DOLAR 32,5628 0.02%
EURO 34,8705 -0.02%
ALTIN 2.426,14-0,15
BITCOIN 2077646-3.42402%
Trabzon
24°

KAPALI

04:29

SABAHA KALAN SÜRE

DERVİŞOĞLU: SUSTURULMAK İSTENEN BİZ DEĞİL MİLLETİN TA KENDİSİDİR

DERVİŞOĞLU: SUSTURULMAK İSTENEN BİZ DEĞİL MİLLETİN TA KENDİSİDİR

ABONE OL
24 Mayıs 2021 19:28
DERVİŞOĞLU: SUSTURULMAK İSTENEN BİZ DEĞİL MİLLETİN TA KENDİSİDİR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sakarya’nın Karasu ilçesindeki bir camide cuma namazı öncesinde verdiği vaazda Selanik’ten Türkiye’ye gelenlere ilişkin kullandığı ifadeleri nedeniyle Düzce’nin Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu’nu eleştiren Dervişoğlu, müftünün açığa alınarak hakkında soruşturma başlatılmasını yerinde bulduklarını söyledi.

Dervişoğlu, “Selanik’ten ne çıkar, diye merak edenlere buradan sesleniyorum. Selanik’ten vatan kurtaranlar çıkar. Selanik’ten devlet kuranlar çıkar. Milleti yaşatmak için büyük bir irade sergileyenler çıkar. Kısaca Selanik’ten Mustafa Kemal ve onun evlatları çıkar.” diye konuştu.

Yaklaşık bir buçuk yıldır Türkiye’yi gezdiklerini, halkın sorunlarını dinleyerek Meclis’in gündemine taşıdıklarını dile getiren Dervişoğlu, milletin aklının devlette olduğunu ancak devletin aklının, eli milletin cebinden çıkmayan müteahhitlerde olduğunu savundu.

Meral Akşener’in yurt içi gezilerinde sürekli provokasyonlarla karşılaştıklarını belirten Dervişoğlu, “Anket sonuçları iktidar mensuplarını rahatsız etmiş olacak ki bizim milletle buluşmamızdan muzdarip oluyorlar. Aslında susturmak istedikleri biz değil, milletin ta kendisidir. İYİ Parti’nin milletin sesi olmasından korkuyorlar. Asıl korkması gerekenler bizler değil, suçlulardır. Zira herkes bilir ki suçlular her zaman korkak olurlar. Bizden kimse kısır kavgaların tarafı olmamızı beklemesin. Kavga biçimimiz çatışmak değil, gerçekleri söylemektir.” diye konuştu.

Müsavat Dervişoğlu, kavgalarının yoksulluk, yolsuzluk, adaletsizlik ve kul hakkı yiyenlerle olduğunu söyledi.

İsim vermeden suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in iddialarına değinen Dervişoğlu, “İddialar muteber midir değil midir, bilmem ama vahim olduğu muhakkaktır. Konuyla ilgili muhataplar karşılıklı açıklamalar yapıyorlar. Lakin henüz savcılardan bir ses yok. Sanki ‘öküz ölmüş ortaklık bozulmuş’ gibi bir izlenim ediniyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bu konuda TBMM’nin elinin kolunun neredeyse bağlı olduğunu ileri süren Dervişoğlu, “Herkes Meclis’ten çare beklemektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte Meclis’in gensoru yetkisi elinden alınmıştır. Soruşturma önergesi için de salt çoğunluk gerekmektedir. Araştırma önergeleri ise iktidar kanadı oylarıyla reddedilmektedir. Cumhurbaşkanı vaziyet almadığı müddetçe sığınılacak tek yer yargıdır. Onun da bağımsızlığı maalesef tartışmalıdır. Yani tuz kokmuştur. Doğru lafı yanlış adam söyledi diye doğruyu, yanlış lafı doğru adam söyledi diye adamı eğip bükmeye kalkışmamak lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Dervişoğlu, adaletin görevinin hakikati aramak olduğunu ancak iktidarın hakikati aramak yerine kendisini hakikatin yerine koymaya çalıştığını iddia ederek, şunları söyledi:

“Türkiye’de en fazla ihtiyaç duyulan şey ahlaklı siyasettir. Demokrasinin fazileti, faziletli siyasetçilerin varlığıyla hissedilir. Zihniyeti sakat, geçmişi şaibeli, kadroları sabıkalı olan bu zevatın siyasete ahlak ve seviye kazandırması asla beklenemez. İşte bu sebepten dolayı saray siyaseti değil, halk siyaseti vadediyoruz. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Bitmek bilmeyen ihtirasları yüzünden bütün değerlerimizi çürütüyorlar. Türkiye’de yaşadıklarımız başka bir ülkede yaşanmış olsaydı neler olurdu? Japonya’da olsaydı intiharlar, harakiriler birbirini kovalardı. Ben ‘intihar etsinler, harakiri yapsınlar’ demiyorum ama hiç olmazsa istifa edecek kadar ‘Japon olsunlar’ diyorum.”

Dervişoğlu, organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker’in, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırımın oğluyla ilgili iddialara ilişkin bir soruya “Bu konularla ilgili kendimi savcının yerine koymam. Delilleri analiz etmeye asla kalkışmam. Taraflar konuşuyor, iddiaların muhatabı olanlar da konuşuyor. Ama asıl konuşması gereken devletin savcıları. Savcıların sükutunu anlamsız buluyorum.” dedi.

Müsavat Dervişoğlu, muhalefetin erken seçim talebine ilişkin bir soruya ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin çöktüğünü, Türkiye’nin o enkazın altında kaldığını, bu enkazın altından kalkmanın tek yolunun ise seçim olduğunu savundu.

Dervişoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Sedat Peker’in bir siyasetçiye ayda 10 bin dolar gönderdiği yönündeki açıklamasına ilişkin bir soruya ise “Bunu açıklaması icap edenler başkalarıdır. ‘Herkesin haysiyeti maaşı kadardır’ gibi bir anlaşılmaz söz orta yerde dolaşmaktadır. Bu söylenen şey milletvekillerini asla töhmet altında bırakmaz. Burası Gazi Meclisidir. Bu çatının altında bu düşüklüğü sergileyen birileri varsa da ifşa edilmesi zaruridir.” yanıtını verdi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

error: Content is protected !!