İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin ocak ayı olağan toplantısına katılan T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,burada yaptığı konuşmada, ““Tekerleği yeniden keşfetmeyeceğiz; daha önce açıkladığımız gibi bundan sonra uluslararası normlara uygun, kurala dayalı ve şeffaf olacağız. İzlediğimiz programın temelinde fiyat istikrarı yer alıyor. Fiyat istikrarının olmadığı yerde öngörülebilirlikten bahsedemezsiniz. Bunu sağlayamazsak arzuladığınız tarzda nitelikli sürdürülebilir bir sanayi asla olmaz; sadece illüzyon olur. Geçici, dönemsel kazanımlar olur. Sürdürülebilir, yüksek büyümenin bir ön koşulu var; o da fiyat istikrarı, enflasyonun kalıcı şekilde düşük tek haneye indirilmesi. Bu program, Cumhurbaşkanımız liderliğinde hazırlanmış, uygulamaya konmuş ve sonuç aldığımız bir programdır. Bu program geçici bir heves değildir” açıklamasını yaptı.
T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İSO ocak ayı olağan Meclis toplantısında yaptığı sunumda küresel ekonominin görünümüne ilişkin şunları söyledi:
“Dünyada özetle aslında göreceli olarak istikrarlı fakat düşük bir büyüme dönemindeyiz. Bunu yakın bir dönemde de değişme ihtimali zayıf. Dezenflasyon devam ediyor. Finansal koşullar oldukça sıkıydı gevşemeye başladı. Küresel ticarette korumacılık yeni normal. Ama tabii ki birtakım önemli trendlerle karşı karşıyayız. Dünya Bankası tahminlerine göre büyüme bu sene 2. 6 olacak, gelecek sene 2.4 olarak tahmin ediliyor. IMF tahminlerine göre göre de küresel büyüme %3.1, gelecek sene de bu civarda olması bekleniyor. 2008-2009 büyük krizin ve covid pandemisinin de içerinde olduğu son 20 yıllık dönemin büyüme ortalaması ise yüzde 3.6. Ağır kriz dönemlerini içeren bir döneme göre dahi küresel büyümenin yavaş seyrettiği bir dönemdeyiz.
Bizim açımızdan daha önemli bir bölge olan Avro bölgesine bakacak olursak büyümenin zayıf fakat 2024 yılında bir miktar yükselmesi tahmin ediliyor. 2023 yılında durgunluk düzeyinde yani yüzde 0.4’lük büyüme söz konusu iken bu sene yüzde 1’e yakın bir büyüme öngörülüyor. Bu toparlanma sanayimiz açısından cüzi de olsa destekleyici bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır ve bunu önemsemek gerekiyor. 2023 yılında küresel ticarette bir canlanma başlaması da öngörülüyor dolayısıyla bu alanda yaşanacak yüzde 2-3 arası büyüme de değerli olacaktır. Dünyada enflasyonda düşüş devam ediyor. Küresel ölçekte bakıldığında enflasyonun yüzde 8.1’e düşmesi yönünde tahmin ediliyor, bu rakam 2022 yılında yüzde 10 civarındaydı. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere baktığımız zaman farklar bulunuyor, bizim açımızdan önemli olan nokta gelişmiş ülkelerdeki enflasyon trendidir. Burada enflasyon 2.6’ya düşüşü öngörülüyor ki bu da finansman koşullarında önemli bir iyileşmeyi içermektedir.”
Konuşmasının devamında yürütülmekte olan ekonomi programına dair açıklamalarda bulunan Bakan Şimşek, programın temeline ilişkin şunları söyledi:
“Fiyat istikrarı, mali disiplin, sürdürülebilir cari açık, büyümede dengelenme ve yapısal reformlar hazırladığımız programın temel hedeflerini oluşturuyor. Ancak programımızın önceliği fiyat istikrarı. Çünkü fiyat istikrarı sağlayamazsak nitelikli, sürdürülebilir ve rekabetçi bir sanayi oluşturamayız. Öbür türlü geçici, dönemsel bir kazanım elde edilmiş oluruz. Kalıcı yüksek büyümenin tek ön koşulu bulunuyor, o da fiyat istikrarı. Türkiye’nin bunu başardığında sorunlarını büyük ölçüde çözmüş olacağına inanıyoruz.”
“FED, Avrupa Merkez Bankası, Meksika, Brezilya enflasyonu nasıl indiriyorsa biz de öyle yapıyoruz” diyen Mehmet Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Büyümeyle enflasyon arasındaki gerilimden bahsediliyor, bahsedildiği gibi bir gerilim yok. Bu gerilim kısa vadeli. Sürdürülebilir yüksek büyüme için enflasyonun düşük olması lazım. Esas istikrarsız büyüme enflasyonun yüksek olduğu dönemlerdedir. Dolayısıyla bir gerilim yoktur. Miktarsal sıkılaşmaya da gittik, önümüzdeki dönemde çok daha destekleyici maliye politikası devrede olacak. Türkiye’de enflasyonun yerçekimine karşı mücadele edeceğine inanmıyorum, düşecektir. Tek koşul bu programın uygulanmasıdır. Bu program, Cumhurbaşkanımız liderliğinde hazırlanmış, uygulamaya konmuş ve sonuç aldığımız bir programdır. Bu program geçici bir heves değildir.”
Bakan Mehmet Şimşek konuşmasında özetle şöyle devam etti:
“ABD’deki firmaların esas olarak finansmanı nereden bulduğuna baktığımız zaman sermaye piyasasından sağladıklarını görüyoruz. AB’ye baktığımız zaman ise bunun esas olarak bankacılık sektöründen sağlandığı görülmektedir. Türkiye’ye baktığımızda ise finansmana erişimin tamamen bankacılık sektöründen elde edildiği söz konusu. Bunu değiştirmenin önkoşulu olarak enflasyonu kalıcı olarak düşük tek haneye indirmekten geçmektedir. Finansman konusunda kalıcı sorunların kalıcı olarak çözülmesini istiyorsak bu fiyat istikrarından geçiyor. Bu nedenle programa destek her açıdan çok önemli.
Önümüzdeki dönemde dezenflasyonu desteklemek için bütçe açığını sınırlamaya devam edeceğiz. Aralık ayına bakıldığı zaman büyük bir harcama görülüyor. Ancak buraya detaylı baktığımız zaman ihalesi yapılmış, süreç devam eden depremle ilgili harcamalar olduğunu görmekteyiz. Deprem geçici bir şoktur ve bir süreliğine bununla ilgili harcamalar ilgili kuruluşlara aktarılmıştı ve yıl sonuna doğru bu kaynağı geri aldık. Biz geçen sene deprem dışındaki bütçedeki bozulmayı telafi edecek tedbirleri temmuz ayında kararlılık aldık. Ondan dolayıdır bütçe açığı öngörülerin oldukça altında. Yapısal dönüşüme kaynan ayırmamız lazım. Yani dijital dönüşüm demek yeşil dönüşüm demek kolay bunlara kaynak ayırmazsanız bunları başarmak zor. O nedenle mali disiplin çok önemlidir.”