Kılıçdaroğlu:Mutfakta Yangın Var

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Ekonominin içinde bulunduğu durumu alanda gözlemlediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, CHP teşkilatının, Türkiye'nin dört bir tarafına giderek vatandaşları dinlediğini, çözüm önerilerini de anlattığını belirtti. CHP teşkilatına, "Söylediğimiz her sözü gittiğiniz her yerde dillendireceksiniz" çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, "Bu, benim arzumdur. Türkiye'de ortak bir ses yankılanmalı. Yalnızca dinlemek değil, elbette o sorunları biliyoruz, bize aktarıyorlar ama çözümlerimizi de anlatmak zorundayız. Umutsuzluğu değil, umudu yeşertmek zorundayız. Bu yüzden bütün arkadaşlarıma sesleniyorum; gittiğiniz her yerde sorunları dinleyeceksiniz. Sakin bir şekilde, büyük bir özgüvenle, 'Türkiye'nin çözülemeyecek sorunu yoktur, biz Türkiye'nin bütün sorunlarını çözmeye hazırız' diyeceksiniz." ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, ekonomide ciddi bir sorun yaşandığını ve "mutfaklarda yangın" olduğunu söyledi. CHP'li 16 milletvekilinin Iğdır, Ağrı, Kars ve Ardahan'a gittiğini anımsatarak, bölge esnafının sıkıntılarına ilişkin sözlerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Artık biz de biliyoruz, vatandaş da biliyor. Bunun dış güçlerle ne ilgisi var? Milleti kandıracaklarını sanıyorlar. Biz daha işin başında, 'Bakın üst üste zamlar gelecek. İğneden ipliğe zam gelecek. Bir karakış fonu kurun. En azından bu kış vatandaş zammı çok fazla hissetmesin. Bunu yaparsan senin oyun artar. Niye bunu yapmıyorsun' diye söyledim. Sadece TRT payını, yüzde 2 küçük bir şeyi kaldırdılar, ama asıl kaldırılması gereken KDV'ydi. Kaldırmadılar." diye konuştu. CHP'li belediye başkanlarına, "Bulunduğunuz beldede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Mağdur olan, geliri yetmeyen, ihtiyacı olan bütün ailelere yardım edeceksiniz" çağrısında bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Haftalık raporlarını alıyoruz. 3-29 Kasım'da 780 bin 307 aileye yardım yapıldı; 44 bin 953 aileye nakdi yardım, 315 bin 420 aileye gıda yardımı, 231 bin 324 aileye ısınma yardımı, 106 bin 50 aileye eğitim yardımı, 76 bin 303 aileye ulaştırma yardımı yapıldı. 653 ailenin 97 bin 540 liralık elektrik faturası, 5 bin 604 ailenin de 238 bin 425 liralık su faturası ödendi. Bakın, biz karakış fonunu kendi belediyelerimizde kurduk. Belediyelerimizin bulunduğu yerlerde hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi, her evde bereket ve huzurun olması için çaba harcıyoruz. Allah nasip eder, geliyor gelmekte olan. İktidar olduğumuzda göreceksiniz, bütün Türkiye'de ilk bir ay içinde herkes 'iyi oldu', 'güzel oldu', 'memlekete huzur geldi' diyecek. Bunu yapacağız. Altı ayda bütün çarklar dönecek. Herkes üretecek, herkes kazanacak. Ülkeyi büyüteceğiz, ülke kazanacak, hepimiz kazanacağız." Kemal Kılıçdaroğlu, Uşaklı çiftçi İbrahim Kaya'nın Tarım Kredi Kooperatifi'nden aldığı mazot ve gübrenin parasını ödeyemediğini, bankadan kredi çektiğini ve borcunu yapılandırmak istediğini, bunun için Ankara'ya geldiğinde "taahhüdü ihlal" suçundan kaldığı otelde gözaltına alınıp tutuklandığını anlattı. Kaya'nın, avukatların devreye girmesi sonucu hapisten çıktığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "İbrahim Kaya'nın söylediklerini aynen okuyorum, 'Tarım Kredi Kooperatifi yüzde 71 faizle çiftçinin boğazını sıkmakta'. Benim de şu soruyu sorma hakkım var, 'Faizleri indireceğim' diyorsun. Kimin faizini indiriyorsun? Çiftçinin, esnafın faizini indirdin mi? Yok. Düşünün, Tarım Kredi Kooperatifi üst üste ilave ederek yüzde 71 faiz... Nasıl ödeyecek bu adam? Bir de çıkıyor, 'Ben faize karşıyım'. Peki bu ne? İbrahim Kaya adına söylüyorum; faize karşıysan sana önerim, çiftçinin, esnafın faiz borcunu sileceksin. Silmiyorsun, 'Faizi indirdim' diyorsun. Hangi faizi indirdin? Faizi indirdiysen bu rezalet ne?" sorusunu yöneltti. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bugün TBMM Genel Kurulu'nda, kendisinin de imzasını taşıyan Siyasi Partiler Kanunu, Milletvekili Seçimi Kanunu, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin, doğrudan Genel Kurul gündemine alınması önerisinin ele alınacağını belirtti. Kanun teklifinin temel amacının, kadın-erkek eşitliğini her alanda sağlamak olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Madem 'kadın-erkek eşit' diyoruz. Kadınlar hayatın her alanında çalışıyorlar; otobüs şoförlüğünden tutun, fırında pastanede, kahvede, tarlada, fabrikada her yerde çalışıyorlar, üretiyorlar. Alın teri döküyorlar, evlerine helal ekmek götürüyorlar. Huzur içinde yaşamak istiyorlar ve bunlar aynı zamanda siyasete de girmek istiyorlar. 'Niye biz siyasette yokuz? Siyaset neden erkek egemen işi olsun' diyorlar. Daha önce 306 kadın örgütüyle çevrim içi bir görüşme yapmıştık. Sınırlı sayıda cinsiyet kotamız vardı, dediler ki 'Bunu yüzde 50 yapın. Kanun teklifini öyle verin'. 'Peki siz bu kanun teklifine bütün kadınlar olarak sahip çıkacak mısınız' diye sordum. 'Sahip çıkacağız' dediler. Kanun teklifini hazırladık ve verdik. Bugün kanun teklifi Genel Kurul'da görüşülüyor. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum, 'Sen eğer hak istiyorsan, Cumhuriyet'in 100. yılında demokrasi ile taçlandırılmasını istiyorsan, 'Kadınlar siyasette olsun' diyorsan, bu kanun teklifine kim 'hayır' diyorsa ona asla oy vermeyeceksin. Kadınların haklarını savunuyorum. Yüzde 50 cinsiyet kotası. Bakalım hangi parti destek verecek, hangisi destek vermeyecek? Bunu göreceğiz. Teklifte fermuar da var; bir kadın, bir erkek yani listenin sonunda kadınlar yok. İkisi beraber var." Türk-İş, Hak-İş ve DİSK'in genel başkanlarının bir araya gelerek asgari ücretle ilgili ortak bildiri yayımladıklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, üç konfederasyonun bir araya gelerek ortak bir amaç çerçevesinde bildiri yayınlamalarını son derece doğal ve demokratik bir yöntem olarak kabul ettiklerini vurguladı. Kılıçdaroğlu, üç konfederasyonun asgari ücret konusundaki görüşlerine katıldıklarını ve kendilerine destek verdiklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Şimdi sen ekonomide Kurtuluş Savaşı veriyorsun, iyi de ekonomide kurtuluş savaşı verecek noktaya bu memleketi kim getirdi? 19 yıldır bu memleketi Bay Kemal mi, CHP mi yönetiyor, kim yönetiyor, sen yönetiyordun." değerlendirmesinde bulundu. Sorumlu bir partinin genel başkanı olarak öneriler getireceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ekonomide kurtuluş savaşı vermek istiyorsan, 5 madde sayacağım. 5 maddeyi yerine getir, vallahi her türlü desteği vereceğiz. Çünkü amacımız vatandaş perişan olmasın, memleket daha ağır faturalarla karşılaşmasın." diye konuştu. Önerilerini madde madde sıralayan Kılıçdaroğlu, ilk olarak Ekonomik Sosyal Konsey'in (EKK) toplanması çağrısında bulundu. Bu konseyin anayasal bir kurum olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Rahmetli Ecevit döneminde bir kararname ile kurulan EKK'yi topla. Yani işçiyi, çiftçiyi, emekliyi sanayiciyi, esnafı topla. Bunların zaten temsilcileri var. Bu kurumların başkanlarını topla. Önce bunları dinle 'nedir sizin derdiniz' diye, efendim ne diyorlardı 'tebdili kıyafet gezeceğiz'. Tebdili kıyafete ne gerek var? Çağıracaksın bunları, diyeceksin emeklilerin başkanına, 'Derdiniz nedir anlat bakalım'. TOBB Başkanı'na soracaksın, sanayicinin ne sorunu var? Dernekleri çağıracaksın tüccarın ne sorunu var? Esnafın, çiftçinin ne derdi var? 'Yok efendim biz sormayacağız, tebdili kıyafetle öğreneceğiz'. Hangi çağda yaşıyorsun?" Kemal Kılıçdaroğlu, sorunu yaşayan insanlardan sorunun dinlenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Şöyle dinleyeceksin, bir uzun masa olacak, sen masa başına oturacaksın. Bir tarafına memur, işçi, emeklisi, sanayicisi, çiftçisi onların temsilcileri diğer tarafına da bunlarla ilgili bakanlarını oturtacaksın. Dertlerini dinleyeceksin, notlarını alacaksın, sonra oturacaksın, çözümünü düşüneceksin." görüşünü paylaştı. En son EKK'nin 5 Şubat 2009 tarihinde toplandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Sen ekonomide kurtuluş savaşı vereceksen, emeklisiyle, çiftçisiyle, işçisiyle vermeyecek misin? Asıl aktörler bunlar değil mi? Sen bunları siliyorsun defterden, 'ekonomik kurtuluş savaşı vereceğiz', nasıl vereceğiz orası belli değil. Yine ben ülkesini, milletini, insanını seven bir kişi olarak öneri getiriyorum. Önce bu maddeyi yerine getir." ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, ikinci olarak bir genelge ile devlette israfa son verilmesi gerektiğini söyledi. Kim israf yaparsa hesabının sorulmasının önemine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Gazetecilere benim için diyor ki, 'Bir sorun bakalım helal nedir, haram nedir diye'. İsraf haramdır, gayet açıktır. Sen israfı savunuyorsun. Sen, benim samimiyetimi öğrenmek için kalbimi yarıp da ona mı baktın? Ben samimiyim, ben ülkemi seviyorum. Haramdan çekinirim, kul hakkı yemekten çekinirim, öyle bir tavrımız olmaz. Devleti yönetenin israftan kaçınması lazım. Çünkü yönetirken oturduğun koltuğu, bindiğin arabayı, içtiğin suyu vatandaşın verdiği vergiye borçlusun, israftan kaçınacaksın. İsrafı temel kural haline getirirsen olmaz. Genelge çıkaracaksın, 'Benim 13 tane uçağım var. Bunun 5'ini, 6'sını satıyorum' diyeceksin, 'israftan vazgeçiyorum' diyeceksin. Milletine örnek olacaksın. Millet de diyecek ki galiba bunlar samimiler, 'bak EKK'yi hemen topladı', israftan kaçınıyor, 'israf yapanlara ceza vereceğim' diyor. Artı bir de 'araba saltanatına, uçak saltanatına son vereceğim' diyor. Arkadaşlar bir araba neyinize yetmez? Bir kişinin 30-40 arabası olur mu?" Ekonomide kurtuluş savaşı verilecekse dövizle verilen garantilerin Türk lirasına çevrilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "'Hem yapım hem de yoldan geçerken verdiğimiz paraların, bunların tamamını Türk lirasına çeviriyorum' diyeceksin. Birileri itiraz ederse hiç korkma ve çekinme bu kardeşin sonuna kadar senin yanında olacak." sözlerini sarf etti. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ve diyeceksin ki 'Ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli parasına güven duyulmasını istiyorum. Geçmişte hatamız oldu Türk lirasını bir tarafa attık, her şeyi getirdik dolara avroya bağladık. Şimdi anladım ki dolara da avroya da 5'li çeteye de onların yakınlarına karşı da benim bir ekonomik kurtuluş savaşı vermem lazım'. Ben de seni alkışlayacağım, 'helal olsun, işte budur' diyeceğim. Öyle bir girdabın içine soktun ki bu memleketi, vatandaş vergi veriyor. Dolar garantili işlemlerde doğmamış çocuğu bile borçlandırıyorsun. 20-30 yıl, üstelik öderken dolarsa ABD'deki enflasyonu da yansıtıyoruz. Avro ise AB'de enflasyonu da yansıtıyor fiyatlara, tam bir sömürü düzeni." Adaletsizliklerden kaçınılması önerisinde de bulunan Kılıçdaroğlu, "Çıkıp diyeceksin ki 'Adalete kim karşı çıkıyorsa karşısında beni bulacaktır. Mahkeme kararlarını kim uygulamıyorsa karşısında beni bulacaktır', o zaman ben anlarım ki ekonomik kurtuluş savaşı verecek." dedi. Kılıçdaroğlu, adaleti sağlamanın sadece mahkemenin kararını uygulamak olmadığının altını çizerek, vatandaşın ödediği vergilerin nereye harcandığının da açıklanmasının gerektiğini vurguladı. Bazı ticari bilgilerin açıklanmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Neymiş, ticari sırmış. Parayı ben ödeyeceğim, o 'ticari sır' diyecek. Devletin ticari sırrı mı olur? Milli sırrı olabilir, güvenlik sırrı olabilir, ticari sırrı olmaz. Benim ödediğim vergilerle bir yol yapıyorsan kaça yaptığını millete açıklayacaksın. Adalet bunu gerektiriyor." diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, Hz. Ömer'in, şahsi işini yaparken kendi mumunu, devletin işini yaparken de devletin mumunu kullandığını anımsatarak, "Bizim devlet yönetiminde aramak istediğimiz adalet budur işte. Sen bu adaleti sağlıyor musun, sağlamıyor musun?" sorusunu yöneltti. Cumhuriyet'i kuranların örnek alınması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bütçeyi nasıl yaptılar örnek alacaksın." ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, 18 aydır devletten alacağını alamayan bir kişinin kendisine mektup yolladığını belirterek, "Böyle bir uygulamayı yaptığınız andan itibaren vatandaşla devlet arasında ciddi bir güvensizlik doğar. Devlet verdiği sözün arkasında durur. Hele hele vatandaşına karşı söz verip yara kaçarsa o olmaz ona izin vermemek lazım. Devlet aksine müflis tüccar gibi yara alır." yorumunda bulundu. Beşinci madde olarak rüşvetçilerin ve beytülmale el uzatanların devlet yönetiminden süratle ayrılması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Şu 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi kim? İçişleri Bakanı'nı çağıracaksın, diyeceksin 'Kardeşim sen bizi rezil ettin, kim bu her ay 10 bin dolar para alan siyasetçi, benim etrafımda gezenlerden birisi mi', soracaksın bunu. Süratli bir şekilde, rüşvet alıp da, sen de biliyorsun rüşvet aldıklarını. Rüşvet alıp büyükelçi atadıklarını süratle geri çekeceksin. 'Bundan sonra kim beytülmale el uzatıyorsa buna izin vermeyeceğim' diyeceksin. Bunu yaptığın zaman diyeceğim ki 'gerçekten bu ekonomide kurtuluş savaşı verecek galiba'. Bunları Erdoğan'ı çok sevdiğim için değil, ülkemi, insanımı sevdiğim için, daha büyük acılar yaşamayalım diye diyorum. Erdoğan bunları yapar mı? Keşke yapabilseydi, yapmasını da isterim. Ama bunları yapmak yerine yolsuzluk yapanları israfa, adaletsizliğe ortam hazırlayanları hala korur kollarsan söylediğin hiçbir şey doğru değil. Erdoğan bunları yapacağına ne söylüyor, 'memleketin beka sorunu var', millet takmadı bir köşeye attı. 'Dış güçler var', sen neredesin? Bu dış güçler seni yönetiyorsa Merkez Bankası başkanını üç dört ay arayla dış güçler mi değiştirdi? 'Biz şaha kalktık Almanya perişan' bereket bizim Almanya'da işçiler var gerçeği onlardan öğreniyoruz. 'Dünya bizi kıskanıyor', bu laflarla mı ekonomide kurtuluş savaşı vereceksin?" MGK toplantısında ekonomi gündeminin ele alınmasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Şimdi bir de kendisini güçlü kılmak için, MGK'yı bu işlere meze yapmaya başladı. Devletin en saygın kurumunu getirip de kendi siyasi ikbalin için nasıl siyasi meze yaparsın? Hani askeri vesayet vardı, ne oldu o askeri vesayete? Şuna inanıyorum damadının söylediği bir söz bunun kulaklarında yer etmiş, 'Erdoğan aya 4 şeritli yol yapsa millet buna inanır'. Yemezler artık onu." dedi. Kılıçdaroğlu, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Veliaht Prensi'nin, Türkiye ziyaretini de değerlendirerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Havaalanında karşılandı kırmızı, turkuaz halılar serildi. Düne kadar siz bu adamlara 'şerefsiz' diyordunuz. Ne oldu birden bire? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 15 Temmuz darbe girişimini finanse edenleri, imkanı sağlayanları, onları koruyanları kırmızı halı ile davet etti. Bir kamuoyu araştırması yapılıyor, diyor ki, 'BAE'nin yatırım kararı ile ilgili hangisi sizin görüşünüzü daha çok yansıtmaktadır'. İki soru soruluyor. Türkiye'ye yatırım yapmak için gelmektedirler. Katılanların yüzde 35,4'ü 'Yatırım için geliyorlar', ama yüzde 64,6'ü 'Ucuzlayan şirketleri almak için gelmektedirler' diyor. Vatandaş gerçekleri gayet güzel biliyor. Gazetelere bir şey yansıdı, bunlar geldiler, HAVELSAN, ASELSAN, ROKETSAN bunları alacaklarmış, bunların pazarlıklarını yapacaklarmış. Buradan Erdoğan'a da söylüyorum, Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi'ne de söylüyorum, ordunun HAVELSAN'ına, ROKETSAN'ına, ASELSAN'ına el koyarsanız, satarsanız, fitil fitil burnunuzdan getiririm."

Benzer Videolar