Üretim İçin Doğru Irk Seçimi
Tüketicilerin hayvansal ürünlere yönelik talebinin karşılanabilmesi için hayvancılıkta verimi artırma yönündeki çalışmalar büyük önem taşıyor. Bu çerçevede büyükbaş hayvancılıkta hem verimi hem de kârlılığı artırmak için doğru ırk seçimine dikkat etmek gerekiyor. Biz de konuya ilişkin sorularımızı Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Koçak’a yönelttik. Koçak, yetiştiricilere bu konuda önemli tavsiyelerde bulunurken, hayvancılıkla uğraşanların çabalarının kamu otoritesi ve yetiştirici birliklerince de desteklenmesi gerektiğine işaret etti.
Türk Tarım ve Orman Dergisinden Müge Çevik Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar KOÇAK ile yaptığı röportajda hayvancılıkta Verimli üretim için neler yapılması gerektiğini konuştu
Irk nedir, dünyada ve Türkiye’de bulunan sığır ırklarından bahseder misiniz?
Irk, bir tür içerisinde ortak özelliklere (karakterlere) sahip olan ve bu özelliklerini yavrularına aktaran hayvan gruplarıdır. Örneğin sığır türü içerisinde Holştayn, Esmer, Simental, Yerli Kara ve Boz ırk adı verilen ırklar bulunur. Evciltme ile başlayan hayvan yetiştiriciliğinde sürekli yeni ırklar oluşturulmuştur. Irkların oluşumunda doğal şartlar, bazı genetik olaylar ve insanların daha fazla ve kaliteli ürün elde etmek için yaptığı çalışmalar etkili olmuştur.
Sığır ırklarını yaygın olarak gelişmişlik düzeyi (yerli, kültür) ve verim yönüne (etçi, sütçü, kombine) göre sınıflandırarak inceliyoruz. Yerli sığır ırkları doğal şartların etkisiyle meydana gelmiş, adaptasyon kabiliyeti yüksek, hastalıklara dirençli ve düşük verimli ırklardır.
Hayvansal ürünlere olan talebin artmasıyla birlikte hem var olan ırkların verimlerini artırmak hem de daha verimli yeni ırklar oluşturmak için yapılan planlı çalışmalar ile kültür ırkları (etçi, sütçü ve kombine) adı verilen yüksek verimli ırklar elde edilmiştir. Dünyada yaygın olarak bilinen Holştayn, Jersey, Esmer, Simental, Angus, Şarole ve Limuzin gibi kültür ırkları ülkemizde de bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre Türkiye’de 2022 Haziran ayı itibarıyla 17 milyon 693 bin baş sığır bulunuyor. Türkiye sığır varlığının önemli bir kısmı (yaklaşık yüzde 92) kültür ırkları ve melezlerinden oluşuyor. Türkiye’deki yerli sığır ırkları Yerli Kara, Boz ırk, Doğu Anadolu Kırmızısı, Kilis ve Yerli Güney Sarısı ırklarıdır. Türkiye’de yetiştirilen kültür ırklarını ise sütçü ırklardan Holştayn, Jersey, Kırmızı Alaca; kombine ırklardan Simental ve Esmer (Montofon) ırkları ile besiye alınmak üzere ithal edilen Angus, Hereford, Limuzin ve Şarole gibi etçi ırkları sıralayabiliriz.
KAYIT SİSTEMİ OLMALI
Sığır yetiştiriciliğinde ırk seçiminin önemi nedir? Sığırcılık yapmak isteyenlerin amaca göre ırk seçimi ile ilgili dikkat etmeleri gereken hususlardan bahseder misiniz?
Sığır yetiştiriciliğinde amaç süt veriminin artırılması, döl verimi parametrelerinin ideal değerler aralığında olması, buzağılarda yaşama gücünün yüksek olması ve ineğin uzun bir süre üretimde kalmasını sağlamak. Bu amaçlara ulaşabilmek için verim kontrollerinin yapılması ve mutlaka kayıt sisteminin olması gerekiyor. Dolayısıyla sığır yetiştiriciliği yapmak isteyen girişimcilerin ilk olarak amaçlarını net bir şekilde belirlemesi ve amaca yönelik kaliteli damızlık seçimi için uzmanlardan destek alması lazım. Böylece oluşturulan sürüde çevre şartları da optimal seviyede tutulduğu sürece kârlılık sağlanabilir. Sürünün performansını artırmak için genetik yapı ve çevre şartlarının iyileştirilmesi gerekir. Kalıcı iyileştirme ise genetik yapının geliştirilmesi ile mümkün. Bunun için damızlık değeri yüksek ineklerin kaliteli boğa spermalarıyla tohumlanması gerekir. Sonuç olarak eldeki imkânlar, oluşturulacak çevre şartları ve pazarlama durumu dikkate alınarak süt sığırcılığında Holştayn, Jersey, Kırmızı Alaca, Norveç Kırmızısı ve İsveç Kırmızısı gibi ırklar; hem süt hem de et üretimi amacıyla yapılacak yetiştiricilikte ise Simental ve Esmer ırk gibi kombine ırklar tercih edilebilir.
Ülkemizin iklim ve coğrafi bölge özelliklerini dikkate alarak hangi ırklar hangi bölgelerde tercih edilmelidir?
Ülkemizde coğrafi bölgelere göre bir ırk önermek ve kesin ifadeler kullanmak pek doğru değil. Çünkü ülkemizde bir bölgede farklı şartlar (iklim, kaba yem, pazarlama) hatta bir ilin farklı ilçelerinde dahi koşullar farklı olabiliyor. Dolayısıyla yetiştiriciliğin yapılacağı yerin özellikleri ve imkânlar doğrultusunda amaca yönelik bir ırk tercih etmek daha doğru olacaktır. Ayrıca üretilen ürünlerin pazarlama durumu da mutlaka dikkate alınmalı.
YANLIŞ IRK TERCİHİ İLE ZARAR KAÇINILMAZ
Irk seçiminde yapılacak hatalar ne gibi sonuçlara yol açabilir?
İşletmenin imkânları, oluşturulabilecek çevre şartları ve pazarlama durumu değerlendirilerek yapılan ırk tercihi genellikle iyi sonuç veriyor. Ama bu konular irdelenmeden yapılan tercihler ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır. Tercih edilen ırkın performansını ortaya koyabilmesi için gerekli olan yaşama ve verim payı ihtiyaçlarını karşılamamız gerekiyor. Bu ihtiyaçlar karşılanmadığında süt ve döl verimi kayıpları, büyüme ve gelişmede gerileme, sürü ömründe kısalma yani ayıklama oranının artması kaçınılmaz olacaktır. Sonuç olarak işletme zarar ettiği için yetiştiriciliği bırakmak zorunda kalacaktır.
Süt sığırı yetiştiriciliği ile uğraşan ya da yeni başlayacaklara kârlı bir yetiştiricilik için tavsiyeleriniz nelerdir?
Sürdürülebilir ve kârlı süt sığırcılığı için ilk olarak yüksek süt ve döl verimine sahip inekler ile yetiştiriciliğe başlamak gerekiyor. Bu sürünün performansını artırarak devam ettirebilmesi için kaliteli damızlık boğaların spermaları ile suni tohumlamalar yapılmalı. Üretimin her aşamasında sürü yönetiminin üst seviyede olması gerekiyor. Sürünün durumunu takip etmek ve olası eksiklik ya da hataları erken tespit etmek için sürü yönetim programı mutlaka kullanılmalı. Kaliteli kaba yem üretimi ve yeterli besleme şartları oluşturularak maliyetlerin azaltılması ve kaynakların optimum kullanımı için çaba sarf edilmeli. Sonuç olarak üreticilerin bu çabaları kamu otoritesi ve yetiştirici birlikleri tarafından desteklenmeli ve kaliteli ürün (damızlık, süt ve et) odaklı olmak üzere teşvik edilmeli.
Kaynak:Türk Tarım ve Orman Dergisi