Süper Lig’in en ateşli karşılaşmalarından biri, Karadeniz’in iki güzide temsilcisi Çaykur Rizespor ile Trabzonspor arasında oynanacak.
Ancak bu derbi öncesinde futbolun birleştirici gücüne gölge düşüren bir karar gündemde:
Rize İl Spor Güvenlik Kurulu, Trabzonspor taraftarlarının Rize’deki maça alınmamasına karar verdi.
Şimdi sormak gerek:
Bu yasak kime ne kazandıracak?
Karadeniz’in iki komşu şehrinin taraftarını birbirinden uzak tutmak, gerçekten güvenliği mi artıracak, yoksa aradaki kardeşliği mi zedeleyecek?
Rizespor yönetimi ve yerel idare, olası gerilimleri önlemek adına alınan bu kararı “önlem” olarak gösterebilir.
Ancak bu “önlem”, futbolun ruhunu, dostluğun değerini ve bölge insanının ortak kültürünü görmezden geliyor.
Zira Trabzon’da oynanan derbilerde Rizespor taraftarlarına böyle bir yasak uygulanmadı.
Aynı denizi, aynı havayı, aynı coşkuyu paylaşan bu iki şehir, neden tribünlerde bir araya gelemiyor?
Bu yasak, sadece bir maça gidişi engellemiyor…
Bu yasak, ortak sevinci, sportif rekabetin heyecanını ve Karadeniz insanının yürekten gelen kardeşliğini de zedeliyor.
Oysa futbol, nefreti değil sevgiyi; düşmanlığı değil dostluğu büyütmeli.
Elbette geçmişte yaşanan tatsız olaylardan ders almak gerekir.
Ama çözüm, kapıları kapatmak değil, ortak akılla tribünleri birleştirmektir.
Futbol bir eğlence, bir kültür, bir paylaşım alanıdır. Eğer biz bu alanı yasaklarla daraltırsak, geriye sadece gerilim kalır.
Bugün Rize’de Trabzonspor taraftarına kapı kapatılırsa, yarın başka bir şehirde başka takıma aynı şey yapılabilir.
Bu kısır döngüye “önlem” değil, ayrışma denir.
Karadeniz insanı merttir, misafirperverdir, kardeşliğe inanır.
O yüzden bu yasağı bir kez daha düşünmek gerekir:
Bu yasak kime, neye fayda sağlar?
“Spor, skordan daha fazlasıdır; dostluğun, paylaşmanın ve aynı yürekle sevinmenin adıdır.
Karadeniz’in dalgaları birbirine düşman değil, aynı denizin kardeşleridir.”
Yorumlar