Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) son dönemde Türkiye siyasetinde en çok tartışılan parti haline geldi. Yerel seçimlerde elde edilen belediyelerdeki yolsuzluk soruşturmaları, parti içi istifalar ve belediye başkanlarının AK Parti’ye geçişleri, CHP’yi kaosun eşiğine sürükledi.
Son haftalarda CHP’nin kazandığı bazı belediyelerde kamu kaynaklarının usulsüz kullanımı ve ihale süreçlerindeki şaibeler gündeme geldi. Açılan soruşturmalar, partide ciddi bir imaj kaybına yol açarken, seçmen nezdinde güven sorununu artırdı.
CHP’de art arda gelen istifalar, partideki kaosu daha da büyüttü. Belediye başkanlarının bazıları bağımsız kalmayı tercih ederken, bazıları ise AK Parti’ye geçerek iktidar partisine katıldı. Bu gelişmeler, yerel yönetimlerde dengelerin değişmesine yol açıyor.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Ekrem İmamoğlu da bu krizden bağımsız değil. Hakkında açılan davalar sonucunda aldığı ceza, siyasi yasak ihtimalini gündeme getirdi.
Yargı sürecinin sonuçlanması halinde İmamoğlu’nun aktif siyasetten uzaklaştırılması söz konusu olabilir. Bu durum, CHP’nin cumhurbaşkanlığı seçim stratejisini de belirsiz hale getiriyor. Parti içinde “yeni aday kim olacak” sorusu yüksek sesle konuşulmaya başlandı.
Kurultay süreci, değişim çağrıları ve belediyelerde yaşanan krizler CHP’nin kendi içinde çözülmesini zorlaştırıyor. Ekrem İmamoğlu’nun hukuki durumu ve belediye kayıpları birleşince parti, tarihinin en kritik dönemlerinden birine girmiş görünüyor.
CHP’deki iç kriz ve belediye kayıpları, siyasette dengeleri kökünden değiştirebilir. AK Parti’nin güç kazanması, CHP’nin ise iç tartışmalarla vakit kaybetmesi, muhalefetin önümüzdeki seçimlerde elini zayıflatabilir. İmamoğlu’nun siyasi yasak alıp almayacağı ise bu tablonun en belirleyici unsurlarından biri olacak.
GÜNDEM
Az önceMAGAZİN
5 saat öncePOLİTİKA
5 saat önceDÜNYA
6 saat önceSPOR
1 gün önceEKONOMİ
2 gün öncePOLİTİKA
2 gün önce