KILIÇDAROĞLU ÇİFTÇİYE SÖZ VERDİ…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Edirne'de Düzenlenen CHP Grup Toplantısında Konuştu Çiftçiye iktidara geldiklerinde yapacakları müjdeledi

-"Bay Kemal'in sözü var. Açık ve net söylüyorum: İktidarımızda çiftçiye KDV'siz, ÖTV'siz kırmızı mazot vereceğiz. Kırmızı mazot... Onu görecek, benzin istasyonu da bilecek, rengi kırmızı olacak, onu rahatlıkla verecek. Çiftçimiz alacak o mazotu ÖTV'siz, KDV'siz ve üretecek, çalışacak, alın teri dökecek." -"Kırsalda çalışan kadın ve gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Böylece gençler ve kadınlar yeri zamanı gelince emeklilik haklarına kavuşmuş olacaklar." dedi Kılıçdaroğlu konuşmasında ; Edirne tarih kenti fakat aynı zamanda bir tarım kenti. Olağanüstü güzel, bereketli toprakları var. Tabi sadece Edirne derse haksızlık etmiş oluruz. Bütün Trakya olağanüstü zenginliğe sahip. Trakya'nın bereketli toprakları var ama bu topraklar arzu ettiğimiz verimi henüz vermedi. Çünkü çiftçi biraz bekliyor. Sıkıntılı çiftçi; üretici, besici hepsi sıkıntılı. Bugün bir tarlaya gittik, ayçiçeği yani gündoğdu tarlasına gittik. Orada çiftçilerle buluştuk, dertlerini ağızlarından dinledik. Evet sorunu yaşayandan dinleyeceksin. Eğer bir sorunu çözmek istiyorsan, çözme konusunda niyetin varsa ve çözüm gerçekten amacına ulaşacaksa, sorunu yaşayanı bir dinleyeceksin. Nedir bu insanın derdi, bir anlatsın. Derdini anlasın, sonra çözüm üretelim. Evet sorun çok. Mazottan sıkıntımız var diyorlar, evet sıkıntı var. Gübrede sıkıntımız var diyorlar, evet sıkıntı var. İlaçta sıkıntı, evet sıkıntı var. Tohumda sıkıntı var. Ürünü ektik, tamam şimdi satacağız, ya zarar edersek? Söyledim; ayçiçeğinin tonunu 16 bin liradan almak zorundadır mevcut iktidar. Bu fiyat benim bulduğum bir fiyat değil, maliyetlerin ortaya çıkardığı bir fiyat ve çiftçinin önümüzdeki yıl üretim yapabilmesi için 16 bin liraya ihtiyacı var. Eğer 16 bin lirayı alabilirse önümüzdeki yıl da ekecek, rahat şekilde ekecek. Destekleme henüz hariç; onun fiyatı uzun süredir değişmedi. Onun da makul çerçevede değişmesi lazım. Şimdi ayçiçeği için bunu diyoruz ama sadece ayçiçeği değil, Türkiye'nin sorunu. Manisa'yı ele alalım değil mi? Alaşehir, Alaşehirliler bekliyorlar çekirdeksiz kuru üzümün fiyatı ne olacak diye. Onlar da uğraşıyorlar, onlar da alın teri döküyorlar, onlar da sattıkları ürünün -dünya çapında kuru üzümümüz çok meşhur- fiyatını bekliyorlar, Özgür Bey kaç lira fiyat bekliyorlar? 2 dolar karşılığı Türk Lirası bekliyorlar. Kilosu çok pahalı değil aslında. Avrupa'ya gittiği zaman o 10 dolar oluyor, 15 dolar oluyor ama Türkiye'de çiftçiye en azından 2 dolar karşılığında Türk Lirası'nı verebilmeliyiz. O zaman ne olacak? Manisalı üzüm üreticisinin yüzü gülecek. Bunları anlatmamın temel nedeni şu: Pandemiden sonra tarımın stratejik sektör olduğunu bütün dünya öğrendi, hepimiz öğrendik. Sokaktaki vatandaş da öğrendi, Amerikalı da, Japon da, Rusya da, Güney Kore de, Papua Yeni Gine de, Uganda da öğrendi. Peki, acaba bizi yönetenler tarımın stratejik sektör olduğunu öğrenebildiler mi? Orada kocaman soru işaretimiz var. Bakın ayçiçeği diyorum. Erdoğan iktidarları döneminde 34,5 milyar dolar ayçiçeği ve benzeri ürünlerin ithalatına para verildi. Rakam küçük değil. 34,5 milyar dolar ödüyorsunuz ayçiçeğinin ithalatına. Siz o paranın yarısını verseniz çiftçimize emin olun sadece Türkiye'yi değil bütün Avrupa'yı besler. Bu gerçeğin bilinmesi lazım. Trakya topraklarının bölündüğünü biliyorum. Büyük bazı firmaların geniş alanlar satın aldıklarını biliyorum, Bu konuda kaygılar var. Bu bereketli toprakların sanayiye dönüşmemesi lazım. Sanayiyi başka yerlerde yapabiliriz. Çorak, taşlık arazilerimiz var, orada sanayi yapabiliriz ama bereketli toprağı her yerde bulamazsınız. Bu topraklar bizi besleyen topraklar. Bu topraklar mübarek topraklar. Bu toprakların tarım için korunması lazım. İktidara önerilerim var; defalarca söyledim, çiftçiye mazotu pahalı vermeyin dedim. Sen yata mazotu ÖTV'siz, KDV'siz veriyorsun. Yat alsın itirazım yok, gitsin gezsin, eğlensin itirazım yok; koyları, Akdeniz'i, Ege'yi gezsin itirazım yok ama çiftçiye de mazotu ÖTV'siz, KDV'siz ver. O traktöre binip koyları gezmeyecek, tatile gitmeyecek. O traktörüne binip üretmek için tarlaya gidecek. Akaryakıta zam geldi şehirde, eyvallah. Şehirde yaşıyorsanız arabanızı kullanamazsınız veya sadece tatil günü kullanırsınız veya belediye otobüsüne veya metroya binersiniz. E çiftçi ne yapacak? Tarlaya metroyla mı gidecek? Tarlaya belediye otobüsüyle mi gidecek? Tarlaya traktörle gidecekse, üretecekse, karnımızı doyuracaksa, ona mazotu indirimli vereceksiniz KDV'siz, ÖTV'siz. Bu konuda sözüm var. Bay Kemal'in sözü var. Açık ve net söylüyorum: İktidarımızda Allah'ın izniyle göreceksiniz; çiftçiye mazotu KDV'siz, ÖTV'siz kırmızı mazot vereceğiz. Kırmızı mazot... Onu görecek, benzin istasyonunda bilecek, rengi kırmızı olacak, onu rahatlıkla verecek. Çiftçimiz alacak o mazotu ÖTV'siz, KDV'siz ve üretecek, çalışacak, alın teri dökecek. Yine çiftçiye sözüm var: Kırsalda çalışan kadın ve gençlerin sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Kırsal boşalıyor, gençler kalmadı. Büyük kentin varoşlarına gidiyorlar, acaba asgari ücretle iş bulabilir miyiz diye. Çünkü ektikleri ürünün karşılığını alamıyorlar. Onların sigorta primlerini sosyal devlet ödeyecek. Böylece gençler ve kadınlar yeri zamanı gelince emeklilik haklarına kavuşmuş olacaklar.
Benzer Videolar