Siyasi Rekabetle Milletin Ali Menfaatleri Karıştırılamaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, “Bugün Türkiye insanlığın ortak vicdanı olarak her konuda söz söyleyebilecek ve bunu dinletebilecek bir iradeye sahiptir. Bugün Türkiye siyasi ve ekonomik politikalarını sahada aktif, askerî destekle uygulayabilecek bir güce kavuşmuştur. Bugün Türkiye kendisiyle beraber tüm dostlarına ve kardeşlerine de destek verebilecek ve bunun arkasında durabilecek seviyeye ulaşmıştır” dedi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantıda koronavirüs salgınındaki son durumdan iç ve dış güvenlik konularına, spordan ulaştırma yatırımlarına kadar pek çok hususu kapsamlı bir şekilde değerlendirdiklerini söyledi. “SİYASİ REKABETLE ÜLKE VE MİLLET MENFAATLERİNİ AYRI TUTMAYI AHLAKİ BİR SORUMLULUK OLARAK GÖRÜYORUZ” Türkiye’nin her alanda verdiği mücadeleyi başarıyla yürüttüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde hem sağlık altyapısı hem sağlık sistemi hem de geliştirilen teşhis ve tedavi protokolleriyle takdire şayan bir farklılık ortaya koyulduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, her türlü yapıcı tenkide, teklife ve değerlendirmeye sonuna kadar saygı duyduklarını, bu şekilde önlerine gelen hususlardan makul ve uygulanabilir olanları hayata geçirmekte de asla imtina etmediklerini aktardı. “Siyasi rekabetle ülke ve millet menfaatlerini ayrı tutmayı ahlaki bir sorumluluk olarak görüyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskiden beri siyasi rekabet içinde bulunduğu pek çok çevreyle ülkenin ve milletin âli menfaatleri söz konusu olduğunda birlikte hareket etmekten asla çekinmediklerini, çekinmeyeceklerine vurgu yaptı. “SALGININ SEYRİNE GÖRE GEREKTİĞİNDE YENİ TEDBİRLERİ DEVREYE ALIYORUZ” Salgının seyrine yönelik gerektiğinde yeni tedbirleri, gerektiğinde yeni normalleşme adımlarını devreye aldıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal koruma kalkanı kapsamında çalışanlara ve dar gelirli kesimlere yapılan karşılıksız ödemelerin tutarının 38 milyar liraya ulaştığını, prim desteği olarak 154 bin iş yerindeki 1 milyon 186 bin çalışan için 934 milyon liralık kaynak kullanıldığını, kısa çalışma ödeneğinden faydalanan 3,5 milyon çalışana da bugüne kadar 20 milyar liranın üzerinde kaynak aktarıldığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri paylaştı: “Nakdi ücret desteği kapsamında1 milyon 976 bin kişiye 4,4 milyar lira ödeme yapılmıştır. İşsizlik ödeneği olarak da 847 bine yakın kişiye 4 milyar liraya yakın kaynakla destek verilmiştir. Bunlara ilave olarak kovid-19 teşhisi nedeniyle tedavi gördüğü veya karantinada bulunduğu için çalışamayanlara yönelik iş göremezlik ödeneğini devreye soktuk. Türkiye Eczacılar Birliği ile SGK arasındaki protokolün yenilenmesiyle salgın döneminde üzerlerine oldukça ağır yük binen eczacılarımıza yapılan ödemelerde yıllık ilave ödeme 235 milyon liralık iyileşme sağladık. Devlet korumasındaki 640 gencimizi de bu dönemde kamuda işe yerleştirerek mağduriyetlerinin önüne geçtik. Böylece devlet korumasındaki gençlerimizin istihdam sayısı toplamda 54 bine yaklaştı. Salgın döneminde huzurevlerindeki yaşlılarımıza verdiğimiz hizmetler ve gösterdiğimiz ihtimam Dünya Sağlık Örgütü tarafından iyi uygulama örneği olarak ilan edildi.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün salgınla mücadele tedbirleri konusunda yapılan istişarelerin ardından yeni kararlar aldıklarına dikkati çekerek, geçen aylarda yeniden yükselme eğilimi gösteren vaka, hasta ve ağır hasta sayısındaki artışın düşme eğilimine girmiş olmasından memnuniyet duyduklarını dile getirdi.   “YERLİ AŞI GELİŞTİRME ÇALIŞMALARINDA İLERİ BİR DÜZEYE GELİNDİ” Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli aşı geliştirme çalışmalarında da ileri bir düzeye gelindiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Ülkemizde 13 ayrı aşı geliştirme çalışması başlatılmıştı. Bunlardan iki ayrı kategorideki beş tanesi insan çalışmaları safhasına yaklaştı. Sadece bu tablo dahi ülkemizin sağlık altyapısına yapılan yatırımların ne kadar stratejik olduğunu göstermeye yeterlidir. Araştırma kuruluşlarımızın yaptıkları planlamaların ve verdikleri desteklerin önemi gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek altyapı ve insan kaynağı gücümüzle yine bu süreçte ortaya çıkmıştır. Üretim konusunda da altyapısı uygun bir firmamızın ayda 20 milyon doz kapasitesi bulunuyor. İkinci bir firmamızın da üretim altyapısını tamamlamasıyla bu rakam ayda 50 milyon dozun üzerine çıkabilecektir. İnsan çalışmalarından biri için önümüzdeki hafta bin doz aşı üretilmiş olacaktır. Ayrıca kuduz, suçiçeği, Kırım-Kongo, verem aşılarının geliştirilmesinde de oldukça ileri bir safhaya ulaştığımızı belirtmek istiyorum.” “TÜRKİYE TERÖRLE MÜCADELEDE TARİHİNİN EN BAŞARILI DÖNEMİNİ YAŞIYOR” Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 10 yılda bölge yoğunlaşan kriz ve çatışma alanlarına bakıldığında Türkiye’nin tam manasıyla bir kuşatma altına alınmaya çalışıldığının görüleceğine dikkati çekerek, “Kafkasya’dan Balkanlar’a, Karadeniz’den Akdeniz’e ve bunların mücavir alanlarına kadar uzanan bu kuşatma projesinde asıl hedefin Türkiye olduğu çok açıktır. Türkiye güçlü bir şekilde ayakta kaldığı müddetçe bölgedeki diğer hiçbir senaryonun orta ve uzun vadede başarı sansı olmadığını, bizim kadar bu oyunu tezgâhlayanlar da biliyor” dedi. Türkiye’nin terörle mücadelede tarihinin en başarılı dönemini yaşadığını, çevresindeki kuşatmanın zincirlerini birer birer kırdığını ve daha önce Türkiye’ye karşı buyurgan dille konuşmayı adet hâline getirmiş olanların artık Türkiye ile eşit şartlarda müzakere noktasına geldiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizi bölgesel ve küresel tüm meselelerde dışarıda bırakıp, sadece alınan tedbirleri, alınan kararlara tabi kılma politikalarını tümüyle çökerttik. Yıllarca Türkiye’ye verdikleri hiçbir sözü tutmayıp, üstüne birde bizi suçlayanları artık lafa değil icraata bakılan bir çizgiye çektik. Bugün Türkiye bölge ve dünya siyasetinde onurlu, ilkeli ve etkin bir konumda bulunuyor” diye konuştu. “Yıllarca Türkiye’ye verdikleri hiçbir sözü yerine getirmeyenler üstüne birde bizi suçlayanları artık lafa değil, icraata bakılan bir çizgiye çektik” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün Türkiye ekonomisini çökertmeye yönelik saldırıları göğüsleyebilecek ve hedeflerine doğru kararlılıkla yürüyebilecek bir yere gelmiştir. Bugün Türkiye insanlığın ortak vicdanı olarak her konuda söz söyleyebilecek ve bunu dinletebilecek bir iradeye sahiptir. Bugün Türkiye siyasi ve ekonomik politikalarını sahada aktif, askerî destekle uygulayabilecek bir güce kavuşmuştur. Bugün Türkiye kendisiyle beraber tüm dostlarına ve kardeşlerine de destek verebilecek ve bunun arkasında durabilecek seviyeye ulaşmıştır.” “SANAYİDE, ÜRETİMDE, İHRACATTA, İSTİHDAMDA OLUMLU GELİŞMELER YAŞANIYOR” Cumhurbaşkanı Erdoğan, çekilen sıkıntıların karşılığının her alanda alınacağına inandığını kaydederek, “Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gaz rezervi bunun ilk müjdesidir. İnşallah Akdeniz’den de yakın zamanda güzel haberler bekliyoruz. Sanayide, üretimde, ihracatta, istihdamda olumlu gelişmeler yaşanıyor. Salgının ardından yeniden şekilleneceği anlaşılan dünyanın üretim merkezi tercihlerinde ülkemizin hak ettiği konumu mutlaka alacağından şüphe duymuyoruz” ifadelerini kullandı. “AZERBAYCAN’IN İŞGAL ALTINDAKİ TOPRAKLARINI KURTARMA MÜCADELESİNE DESTEK VERMEK HER ONURLU DEVLETİN VAZİFESİDİR” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarına yönelik saldırılarına değinerek, “Uluslararası toplum, Karabağ ve Azerbaycan topraklarının bir bölümü Ermeniler tarafından işgal edilirken maalesef bu alçaklık karşısında sessizliğe bürünmüştü. Üstelik Karabağ’da sadece işgal değil, aynı zamanda insanlığın yüz karası katliamlar gerçekleştirilmişti. Ermenilerin çocuk, kadın, erkek demeden yaptıkları ve övünçle anlatmaktan çekinmedikleri katliamları da cezasız bırakıldı” değerlendirmesinde bulundu. ABD, Fransa ve Rusya tarafından oluşturulan Minsk Grubu’nun sorunu çözme yerine adeta sorunu çözümsüzlüğe mahkûm ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye olarak en başından beri tüm kalbimizle ve imkânlarımızla Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu söylüyoruz. Esasen Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesine destek vermek, her onurlu devletin vazifesidir. Dünya haydut devletlerden ve onların haydut yöneticilerinden kurtarılmadan insanlığın kalıcı barışa ve huzura kavuşması mümkün değildir. Maalesef özellikle bizim bölgemizde haydut devlet sayısı oldukça fazla. İsrail’den Kıbrıs Rum Kesimine ve Suriye rejimine kadar uzanan bu haydut devletler hem kendi vatandaşlarına zulmediyor hem de dünyanın istikrarını bozuyor. Küresel güçlerin eteği altına saklanarak insanlığın başına âdeta bela olan bu devletlerin kullandıkları yöntemlerin devri artık kapanıyor, dünya bu zulmü daha fazla taşıyamaz.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye elindeki gücü ve imkânları bu haksız, hukuksuz, çirkin ve kanlı oyunu bozmak için kullanmakta kararlıdır. Bunun için Birleşmiş Milletlerde dünya beşten büyüktür diyoruz. Bunun için Suriye’den Libya’ya kadar nerede bir mazlum varsa hepsine de kapımızı ve kalbimizi açıyoruz. Bunun için gerektiğinde yedi düvele meydan okuma pahasına kendimiz ve dostlarımız için hakkın ve hakikatin yanında yer alıyoruz. Azerbaycan’ın Karabağ’ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesinde yaptığımız da bundan ibarettir. Kafkasya’nın son 30 yıldır en önemli kriz konusu olan Karabağ meselesinin bu şekilde çözüme kavuşması hem tarihin hem hukukun hem de coğrafyanın gerçeklerinin icabıdır. Aksi takdirde bölgedeki huzursuzlukların ve çatışmaların bitmesi mümkün değildir. Bir kez daha Azerbaycanlı kardeşlerimize gazanız mübarek olsun diyor, kutlu mücadelelerinde zafere kadar yanlarında olduğumuz tekrarlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Benzer Videolar