ÖZGÜR ÖZEL “VATAN VE HÜRRİYET MÜCADELESİNİ GENÇLER SÜRDÜRÜYOR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Gündoğdu Meydanı’nda, Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingine katıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, burada yaptığı konuşmada, “‘Dört nala gelip uzak Asya’dan, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak. Bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın. Yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür. Ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim. diyerek başladı
https://www.youtube.com/watch?v=vqSA0LYiH_A
“KORKMAYANLAR KURDU CUMHURİYET’İ, KORKMAYANLAR KORUYORUZ”
Özel konuşmasında özetle şunları söyledi ; “Bu ülkeyi sandık olmadan yönetmek isteyenlere karşı demokrasiyi kurup sandıkta yarışmak için bir aradayız. 19 Mayıs ile başlayan mücadele bir halk hareketidir. Bilinsin ki bu topraklar, celladına dua eden kulların değil; zalime diz çökmeyen özgür milletin topraklarıdır.
Biz korkuyu evde bıraktık. Çünkü bu Cumhuriyet’i kuranlar, korkmadılar. Korkmayanlar kurdu Cumhuriyet’i. Korkmayanlar koruyor. Biz de korkmuyoruz.. 19 Mart’tan bu yana Samsun’daydık, Yozgat’taydık, Mersin’deydik, Konya’daydık, Van’daydık. Oralarda dedik ki, ‘Artık eski siyaset yok. Artık hiç kimsenin kalesi, kaleleri yok. Birileri nasıl söylerse söylesin samimi kanaatim odur ki, İzmir Cumhuriyet Halk Partisi’nin değil; Cumhuriyet’in ta kendisinin kalesidir. Şehirleri birilerinin kalesi görenlere sesleniyoruz. Cumhuriyet’in kalesinden, milletin kalesinden sesleniyoruz. Kale siyaseti, kutuplaşma siyaseti, karşısını şeytanlaştırma, kavgadan medet umma siyaseti bitmiştir. Kaleler bitmiştir. Kaleler milletindir, Cumhuriyet’indir. Tüm kalelerimiz bu milletin istikbaline feda olsun. “VATAN VE HÜRRİYET MÜCADELESİNİ GENÇLER SÜRDÜRÜYOR”
“Türkiye’de özgürlük mücadelesinin meşalesini hep gençler yaktı. İstanbul işgal olduğunda ilk eylemler, ilk mitingler Darülfünun'da, İstanbul Üniversitesi'nin önünde İstanbul Üniversitesi’nin öğrencileri ile başladı. Reformları savunanlar Genç Osmanlılar’dı. Meşrutiyeti ilan edenler, Jön Türkler’di. Kurtuluş Savaşı’nı veren, 38 yaşında Samsun’a çıkan Mustafa Kemal gibi boynunda idam fermanı ile yola koyulanlardı. Emperyalizme karşı duran gencecik Denizler ve arkadaşlarıydı. O mücadele halen devam ediyor. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi vatan ve hürriyet mücadelesini devam ettiren gençlerin partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi, hiç yaşlanmayan ve yaşlanmayacak olan tüm gençlerin, her yaştan gençlerin partisidir. Nasıl ki 106 yıl önce başlayan mücadelenin meşalesini gençler taşıdıysa, bugünkü mücadelenin meşalesini de gençler taşıyor. Bugün Berkayların, Esilaların, Tahaların, Muhammedlerin, Esmaların elinde Namık Kemallerin, Hasan Tahsinlerin, Deniz Gezmişlerin, Ali İsmail Korkmazların hürriyet meşalesi vardır. O gün Namık Kemaller, Hasan Tahsinler, o hürriyet meşalesini taşımasalardı bugün Cumhuriyet yoktu.
Burası Türkiye Cumhuriyeti’dir. Burada gençler itaatkar değil; cüretkar olurlar, cesaretli olurlar. Eğer geçmişte cüret etmeselerdi, cesaret göstermeselerdi 15 Mayıs günü İzmir işgal olurken, ‘Sen başla, gerisini getiren çıkar’ deyip ilk kurşunu sıkmasalardı, esaret altındaydık. 19 Mart darbesine karşı 23 Mart günü büyük devrimi yapmak üzere 15,5 milyon insanın meydanlardan koşması, oy kullanmaya gitmesi, tarihin akışını değiştirmesi, 19 Mart gecesi her yaştan gençlerin ama en çok da üniversiteli gençlerin verdiği cesaretledir. Gençlik ve Spor Bayramı’nda Türkiye’nin bütün gençlerinin önünde saygı ile eğiliyorum.” “Bugün 19 Mayıs 60’gün önce . Bu iktidar 19 Mart’ta millete rağmen bir işe kalkıştı. O günden bugüne İstanbul’da, Anadolu’da meydanlardayız. 19 Mart, Erdoğan’ın seçimi çoktan kaybettiğinin kendince itirafıdır. Sayın Erdoğan karşısına mertçe çıkan, daha önce onun adaylarını dört kez yenen, ‘Ben bu ülkeyi senden daha iyi yönetirim’, ‘Biz bu ülkeyi sizden daha iyi yönetiriz’ diyen rakibiyle baş edemeyince onu hapse atmıştır. Demokrasiyi, istediği yerde inilecek, istediği yerde binilecek bir tramvay olarak görenler, yenilgiyi ilk kez tattıklarında o tramvaydan apar topar inmeyi tercih etmişlerdir.
VAATLERİNİ SIRALADI
“Gençler bugün ağır sorunlarla boğuşmaktadır. Sınıfsal bir mücadeleye dönüşen kaliteli eğitime erişmek sorundur. Barınma meselesi sorundur. Yüzde 40’a ulaşan genç işsizliği sorundur. Hayat pahalılığı, düşmeyen enflasyon sorundur. İfade özgürlüğü, gösteri özgürlüğü önündeki engeller sorundur. Bugün 10 gencimizden yedisinin yurtdışında hayal kurması sorundur. Herkes kendine göre bir beka tarifi yapıyor. ‘O beka sorunu, bu beka sorunu’ diyor. Buradan açıkça ifade etmek isterim ki dünyanın gelişmiş ülkelerinin gelip Türkiye üzerinde hesap yapması, hayal kurması beka sorunu değildir. Onu bir kez denediler, buradan denize döküldüler. Evelallah sonları değişmez.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinin gelip burada hayal kurması beka sorun değildir ama Türkiye’nin gençlerinin dünyanın gelişmiş ülkelerinde hayal kurmaları, bir gelecek tasarlamaları, ‘Fırsatını bulursam giderim, dönmem’ demesi işte biz bununla mücadele emek, gerçek beka sorununu görmek ve gençlerimize yeniden bu güzel memlekette hayal kurdurmak durumundayız. Onlar bu memleketin gençleridir. Bu güzel memleket ve Cumhuriyet onlara emanettir. Bugün ne eğitimde, ne istihdamda görünen 3,5 milyon genç var maalesef. Onlara yeni bir deyimle ‘ev gençleri’ diyorlar. Avrupa dert ediyor bunu, Avrupa’daki oranı yüzde 6. Bizdeki oran, en iyimser tahmin ve hesapla yüzde 25. 10’uncu Yıl Marşımızda 10 yılda 15 milyon genç yaratmakla övünüyorduk. Cumhuriyet, 10 yılda her yaştan 15 milyon genç yaratmıştı. Bu iktidar, 23 yılda her görüşten 3,5 milyon genci evlere kapattı. Biz bu ülkeyi gençlerle kuran, gençlerle kurtaran bir gelenekten geliyoruz. İktidar olduğumuzda da bu gençlerle birlikte yöneteceğiz.
Gençlere yasakların yasak olduğu bir Türkiye vaat ediyoruz. YÖK’ü kaldırıp üniversiteleri özgürleştireceğiz. Nitelikli eğitimi herkese ulaştıracağız. İktidarımızda liseyi bitiren her genç, çok iyi bir yabancı dil bilecek ve dünya ile rekabet edecek teknolojik donanıma sahip olacak. Kayırmacılığı bitireceğiz. Ant olsun ki kamuda mülakatı kaldıracağız. Yurt kapasitelerini artıracak, burs ve kredi tutarlarını yaşanılabilir seviyeye yükselteceğiz. Gençlerin iletişim özgürlüğünü, ulaşım özgürlüğünü, sosyal aktivite özgürlüğünü, bunlara kolay erişmelerini mutlaka sağlayacağız. Hepsine Avrupa standartlarında, bu teknolojilerden yararlanma, ama gelir durumuna göre ücretlendirme vadediyoruz. Vize sorununu kökten çözeceğiz. Avrupa Birliği’ne tam üye olmuş bir Türkiye’yi kuracağız. Bu ülkeyi gençlerin ülkesi yapacağız. Yasaksız ve vizesiz Türkiye’yi iktidarımızın ilk yıllarında hayata geçireceğiz.”