İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu İstanbulda gerçekleşen bir dizi etkinliğinde yaptığı konuşmada eşit hizmet vurgusu yaparken kendilerine yapılan engellemeleri anlattı.
EŞİT HİZMET VURGUSU
“Bu hizmet dolu yarışın içerisinde sadece Beylikdüzü yok” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Çok başarılı diğer 13 belediye başkanımızın da şahidiyim. Her birisi yürekten, bütün zorluklara rağmen, en güzel işleri, şehrinde yaşayan insanlara kazandırma hususunda çok yoğun bir çalışma içerisindeler. İstanbul’un 39 ilçesine eşit hizmet götürme konusunda hassas bir Büyükşehir Belediye Başkanlığı sürecini yaşatıyoruz. Bugün başkanımızın açılış yaptığı işlerin içerisinde çocuk var, kadın var, dezavantajlı gruplar var, afet anı var, afet öncesi sonrası var, yeşil alan var, doğa var. Hiç birisinde uçuk kaçık işler yok. Toplumun aradığı hizmet duygusunu, onlara sunan bir anlayış var. O bakımdan kentlerin ihtiyaç duyduğu hem bugünü hem yarını teminat altına alacak bu tarz hizmetleri öncelemek, aslında hepimizin en büyük sorumluluğu. Kaybolan, heba edilen kaynakların, bu şekilde topluma ve şehirlere kazandırılması sadece o şehrin refah düzeyini arttırması anlamına gelmiyor. Ülkenin refah düzeyini arttırması anlamına geliyor. Ve insanca yaşamın gerçekten iyi koşullarda hayat sürmenin, yaşam kalitesini arttırmanın da temelini oluşturuyor.”
“BAKTIK OLMUYOR; BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’Nİ KAZANDIK”
İlçe belediye başkanlığı döneminde, eski İBB yönetiminin, temeli atılacak ve hizmete alınacak bazı yatırımlarla ilgili kendilerine yaşattığı engellemelerden örnekler veren İmamoğlu, “Başladık, durdurulduk. Bir daha başladık, mahkemeye verildik. Suç duyurusunda bulunuldu. Teftişler geçirdik. Sonra baktılar baş edemiyoruz; Büyükşehir Belediyesi geldi, mühürledi. Baktık olmuyor; Büyükşehir Belediyesi’ni kazandık. Ve günün sonunda burası bitti” dedi. İstanbul ve Türkiye’nin kaynaklarının çok fazla olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, bundan bütün insanların eşit bir biçimde faydalanması için, bu paranın nereye aktığını ve nereye yönlendirildiğinin bilinmesi gerektiğine dikkat çekti. “Eğer hizmete akar ise, bu ülkeden daha zengin bir ülke dünyada yok” diyen İmamoğlu, “Ama hizmete değil, birilerinin, bir avuç insanın isteklerine ve şahsi arzularına dönük bir kanal açılmış ve oraya akıyorsa, işte o zaman bugünün zor koşullarını yaşıyoruz. O bakımdan, sizlerin liderliğinde, Türkiye'mize, İstanbul'umuza, şehirlerimize, insanlarımıza çok değerli, adil bir dönemin gelmesini arzu ediyoruz. Hep beraber çalışacağız” ifadelerini kullandı.
“KİMSE BU DEVLETİN SAHİBİ DEĞİL”
5 yıllık ilçe belediye başkanlığının ardından, İBB Başkanlığı döneminde de engellemelerin devam ettiğini dile getiren İmamoğlu, duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Ben, bu feryadı yapmak zorundayım. Çünkü, bu benim üzüntüm, yaram. Yaşadım ben bunu. 5 yıl boyunca bu ilçede yaşadım, 3 yıl boyunca da İstanbul'da yaşıyorum. 5 yıl boyunca Beylikdüzü'nde, hiçbir kamuya dönük açılışımıza, etkinliğimize tek bir kez bir kamu görevlisi gelemedi. 2,5 yıldır da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gelemiyor. Beni çağırdıkları her yere gidiyorum. Bir gün kızgınlıkla söyledim, 2-3 defa tekrar ‘Beni çağırsalar giderim’ dedim. ‘Ben 2,5 yıldır hiçbir bakanlığın açılışına davet edilmedim’ dedim, Atatürk Kültür Merkezi'nin açılışına davet edildim. Eşimle beraber gittim. Gayet güzel de olmuş. Teşekkür de ettim. Yani kimse bu devletin sahibi değil. Hiçbir hizmetin bir partisi olamaz. Genel Başkanımızın huzurunda defalarca ifade ettim ki; kendisinin bize en baştan beri tavsiyesidir. Yani Cumhuriyet Halk Parti projesi, İYİ Parti projesi olmaz; devletin projesi olur. Milletin, kurumların projesi olur. Ve biz onları yapar, halka teslim ederiz. Bugün biz varız, yarın başka bir siyasi parti olabilir. Bunların hepsi can yakan işler.”