ÖNCELİK VATANDAŞIN…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “210 kilovatsaate kadarki düşük tarife ve 210 kilovatsaatin üzerindeki yüksek tarife rakamları ilgili kurumlarımız tarafından vatandaşlarımız lehine yeniden değerlendirilecektir. Ticari işletmelerimiz için de küçük esnaf ve sanatkârı koruyacak şekilde benzer bir kademelendirme yapılacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
KDV İNDİRİMİ
Cumartesi günü Hazine ve Maliye Bakanlığımızın iş dünyasıyla birlikte enflasyonla mücadele konusunda atacağı yeni adımları açıkladığı bir toplantıya canlı bağlantıyla katıldık. Bu bağlantı sırasında gıda ürünlerindeki KDV’yi yüzde 8’den yüzde 1’e düşürme, yani etiketlerde doğrudan 7 puanlık bir indirim yapma kararımızın müjdesini de milletimizle paylaştık. Pirinç, makarna, et, balık, çay, kahve, su, süt ve süt ürünleri, peynir çeşitleri, yumurta, yemeklik yağ çeşitleri, şeker ve şekerli ürün çeşitleri, meyveler, sebzeler, kuruyemişler, bakliyat çeşitleri gibi günlük hayatta sık tüketilen gıdaları kapsayan ürünlerdeki KDV indiriminin ülkemize ve milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.
Üreticiden toplantıcıya ve perakendeciye kadar gıdanın tüm süreçlerini kapsadığı için enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığımızın bir ifadesi olan bu KDV düzenlemesi, devlet olarak bizim attığımız bir adımdır. İstanbul’daki toplantıda iş dünyamızdan gıda başta olmak üzere tüm ürünlerde yüzde 7 KDV ve yüzde 7 kendi fedakarlıkları şeklinde en az yüzde 14’lük bir indirim beklediğimizi söyledik.
Bakanlıklarımız KDV indiriminin fiyatlara yansıtılıp yansıtılmadığını yakından takip edecek, aksi yönde davranış sergileyen firmalara da gereken yaptırımları uygulayacaklardır.
Hepimiz aynı gemide olduğumuza, ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettiğimize göre, külfetine de beraberce katlanacak, yükü beraberce omuzlayacağız. Fedakarlığı sadece devletten beklemek ne gerçekçidir, ne hakkaniyete sığar, ne de sürdürülebilirlik ilkesine uyar.
Yine bu toplantıda yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması konusundaki yol haritamız da kamuoyuyla paylaşılmıştır. Kuyumcuların, bankaların ve altın rafinerisinin içinde yer aldığı bu imkândan yararlanmaya tüm vatandaşlarımızı davet ediyoruz.
“DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİ OLMA YOLUNDA SON DÖNEMECE GİREN BİR TÜRKİYE’DE YAŞIYORUZ”
Musluktan akan suyun, tavanda yanan lambanın, konuşacak telefonun, bayramlarda yeni kıyafet sahibi olmanın, kışı geçirecek nevaleyi temin edebilmenin en büyük sevinç sebebi sayıldığı dönemler yaşadık. Bugün ise artık ülke geneline yaydığımız anasınıfından üniversiteye kadar her seviyedeki eğitim kurumumuzla, dünyanın imrenerek baktığı şehir hastanelerimizle, neredeyse 5 kat artırarak uzunluğunu 28 bin kilometreyi geçirdiğimiz bölünmüş yol ayağımız ve sayısını 56’ya çıkardığımız havalimanlarımızla, 3 kat artırarak 100 bin megavata yükselttiğimiz kurulu enerji gücümüzle, yüz binlerce aileyi ev sahibi yaptığımız toplu konut projelerimiz, şehirlerimizi donattığımız millet bahçelerimizle, yerli ve millî katkı oranını yüzde 80’lere doğru taşıdığımız savunma sanayimizle, dünyada erişmedik yer bırakmayarak 225 milyar dolara çıkardığımız ihracatımızla, misafir kapasitesini 5 kat artırarak 55 milyona vardırdığımız turist ağırlama altyapımızla, yıllık ortalama yüzde 5’in üzerinde gerçekleşen büyüme oranımızla hedeflerine doğru hızla ilerleyen, dünyanın en büyük 10 ekonomisi olma yolunda son dönemece giren bir Türkiye’de yaşıyoruz.
Hamdolsun ülkemiz geçtiğimiz 20 yılda kurduğumuz güçlü altyapı sayesinde tüm bu eşikleri geride bıraktı. Bugün artık kimi alanlarda gelişmiş ülkelerin dahi önünde hizmet altyapısına sahip bir Türkiye var. Bugün artık sınırları içinde hiçbir terör faaliyetine izin vermeyen, sınırları dışındaki terör örgütlerini de adım adım takip eden bir Türkiye var. Bugün artık vatandaşlarının can güvenliğinden emin olduğu, hukuk devleti ilkesine bağlı, temel haklarını kullanan özgür bireylerin Türkiye’si var. Bugün artık siyasi, askerî, diplomatik ve ekonomik olarak bölgesinde ve dünyada söz sahibi, bayrağı ve pasaportu itibarlı, vatandaşlarının başı dik bir Türkiye var. Bugün artık her alanda kendisiyle birlikte tüm dostlarının ve kardeşlerinin güvenliğinin, huzurunun, refahının teminatı hâline gelen bir Türkiye var.
Salgın döneminde sağlık hizmetleri başta olmak üzere tüm alanlarda bu gerçekleri hep birlikte gördük, yaşadık. Küresel sağlık ve ekonomi krizinin gelişmiş-gelişmekte olan ayrımı yapmadan tüm ülkeleri kasıp kavurduğu bir dönemde Türkiye olarak biz hedef büyüttük, vites yükselttik. Gelişmiş ülkeler bile halklarının işini ve hayat seviyesini korumanın derdine düşerken, biz yatırıma, istihdama, üretime, ihracata, cari fazla yoluyla büyümeye yönelerek kendimizi diğerlerinden ayrıştırdık.
Türkiye bugün enerji konusunda elektriklerin yokluğunu değil, sadece fiyatını tartışabiliyorsa bunu geçtiğimiz 20 yılda 32 bin megavattan 100 bin megavat seviyesine çıkardığımız kurulu enerji gücüne borçludur. Buranın altını çiziyorum, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını harekete geçirmek suretiyle ülkemizin elektrik üreten santral sayısını 298’den 1808’de yükselterek iletim ve dağıtım şebekelerimizin uzunluğunu 1 milyon 275 bin kilometrenin üzerine çıkartarak toplam elektrik üretimimizi 4 kat artırdık.
Son dönemde enerji fiyatları elbette tüm dünyada yükselmiştir, hem de oldukça yükselmiştir, ama bu sadece bize ait değil, bu sadece bize mahsus bir durum da değil. Küresel düzeyde doğal gaz fiyatları 10 kat, kömür fiyatları 5 kat, petrol fiyatları 3 kat artmıştır, dolayısıyla dünyanın her tarafında üstelik de bizden her bakımdan çok daha yüksek oranlarla bu fiyat artışları günlük hayata yansımaktadır. Şimdi elektrik ve doğal gaz fiyatlarının avro cinsinden rakam ve asgari ücrete oranları üzerinden Avrupa ülkeleriyle karşılaştırmasını yaparak gerçek tabloyu sizlerin dikkatine sunmak istiyorum.
Özellikle ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum; milletimin bunları değerlendirmesi ve aklıselim ile de kararını vermesi inanıyorum ki birçok şeyi düzlüğe çıkaracaktır.
Konutlarda aylık 200 kilovat üzerinden bakıldığında, Türkiye, Avrupa’daki 34 ülke arasında vatandaşlarına en uygun fiyatla elektrik hizmeti sunan 3’üncü ülke durumundadır. Ülkemizdeki elektriğin 200 kilovata denk gelen tutarı 18 avro iken, bu rakam mesela Norveç’te 35 avro, Fransa’da 45 avro, Hollanda’da 60 avro, Belçika’da 92 avro, Almanya’da 100 avrodur. Aynı miktardaki tüketim bedelini asgari ücretle mukayese ettiğimizde, ülkemizde yüzde 5,5’luk bir oran karşımıza çıkarken, Almanya’da yüzde 6,2’lik, Bulgaristan’da yüzde 7,5’luk, Çekya’da yüzde 10’luk, Romanya’da yüzde 15’lik oranlarla karşılaşıyoruz.
Benzer bir tablo doğal gaz konusunda da geçerlidir. Türkiye, 100 metreküplük tüketime 18,5 avroluk faturayla Avrupa’nın vatandaşına en ucuz doğal gaz hizmetini sunan ülkesidir. Bu rakam Macaristan’da 30 avro, Polonya’da 63 avro, Yunanistan’da 100 avro, İtalya’da 156 avro, Almanya’da 256 avro düzeyine yükselmektedir. Doğal gaz fiyatının asgari ücretle mukayesesinde de ülkemiz yüzde 5,6 ile en uygun fiyat konusunda yine ilk sıralarda yer alırken, bu oran Macaristan’da yüzde 9’luk, Yunanistan’da yüzde 13’lük, Almanya’da yüzde 15,2’lik, Romanya’da yüzde 31’lik seviyelere çıkmaktadır.
“GEÇTİĞİMİZ YIL HANE BAŞINA YAKLAŞIK 5 BİN LİRA ENERJİ DESTEĞİ VERDİK”
Tekraren altını çizerek söylüyorum; vatandaşımıza gelen elektrik ve doğal gaz faturaları elbette yüksektir, ama buna rağmen Türkiye hem fiyat, hem bunun asgari ücrete oranı bakımından vatandaşlarına en uygun tarifeli elektrik ve doğal gaz hizmeti sunan ülkelerin başında gelmektedir.
Geçtiğimiz yıl sadece elektrik, doğal gaz ve akaryakıtta 65 milyar liralık sübvansiyon yaparak salgın sebebiyle zaten sıkıntı içinde olan vatandaşlarımızın ilave yükler altına girmesine engel olduk. Bir başka ifadeyle, geçtiğimiz yıl hane başına yaklaşık 5 bin lira enerji desteği verdik. Sadece bu 3 kalemdeki sübvansiyon rakamının Türkiye’nin toplam yatırım harcamaları kadar olduğuna dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Yılbaşı itibarıyla tarifelerde yapılan düzenlemelere rağmen elektrikte ve doğal gazda haneleri desteklemeye devam ediyoruz. Bugüne kadar hep olduğu gibi milletimizin sesine kulak veriyor, derdine derman olacak çözümler üretiyoruz.
Geçtiğimiz Kabine Toplantısında 150 kilovat olan en düşük tarife dilimini 210 kilovata yükseltmek suretiyle nispi bir rahatlama sağlamıştık. Yapılan analizler, Ocak ayı itibarıyla tüketicilerin yüzde 64’ünün düşük tarifeden faydalandığını, yüzde 36’lık bir kesimin de üst tarifeden fatura ödediğini göstermektedir. Bugünkü toplantımızda vatandaşlarımızı daha da rahatlatacak yeni adımların kararını aldık.
Öncelikle 210 kilovatsaate kadarki düşük tarife ve 210 kilovatsaatin üzerindeki yüksek tarife rakamları ilgili kurumlarımız tarafından vatandaşlarımız lehine yeniden değerlendirilecektir. Ticari işletmelerimiz için de küçük esnaf ve sanatkarı koruyacak şekilde benzer bir kademelendirme yapılacaktır.
Sivil toplum kuruluşlarının elektrik aboneliği de ticarethane statüsünden konut statüsüne dönüştürülecektir. Böylece, dernekler, vakıflar, cemevleri dahil ticarethane statüsünden fatura ödeyen kuruluşların elektrik bedelleri önemli oranda düşecektir.
Daha önce sözünü verdiğimiz doğal gaz tüketim desteğiyle ilgili hazırlıklar da tamamlandı. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının kriterlerine uyan 4 milyon hane için yılda iki defa da ödenmek üzere 450 ile 1150 lira arasında değişen miktarlarda doğal gaz desteği sağlayacağız.
Kronik hastaların ve yaşam destek cihazına bağlı olarak hayatını sürdüren kişilerin bulunduğu haneler için bu rakama yüzde 5 ilave yapılacaktır. Bu destek için başvurular 81 ilimizin tamamında Cuma günü başlayacaktır.
Elektrik desteğinde de hâlen 2,1 milyon hane olan kapsamı 4 milyon haneye çıkartıyoruz.
Ayrıca, sosyal güvenlik şemsiyemizin hem kapsama alanını, hem etkisini genişletecek 15 milyar liralık yeni bir sosyal destek paketiyle ilgili hazırlıklara da başlanması talimatını verdik.