Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle gerçekleştirdiği söyleşide ‘Kanal İstanbul’ ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’deki Millet Kütüphanesi’nde “Kütüphane Söyleşileri” kapsamında gençlerle bir araya geldi.
Söyleşinin ilk konusu asrın projesi olarak nitelendirilen ‘Kanal İstanbul’ oldu.
Gençlerden biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Kanal İstanbul’un avantajlarını ve projenin Montrö Sözleşmesi’yle ilgisini sordu.
Bunun üzerine proje hakkında bilgi veren Erdoğan, “Değerli arkadaşlar, burası 42-43 kilometre uzunluğu olan bir kanal. Bu kanalla Karadeniz’i Marmara’ya bağlıyoruz. Bununla birlikte Karadeniz’de ve Marmara tarafından gelen gemilerin oralarda bekleme veya beklememe, bu süreçler hepsi bizim kudretimizdi. Bunun Montrö Sözleşmesi ile yakından uzaktan alakası yok. Montrö, İstanbul Boğazı ile alakalı bir sözleşmeydi.” ifadelerini kullandı.
Kanal İstanbul’un sağlayacağı faydalara da değinen Erdoğan, cevabını şu sözlerle tamamladı:
“Burada; kendi bağımsızlığımızı, kendi egemenliğimizi tamamen tesis ettiğimiz bir eser kazandırıyoruz. Montrö ile alakası olmayan böyle bir Kanal İstanbul bizi çok daha huzurlu, rahat kılacaktır. Kanal İstanbul’u İstanbul’umuza kazandırdığımızda İstanbul çok çok büyük bir zenginliğe kavuşmuş olacak. İstanbul Boğazı da çevrecilik açısından ciddi manada rahatlayacaktır.”
Söyleşinin ikinci konusu eleştirileri de beraberinde getiren ‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshi oldu.
Erdoğan’a, bu kararın hükümetin kadın hakları konusunda bir fikir değişikliğine gittiğine işaret olup olmadığı soruldu.
Sözleşmenin uygulaması itibariyle ülkemizde ve dünyada kadın haklarına saygıyı getirmediğini belirten Erdoğan, “Şu anda Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ülkelerinden de 11 tanesi bundan çekilme arefesinde. Kadına şiddeti bizim Anayasamız reddediyor mu, reddediyor kabul etmiyor. Burada üzerinde durmamız gereken ‘6024 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddet’ ile ilgili yasa. Bu zaten var, bizim dinimizde kadına şiddet haramdır. Biz bu sözleşmenin daha adilini, daha güzelini, daha güçlüsünü ‘Ankara Sözleşmesi’ diye bir sözleşme hazırlar, onunla yola devam ederiz.” diye konuştu.
Söyleşinin bir diğer konusu ise 104 emekli amiralin imzasıyla gece yarısı yayınlanan ‘darbe’ imalı bildiri oldu.
Üçüncü soru, amiraller bildirisinin neden fikir özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmediğiyle ilgiliydi.
Amiraller tarafından yapılan açıklamanın fikir özgürlüğü ile örtüşmediğini vurgulayan Erdoğan, “Askerin emeklisi veya emekli olmayanı olmaz. Asker askerdir. Bene de şu an Cumhurbaşkanı olarak bu ordunun başkomutanıyım. Siz 104 emekli olarak böyle bir açıklamayı nasıl yapıyorsunuz? Bu sizin özgürlüğünüze alakalı bir konu değil ki. İçinizde bunu alışkanlık haline getirmiş olanlar var. Bu işi çok seviyorsanız, kalkıp siyasete soyunursunuz. Ama kalkıp da bunu 104 tane koordine olan, aynı düşünce kalıbı içerisinde böyle bir metnin ortaya konulmasını başkomutan olarak, Cumhurbaşkanı olarak tabii ki kabul etmemiz mümkün değil. Bundan sonraki süreç tamamen yargıya ait.” ifadelerini kullandı.
Söyleşinin devamında İtalya Başbakanı Marlo Draghi’nin, Erdoğan’a yönelik küstah açıklaması konuşuldu.
Erdoğan’dan “Size diktatör denildi. Bu tarz üslup karşısında neler hissediyorsunuz?” sorusuna, şu yanıt geldi:
“İtalya Başbakanı’nın yapmış olduğu açıklama tam bir densizliktir, tam bir terbiyesizliktir. Türkiye-İtalya ilişkilerinin tam iyi bir noktaya geleceğini umduğumuz bir dönemde Draghi denen adam, bu açıklamayı yapmak suretiyle aramızdaki münasebetlere maalesef baltayı vurmuştur. Zaten sen atanarak oraya gelmiş birisin, seçimle gelmiş bir kişi değilsin. Tayyip Erdoğan’a böyle bir ifadeyi kullabilmen için her şeyden önce tarihinden haberin olması lazım ama gördük ki haberin yok. Biz milletimizden aldığımız güçle, milletimize hizmette yolumuza devam edeceğiz. O yüzden bunları hiç kafanıza takmayın, biz işimize bakalım.”
VİDEO GALERİ
Az önceBÖLGE
8 dakika önceYAŞAM
1 saat önceDÜNYA
1 gün önceGENEL
1 gün öncePOLİTİKA
1 gün önceDÜNYA
1 gün önce