SENCER SOLAKOĞLU; ÜRETİCİ ENDİŞE ETMESİN SAHİPSİZ DEĞİLLER
Her söylediği gündem yaratan, her açıklamasıyla aslında dengeleri alt üst eden süt sektörü için varını yoğunu ortaya koyan,TÜSEDAT Başkanı, aynı zamanda Bursa'da Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sencer Solakoğlu AGRO TV de katıldığı proğramda çarpıcı açıklamalarda bulundu
TÜSEDAT Başkanı Sencer Solakoğlu açıklamasında ; Türkiye'deki olan bütün kobilerin belki de yaşadığı sıkıntıların hepsini yaşıyoruz. Yani finansmana erişim, finansmanın erişseniz bile maliyeti, süt fiyatları, et fiyatları, domates fiyatları.
Yani nereden girerseniz bir sıkıntı var. Hepsinin bir izahatı var. Ama hiçbiri işin gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Problemi ortadan kaldırmıyor. Sebepleri belli. Ama çözümlerinin ne olacağı çok önemli ve burada bugün muhakkak konuşacağımız iki tane bakış açısı var. Bir tanesi masanın bir yanı çiftçi tarafı bir de öbür tarafı bakanlık tarafı. Yani iki taraftan da olaya bakmak, empati kurabilmek ve çözüm de var ama çözümsüzlüğe o kadar alışmış bir çiftçi kitlesi var ki kaderlerine adeta boyun eğiyorlar.ve yani ben bunu kabul etmiyorum ve üreticiler adına kendim de bir üretici olarak böyle bir şeyin kanıt sanmasını şiddetle itiraz ediyorum. Böyle bir şey olamaz yani insanlar haklarını aramak zorundalar bu kötü bir şey de değil ama şimdi hakkını aramayan bir çiftçiyle devlet ne yaparsa yapsın bir yere varamayacağı için işler birazcık kitlendi.Çiğ sütten örnek verecek olursam Birkaç ay önce başladı. İşte sözleşmeler yapılmıştı. Referans fiyatı üzerinden 14.65 ama bir baktık ki sanayici işte 13'e, 12'ye, 11'e hatta işin bir de şu kısmı ortaya çıktı. Efendim sütünü alırım ama yemi benden alırsan, yemi benden almazsan işte 3 ay sonra öderim gibi bir çıkmaza doğru sürüklendi.
Üreticilerimiz şunu iyice bilmeli yapılan sözleşmeler alaladi bir şey değildir Yani bir sözleşmeyi kağıt üzerine sözle yapılan bir şey kağıt üzerine atılmış. Yani bir imzası var ve burada diyor ki 6. maddesinde diyor ki fiyat eğer değişecek ise iki tarafında uzlaşmasıyla ancak bu olabilir.
Şimdi sözleşme kimle kim arasında yapılıyor? Bir kere bunu çok net analiz etmemiz lazım. kim arasında yapılıyor? Bir kere bunu çok net analiz etmemiz lazım. Çiftçi ile sanayici arasında yapılmıyor bu sözleşme. Kim yapıyor? Bu kooperatifle veya birlikle
sanayici arasında yani organize bir yapıyla sanayici arasında yapılıyor. Dolayısıyla eğer fiyat düşmesi veya artması söz konusuysa masaya gelinip uzlaşılma zorunluluğu
var. Uzlaşılmadan ne bir fiyat deklarasyonu ne geriye dönük bir düzeltme mümkün değil. Hukuken mümkün değil. Yani hani hakkın gaspı anlamına gelir bu.
Yarın süt azaldığı zaman ve ihtiyaç duyulduğu zaman veya talep arttığı zaman. Çünkü görüyoruz işte bir sene iki sene sonra bu ekonominin düzelmesi, talebin yeniden toparlanmasıyla beraber muhakkak burada bir ilme olacak.
O gün geldiği zaman belki de 3 ay sonra olacak. Bilemiyoruz süt'teki talebin ne zaman toparlanacağını. İnsanlar bu sefer diyecek kardeşim sen bana masayı biraz şuradan bir ton da bana ver. Ben sana 2 lira daha üstüne
prim vereyim. Yani o ne kadar ahlaksızlıksa bu da aynı şekilde ahlaksızlık. Şimdi eski düzende bu sözleşmeyi devlet değil sanayici önümüze koyuyordu. Ve
sanayicinin koyduğu sözleşme sanayiciyi koruyordu. Tek taraflıydı. Kendi istediği gibi hazırlayıp ne istiyorsa. Evet. İçerindeki şartlar da şunu söylüyordu. Aslında uzun uzun yazılmış ama
ben ne dersem olurum hukuki diliydi. Doğrusu hiçbir hakkımız yoktu. Şimdi devlet dedi ki biz bunu kaldırıyoruz. Biz iki tarafı da eşit derecede koruyacağız. Şimdi ne oldu? Tabii eskiden tek taraflı
sözleşme olduğu için hani bir yaptırımı yoktu belki. Şimdi yaptırımımız var. Şimdi de karşılaştığımız şey şu. Eskiye alışmış herhalde kooperatif ve birliklerin neredeyse tamamı boynunu eğdi.
Sanayici ne derse onu yapmaya başladı. Ben de bunu yapmıyorum. Yani ben Bursa Damızlık Sır Yetiştirme Birliği olarak bunu yapmıyorum. Bunun bir hukuki süreci var. Şimdi kıymetli üreticiler
bunu çok iyi anlamanız gerekiyor. Elinizde bir belge var. Tapu senedi gibi düşünün. Bu tapu senedi sizin. Yani bu sözleşmede ne yazıyorsa bu sizin hakkınız. Bunu almakta da son 12,5 liraya satıyorum.
Birisi sizin paranızı çalıyor. Cebinizden paranızı çalıyor. Bu kadar. Sıcak süt ile soğuk süt tartışması var. Aslında çok çarpıtılan bir sözleşme.
Çünkü özünde anlaşılması gereken şu. Sıcak süt diye devletin tabir ettiği şey aslında çiftlik teslimi demek. Yani adamın çiftliğinde, ahırında sağdığı 10 tane ineği kovaya, güğüme sağdı.
O güğümü oraya koydu. Onun fiyatı 14.65. O güğümün oradan alınıp toplama merkezine götürülmesi, orada soğutulması, oradan fabrikaya veya daha ara bir toplama merkezine götürülme kısmı
o soğuk süt diye tabir edilen şey. Yani sıcak sütü konuşmayalım artık Türkiye'de değil. Sıcak süt demek çiftliğin kapısındaki süt fiyatı demektir. Soğutulmuş süt demek de artık tankın içine girmiş toplama
merkezinden işte müteahhitlerin toplayıcıların alıp da bir merkeze götürdü veya fabrikaya teslim ettikleri fiyattan bahsediyoruz. Dolayısıyla tabir olarak sıcak süt ve soğuk süt konuşuluyor.
Tabir olarak konuşulan sıcak süt ve soğuk sütü çok iyi tanımlamamız lazım. Şimdi sıcak süt dediğimiz yani bizim ahırımızda güğüme sahip daha sıcak sütümüz dururken o süt
14 lira 65 kuruş. Eğer tip sözleşmeyi imzalamış ve bu fiyatın altında eline para geçen bir üretici varsa kendisi için ve kötü emsel olmaması için
diğerleri için de derhal ara bulucuya gitmesi gerekiyor. Diyecekler ki ya biz toplantıya veriyoruz, toplayıcıya veriyoruz. Toplayıcı ondan sonra alıp götürüyor. Bize toplayıcı bu parayı veriyor.
Hayır yanlış. Toplayıcı diye bir mevhum yok tip sözleşmelerde. Üretici ile birlik arasında bir sözleşme var. Birlik de sanayici ile bir sözleşme yapıyor.
Birliğin yaptığı sözleşmeden bu sütü nereden aldığı, ne kadar aldığı belli. Şimdi eğer bir üretici hakkını aramak istiyorsa önce birlik veya kooperatifine gidecek. Bu kooperatifi ara bulucuya gidecek.
Bu hafta yanılmıyorsam, Sayın Bakan'la konuştuğumuz zaman bu hafta olacağını ben algıladım. Adım adım da bir el kitabı çıkartacak bakanlık. Bu süt konusuyla ilgili değil mi? Sütle ilgili yarın bitkiselde de yani tip sözleşmeyle ilgili bir taraf aykırı gelirse önce ne yapılır?
Şuraya başvurulur, şu belgeyle başvurulur, şu şekilde yapılır diye takip etsin üreticiler bu hafta içerisinde çıkmasını bekliyoruz. El kitabı olarak çıkacak. Yapacakları şey ama çok basit. Önce bir ara bulucuya gidecekler.
Bu ara bulucuya gitmeden önce ilçe tarım müdürlüğüne gidecek. Diyecek ki kardeşim benim sözleşmem var. Fiyatı burada her şey burada. Ama sanayici bunu düşürdüm diyor.
Uygulamıyor diyor. Bütün il müdürlerinin bu konuyla ilgili haberi var. İlçelerin de haberi var. Dolayısıyla ne yapacaklarını nasıl yönlendirileceklerini bu ilçe müdürleri bilmiyorlarsa ile sorsunlar. Onlar da bilmiyorsa hayvancılık genel müdürlüğü Salih Bey'in konuyla ilgili malumatı var.
Yönlendirme yapabilir. Dolayısıyla il müdürleri direkt arayabilirler sayın genel müdürü de. Bunu da teyit ederek size söylüyorum. Dolayısıyla burada bir çiftçiye sahip çıkmak için zaten bir yapı hazırlandı.
Ara bulucuda biz ara bulucuya gittik. Bursa ne yapıyor onu anlatayım. Biz ara bulucuya gittik. 2-3 tane firma ile ilgili. Biz ara bulucuya gider gitmez önce küçük mandıralar geri adım attılar. Dediler ki kardeşim
biz tamam sözleşme var hani aşikar yapacak bir şey yok. Biz 1465'e uyacağız dediler. Onları kenara attık. İki üç tane büyük sanayici var. Şu anda üç tane. Ara bulucuya gittik ve ara bulucuda şunu söylediler.
Biz ara buluculuğu kabul etmiyoruz. Dava açılsın dediler. Bunu sanayici kesimi söylüyor. Biz de hay hay dedik. Sonuç itibariyle hukuk karşısına çıkmak kavga etmek anlamına gelmez. Türkiye'de böyle bir şey var.
Bizim bir sözleşmemiz var. Ben bunu böyle yorumluyorum. Sen de bunu böyle yorumluyorsun. Dolayısıyla gidelim. Hakim bize hangisinin doğru olduğunu hukuktan bize söylesin diye gidiyoruz. Ama
üreticiyi korkutuyor sanayici. Sen benimle eğer bugün davalık olursan yarın senin sütünü almam diyor. O da siniyor, korkuyor. Ya ben bu kadar sütü ne yapacağım? Bu sanayici bu sütü almazsa biz ne yaparız?
Gibilerinden endişeleri var. Bu endişe çok yersiz bir endişe. Yani senin sütünü almayacak, benim sütünü almayacak, öbürünün sütünü almayacak, kimin sütünü alacak bu adam? dedi
Başkan Sencer Solakoğlunun AGRO Tv deki açıklamalarının devamı hazırlanıyor ...