ÖZKOÇ:TERÖR ÖRGÜTÜ, YAPTIKLARININ HESABINI ER YA DA GEÇ ÖDEYECEK

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, “Terör örgütü Abdullah Öcalan'ı muhatap alan, Türkiye'deki tek Genel Başkan, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Terör örgütleriyle masaya oturan Erdoğan’dır. 16 evladımızı şehit olarak verdiğimiz bir operasyonu öncesinden ifşa eden kişi, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bugün derhal istifa etmesi gereken, bütün himayesinde bulunan kişilerle birlikte derhal çekilip gitmesi gereken de kendisidir” dedi. Özkoç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin yaklaşık 10 gündür Gara Operasyonu’nu konuştuğunu belirterek, rehin kurtarma amacıyla gerçekleştirilen, 16 şehit verdiğimiz operasyona ilişkin soruların yanıtsız bırakılmasını eleştirdi. Özkoç, özetle şu değerlendirmelerde bulundu: “Bundan 5,5 yıl önce asker, polis ve sivil olmak üzere 13 tane vatandaşımız, bölücü terör örgütü PKK tarafından rehin alındı. 5,5 yıldan beri Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız ve milletvekili arkadaşlarımızın bütün uğraşlarına rağmen, başta Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan kulaklarını tıkadılar, görmediler, duymadılar. 5,5 yıl aradan sonra Gara'da bir operasyon yapma kararı alındı. AKP'nin Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı olarak da Başkomutan olan Recep Tayyip Erdoğan, bu Gara'ya yapılacak operasyonu günler öncesinden ifşa etti. Böylece oradaki rehin tutulan 13 evladımızın hayatı tehlikeye girdi. ‘Müjde vereceğim size’ dedi. Herkes o müjdeyi konuştu. Çünkü oradaki o 13 arkadaşımızdan, kardeşimizden daha kıymetli olan kendisi ve kendi iktidarı olduğu için, bunu siyasetine alet etmek istedi. Nihayet oraya bir operasyon yapıldı. “CUMHURBAŞKANLIĞI DEĞİL, AKP GENEL BAŞKANLIĞI YAPIYORSUN” İki türlü operasyon olur: Bir; operasyonu silahlı kuvvetlerimiz terör kimliği bulunan unsurları etkisiz hale getirmek için yapar. İki; rehin tutulan kardeşlerimizin kurtarılması için yapar. Hangisi için yaptınız? İkisi için yaptık. Olmaz. İlk önce rehineleri kurtarmanın bir yolunu bulursun, ondan sonra oradaki unsurları etkisiz hale getirmenin başka bir yolunu bulursun. Senin birinci görevin, evlatlarını sağ salim topraklarımıza getirmektir, analarına kavuşturmaktır. Başkomutan olarak görevin bu ama sen hayatın boyunca bir kere bile cumhurbaşkanlığı yapmadığın için, hep aklın AKP Genel Başkanı olarak davranmak olduğu için, sen bunu ifşa ettin. Oraya bir operasyon yapıldı. Silahlı Kuvvetlerimizin bütün gücüyle bir operasyon gerçekleştirildi. 3 tane evladımız bu operasyonu gerçekleştirirken şehit düştüler. Onun karşılığında, rehin tutulan kardeşlerimizi kurtarsaydık, o 3 evladımız orada elbette ki vatan için, millet için şahadet şerbetini içtiler, bunu bağrımıza basardık. Ama başta 13 kardeşimizden oraya taarruza geçen askerlerimizin hayatı ifşadan dolayı tehlikeye atıldı. Bu olay duyuldu, tüm Türkiye'de ve dünyada konuşuluyor. Generaller askerlerine şöyle hitap ederler: "Evladım" diye hitap ederler. Çünkü anneler, babalar evlatlarını asker ocağına teslim etmişlerdir. Baba ocağından çıkmıştır, asker ocağına girmiştir. Onlar için evlatlarıdır. Başkomutansa tüm askeri birimlerin başkomutanıdır cumhurbaşkanı sıfatıyla. Askeri birliklerimiz bir operasyon yapılmış, 16 evladımı, yani başkomutan olarak, yani asker ocağı olarak, yani Türkiye Cumhuriyeti olarak 16 tane evladımızı şehit vermişiz. “CENAZELER KALKMADAN KONGRE’DEKİ GÜLÜŞÜNÜ, ASLA UNUTMAYACAĞIZ” Bir gün sonra, daha cenazeleri kalkmadan, evlatları için, evlatlarını kaybettiler diye tüm dünyada taziye mesajları gelirken, Erdoğan, ekranlara kendi kongresinde çıkarak işte bu şekilde gülmüş ve sırıtmıştır. Fıkralar anlatmıştır. Evladımızın cenazesi orada bekliyor, millet taziyeye gidiyor, siz fıkra anlatıyorsunuz, gülüyorsunuz... Neşeli haliniz burada; bakın televizyonlar altyazı geçiyorlar. Diyorlar ki: PKK katliamı, 13 şehit verdik, 16 şehit verdik. 16 şehit verdik. Cenazesinin başında başkomutan olarak evlatlarının taziyesini kabul eden bir kişinin resmi midir bu? Soruyorum, milletime soruyorum. Ak Parti'nin milletvekillerine, onlara oy veren insanlara soruyordum. İki türlü gülüş vardır: Biri insanın içini acıtır, biri insanın içini ısıtırHayatımız boyunca içimizi acıtan bu gülüşü asla unutmayacağız. Türk Silahlı Kuvvetleri de unutmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti mensubu hiç kimse bu gülüşü unutmayacaktır. Asla unutmayacaktır. “ŞEHİT ANNESİ, KÜRSÜDEN KONGREYE BAĞLANDIĞINI BİLE BİLMİYOR…” Yetti mi? Hayır yetmedi. Ne yapıyorsun? Şunu yapıyor: Diyorsun ki: "Bu kongrede ben bütün her şeyi yıktım. Bir tek önemli olan kişi benim." Bir de şehidin sen başkomutan olarak evladın ya, bir de anası var mezarının başında. Kongreden gülerek, espriler yaparak, fıkralar anlatarak, şehit anasını kongreye telefonla bağlıyorsun. Şimdi cumhurbaşkanı sıfatıyla olsa nasıl yapar? Şehit annesini arar, başsağlığı diler ve bu kamuoyuna duyurulur. Şehit annesi de "beni cumhurbaşkanı aradı" der. O şehit annesi kongreden aradığını biliyor mu? Hayır bitmiyor. AKP Genel Başkan olarak aradığını biliyor mu? Hayır, bilmiyor. Peki sen ne yapıyorsun? Onlar şehit oldular, onlar en yüksek mertebeye ulaştılar. "Şimdi biz kendi işimize bakalım" diyorsun. “İNSANIN YÜZÜ HİÇ Mİ KIZARMAZ!” Arkadaşlar bu kabul edilebilir bir şey değil. Bu sindirilebilecek bir şey değil. Ben buradan açıklıyorum, defalarca açıkladık. Bugün komedi yapıyor. YPG 2014'te hayata geçmiş, 2016'da Türkiye tarafından terör örgütü ilan edilmiş. Sen, Türkiye'nin dışarıda bulunan biricik toprağı olan Süleyman Şah Türbesini teröristlerin işgalinden kurtarmak için, orayı koruma emri vermiyorsun, koruma emri vermiyorsun. Oradaki bayrağı YPG'li teröristlerle birlikte indirtiyorsun, onları korumasında Süleyman Şah Türbesini, vatanımızı, toprağımızı oradan kaçırtıyorsun. Sonra dönüyorsun, ‘ya bu Cumhuriyet Halk Partisi, bu Kemal Kılıçdaroğlu; bunlar var ya bunlar, bunlar terörist dediler, terörist demediler.’ Bunları söylüyorsun. Bir insanın yüzü hiç mi kızarmaz yahu, hiç mi kızarmaz? Terör örgütü Abdullah Öcalan'ı muhatap alan, Türkiye'deki tek Genel Başkan, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Muhatap aldığını söyleyen, bir dahaki haftalarda o videoları çıkartacağım, yayınlanmasını sağlayacağım. Evet onu muhatap aldığımızı bizzat kendi ağzıyla söylediği videoları yayınlayacağım. "PKK terör örgütü bizim zamanımızda güçlenmiştir, silahlanmıştır" dediği videoları yayınlayacağım. "Biz izin verdik PKK'nin girmesine" dediği videoları yayınlayacağım. Öcal'ın kırmızı bültenle aranan kardeşini TRT'ye çıkartan da kendisidir. Komik bir ifadede bulunmuştur: Öcalan'ın kırmızı bültenle aranan kardeşi için "ben kırmızı bültenle aradığını bilmiyorum" demiştir. Kandil'i muhatap alan tek siyasi parti genel başkanı kendisidir. Kandil'e milletvekillerini gönderen siyasi parti genel başkanı kendisidir. Süreç içerisinde eli silahlı PKK'lı teröristlerin Habur'dan Türkiye'ye girmesini emrini veren kişi kendisidir. Gara'da evlatlarımız rehin tutulurken, evlatlarımız için yapılan operasyonu ifşa eden de kendisidir.” “PKK TERÖR ÖRGÜTÜ, YAPTIKLARININ HESABINI ER YA DA GEÇ ÖDEYECEK” Özkoç, şehit düşen vatan evlatlarının acısını asla unutmayacaklarını belirterek, “Allah şahit olsun ki, PKK terör örgütü bu yaptıklarının hesabını er ya da geç ödeyecektir ve Türkiye Cumhuriyeti layık olduğu bir iktidar tarafından yönetileceği en kısa zamanda, Türkiye'de bu sorun ortadan kalkacaktır” dedi. “TERÖR ÖRGÜTÜ PKK VE YPG’NİN DOSTU, ERDOĞAN’DIR” Özkoç, iktidarın hiçbir soruyu yanıtlamadığını, millete yalan söylemeye devam ettiğini belirterek, ”Cevap vermiyorsunuz ama televizyonlara çıkıyorsunuz, yüzünüz kızarmadan, millete yalan söylemeye devam ediyorsunuz. PKK terör örgütü de, YPG terör örgütü de dostu olan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Onlarla masaya oturan, Recep Tayyip Erdoğan'dır. YPG terör örgütüyle birlikte Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırtan, Recep Tayyip Erdoğan'dır. 16 evladımızı şehit olarak verdiğimiz bir operasyonu öncesinden ifşa eden kişi, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bugün derhal istifa etmesi gereken, bütün himayesinde bulunan kişilerle birlikte derhal çekilip gitmesi gereken de kendisidir” diye konuştu. “CANİKLİ’NİN SÖZLERİ İTİRAFTIR; İHALESİZ NASIL, KİME DÖVİZ SATILDI, AÇIKLAYIN” Ekonomideki gelişmeleri de değerlendiren Engin Özkoç, Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı görevine gelir gelmez paranın başına damadını geçirdiğini ve aile işleri ile devlet işlerini birbirine karıştırdığını söyledi. Özkoç, özetle şunları kaydetti: “Damadı getirdiğin dönemde Türkiye’nin hali ortada. Devletin borcu damadın görevde olduğu iki yılda yüzde 80 dolayında artarak 1 trilyon 812 milyar TL’ye çıktı. KOBİ’lerin banka borcu 2 yılda 200 milyar TL’den fazla artarak 842 milyar TL’ye yükseldi. Vatandaşların bankalara borcu 513 milyar liradan 841 milyar liraya çıktı. Geniş tanımlı işsizlik 6 milyon 900 bin’ken, 11 milyon 190 bin oldu. Millet adına hesap sormak zorundayız; "ne yaptınız bu paraları?". Ne yaptınız kardeşim? Damadını getirdin, 128 milyar dolarlık Merkez Bankası’nın döviz rezervini erittiniz, yok ettiniz. Canikli bugün cevap veriyor. Minareyi çalan kılıfını uydurur misali, bunlar sadece minareyi değil topunu çalıyorlar, topunu. Ondan sonra da diyorlar ki: "Biz de o dövizleri sattık" diyorlar, sattık. Banka ihale yapmadan bu dövizi nasıl sattı kardeşim. Kime sattınız bu dövizi?” Özkoç, Canikli’nin bu sözlerinin itiraf olduğunu belirterek, “3 aydır bunu soruyoruz; Merkez Bankası rezervindeki dövizler, ihalesiz, kime, ne zaman, hangi kurdan satılmıştır. Dolar neden 8 lira olmuştur? Kimler ne kazanmış, millet ne kaybetmiştir? Cevap verin, hesap verin” dedi. “PANDEMİDE VATANDAŞA EN AZ DESTEK VEREN ÜLKELERDEN BİRİYİZ” Özkoç, Türkiye’nin pandemi sürecinde vatandaşa en az destek veren ülkelerden biri olduğunu belirterek, iktidarın tek derdinin yandaşlar ve 5’li çete olduğunu vurguladı. Engin Özkoç, şunları söyledi: “Yandaş şirketlerin kira borcunu erteliyorsunuz; 18 milyar lira. Peki, bu millet bu kadar sıkıntı içindeyken, bu kadar acı çekiyorken, siz sadece yandaş şirketin borçlarını ertelemek ile niye kalıyorsunuz? Niye milletin parasını millete değil de, yandaşlara veriyorsunuz? Türkiye’de vatandaşa yapılan yardımın milli gelire oranı yüzde 1,1. 180 ülke içinde 154. Sıradayız. Gelişmiş ülkelerdeki ortalamayı söylüyorum: yüzde 12.6. Gelişmekte olan ülkelerdeki oran yüzde 3.6. Az gelişmiş ülkelerde ortalama yüzde 1,6. Türkiye, tüm ortalamaların altında yüzde 1,1. Yazık değil mi insanlarımıza! Sen damadını memnun edeceksin diye, ailenle ilgili sorunları çözmekte sıkıntı yaşıyorsun diye, Türkiye, millet, bu sıkıntıyı yaşamak zorunda mı?” Ülke kaynaklarının, salgınla mücadele verilen böyle bir dönemde vatandaştan esirgendiğini belirten Özkoç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü grup toplantısında dile getirdiği soruyu yineledi; “Çin'den ücretsiz getirilen 1 milyon doz aşı, Devlet Malzeme Ofisi’ne her dozu 12 dolardan fatura edildi mi, edilmedi mi? Cevap verin”
Benzer Videolar