DOLAR 41,2979 0,27%
EURO 48,6076 0,47%
ALTIN 4.834,03-0,23
BITCOIN 4748224-0.82231%
Trabzon
23°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

101 YIL ÖNCE BUGÜN

101 YIL ÖNCE BUGÜN

ABONE OL
15 Eylül 2025 12:29
101 YIL ÖNCE BUGÜN
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Atatürk ve Trabzon

Türk tarihine, sonsuza dek batmayacak bir güneş gibi doğan Mustafa Kemal Atatürk; “Beş sene önce ilk kez Samsun’a ayak bastığım zaman bana kalp gücü veren yurttaşlarımın ilk safında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım.” diyerek, Anadolu tarihi ve coğrafyasında her zaman kendine özgü bir yeri ve önemi olan Trabzon ve Trabzonlular için söylediği övgü dolu sözleri sonsuza dek tarih sayfasına bir onur belgesi olarak kaydediyordu.

İlk Ziyaretleri (15-17 Eylül 1924)

Trabzonlular Mustafa Kemal ile ilk kez ülkede en karanlık günlerinin yaşandığı 1919 yılında tanıştılar. Biri Türkün “bahtı kara maderini” kurtarmak üzere köhne bir gemiyle sonu belli olmayan bir yolculuğa çıkmıştı.

Samsun’a doğru. Diğerleri ise, Pontus çetelerine peşkeş çekilme planları yapılan Trabzon ve Doğu Karadeniz’i kurtarmak için yokluk içinde varlık mücadelesi vermeye çalışıyordu. Anadolu’nun üzerindeki karanlık bulutları dağıtmak için toplanan Erzurum Kongresinde yüz yüze tanışma imkanı buldular Trabzon temsilcileri Mustafa Kemalle. Ve bu birliktelik milli mücadelede giderek sevgi ve bağlılığa, Cumhuriyet’in ilanından sonra ise uygar Türkiye’nin yaratılması ideali uğrunda bir tutkuya dönüştü. Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya savaşında Mustafa Kemal’in yanında ölüme koşan Trabzon evlatları, devrimler sırasında da onun ülküdaşı olmayı sürdürerek, en yakınında yer aldılar.

15 Eylül 1924 Pazartesi

Nihayet beklenen an gelmiş, Hamidiye vapuru ufukta görünmüştü. Bir yandan gemi yavaş ve nazlı bir ilerlemeyle limana yanaşırken, öte yandan iskeledeki mahşeri kalabalık coşkun tezahüratlarda bulunuyordu. Kısa bir süre sonra kaleden ve gemiden toplar atılmaya başlanmıştı. Trabzon’un onur konuğu Gazi Mustafa Kemal’i karaya ayak basacağı yerde karşılamak üzere Trabzon milletvekilleri Rahmi ve Abdullah beylerle Vali Cemal Bey hazır bulunuyorlardı. Kentin ileri gelenleri, asker ve sivil, komutan ve amirler, resmi ve özel bütün kuruluşlar, askeri birlikler, öğrenciler, öğretmen okulu izcileri ve özellikle Latife Hanım’ı karşılamak için gelen Trabzonlu hanımlar tören düzeninde yerlerini almışlardı. İstimbottan; önce Latife Hanım’ın ardından da Mustafa Kemal’in, şimdiki uzun liman mendireğinin yerindeki taş iskelede karaya çıkmasıyla birlikte bütün Trabzonlular için günlerden beri süren vuslat sona eriyor ve sevinç gözyaşları içinde karşılanıyorlardı. Gerçekte bu vuslatın kaynağı ta milli mücadele günlerine dayanıyordu. Acılarla dolu o günler; Mustafa Kemal’in kalbinde bir Trabzon, Trabzon’un kalbinde de bir Mustafa Kemal sevgisi oluşturmuştu.

Trabzonluların günlerce süren bekleyişinden sonra ilk kez görme onuruna eriştikleri Gazi Paşa; Belediye ve çeşitli cemiyetler, meclis ve kurumların başkanları ve üyeleriyle yabancı konsolosların, basın temsilcilerinin çoğunun ellerini sıkıyor; saf bağlamış okullu yetim kız çocuklarına, izcilere, askerlere selam ve övgülerde bulunuyordu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Trabzonlular için sonsuza kadar bir övünç belgesi olarak kalacak bir konuşma yaparak şunları söylüyordu.
“Trabzon ve Trabzonluları temsil eden bu önemli kişilerle Trabzon’da aynı sofrada bulunmaktan çok büyük mutluluk duyuyorum. Özellikle bugün yaptıkları coşkulu karşılamadan, gösterdikleri ciddi sevgi ve bağlılıktan dolayı, yüce Trabzon halkına arz etmeyi görev bildiğim gönülden teşekkürlerimi, bu seçkin topluluk aracılığıyla açıklama fırsatı bulduğum için son derece mutluyum.

Efendiler…

Trabzon halkının tamamını birlik ve beraberlik içinde gördüm. Kadınlarının, çocuklarının, ihtiyarlarının gözlerinde yaş gördüm. Bu ne coşkun duygulanma, bu ne sevecenlik, bu ne yüksek soyluluktur. Açıklamak zorunluluğundayım ki; bugüne kadar yaşadığım hiç bir şeyin bu kıymetli memleket ve yüce halkından bugün gördüğüm ilgi kadar beni etkilememiş olduğunu görmüş ve anlamış bulunuyorum. Şundan emin olabilirsiniz ki; Trabzon ve yüce Trabzonluları ziyaret etmek, yıllardan beri içimde beslediğim derin bir arzu ve özlem idi. Ancak bugüne kadar beni bu mutluluktan yoksun bırakan koşulların neler olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Bugün çok mutluyum. Çünkü bu zamana kadar sevenlerimi görmeme engel olan kötü koşullar ortadan kaldırılmıştır. Çeşitli zamanlarda gönderdikleri telgraflarla beni görme arzularını belirten Trabzon halkının tamamını ziyaret edebilme onuruna erişebilmeyi çok isterdim. Ancak ne yazık ki onlara şimdilik, yalnızca selam ve sevgilerimi sunmak ve saygıyla anmakla yetinmek zorunluluğundayım.

Arkadaşlar…Beş sene önce ilk kez Samsun’a ayak bastığım zaman bana kalp gücü veren vatandaşlarımın ilk sırasında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım. Sakarya büyük kanlı savaşına Üçüncü Tümen ile yetişen Trabzon evlatlarının savaş alanında gösterdikleri özverili çabaların kıymetli anısı, bilincimde sürekli canlı kalacaktır. Bu yurtsever halka ve o kıymetli kahraman evlatlara sahip bulunan bu değerli yurdunuzu; Ermenistan’a bağlı bir bölge veya Pontus krallığı yapma hayal ve istekleri ile tehditleri ne kadar korkunç bir girişimdi. Kuşkusuz bu korku artık sonsuza kadar hayal olmuştur.

Efendiler…Vatanın birliğini, özgürlük ve bağımsızlığını sağlayan ulusumuzu Cumhuriyet idaresine ulaştıran devrimlerimi; ekonomik bollukla mutluluğumuzu ve dünya uygarlığında kendimize yaraşan düzeye erişmemizi sağlayacaktır. Halkı zeki, üretken, girişimci ve çalışkan olan Trabzon’umuzu; kısa bir süre sonra ülkenin iç kesimlerine demiryolu ile bağlanmış, güzel bir rıhtım ve limana kavuşmuş olarak görmek en önde gelen dileğimdir. Trabzon; Türk camiasında Cumhuriyet’in zengin, sağlam ve duyarlı en önemli güven kaynaklarından biridir. Cumhuriyet’in bu niteliklere sahip bir kenti, hiç kuşkusuz bayındırlık ve gelişmeyi sağlamak için gerekli araçlara sahip olacaktır. Sözlerimi bitirirken, saygıdeğer Trabzonlulara sevgi ve saygılarımla, gösterdikleri içten sevgi ve bağlılık gösterilerinden dolayı teşekkürlerimi sunmama aracılık etmenizi rica ederim.”

Trabzon’da geçirdiği ilk günün ardından, halkın tek vücut halinde gösterdiği ilgi ve sevgiden çok duygulanan Mustafa Kemal programın tamamlanmasından sonra Başbakan İsmet İnönü’ye çektiği telgrafta izlenimlerini ve mutluluğunu şu cümlelerle anlatıyordu.

“Bugün kable’z-zeval (öğleden önce) saat onda Trabzon’a geldik. Deniz kıyılarından başlayarak tebrik-i güzergaha şitab eden (karşılama alanına gelen) halkın çok samimi ve kalbi tezahüratı arasında Beledi, Halk Fırkası ve Hükümet’e gidildi. Hükümet civarında kıta’-i askeriyenin teftiş ve resm-i geçidini müteakib şehirde tahsis olunan ikametgaha geldik. Muhterem halkın gösterdiği muhabbetten çok memnunum.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r
error: Content is protected !!