahadaki maliyet arasında en az 2 TL fark var. Üretici litre başına 19 TL’nin üzerinde bir maliyetle üretim yapıyor. Dolayısıyla açıklanan rakamlar üreticinin gerçek yükünü yansıtmıyor.”
Bazı bölgelerde üreticilerin zararına satış yapmamak için sütü mandıraya vermek yerine hayvanlarına geri içirdiği ya da döktüğü belirtiliyor.
Aydın’ın Söke ilçesindeki genç üretici Hakan Y., yaşadığı çaresizliği şu sözlerle dile getiriyor:
“Sütü satmak zarar, dökmek içimi acıtıyor. Ama başka çaremiz yok. Devlet ya destek verecek ya da birçok çiftlik kapanacak. Çünkü bu tabloyla üretim sürdürülemez.”
Ekonomi çevreleri, çiğ süt üretimindeki bu zarar tablosunun tüketiciye zam olarak geri döneceği uyarısında bulunuyor.
Dr. Aydın, “Üretici para kazanamazsa üretimden çekilir. Bu da arzı düşürür ve marketteki süt fiyatları hızla artar. Bugün üreticiyi korumak, yarın tüketicinin cebini korumaktır.” ifadelerini kullandı.
Ulusal Süt Konseyi’nin verileri, Türkiye’de süt üretiminin sürdürülebilirliği açısından alarm zillerinin çaldığını ortaya koyuyor. Üreticiler, girdi maliyetlerinin kontrol altına alınmasını, yem ve mazot desteğinin artırılmasını talep ediyor.
Yorumlar