Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kovid-19’un ilk olarak Hindistan’da görülen “Delta” varyantına ilişkin, “Delta plus daha yok ama delta varyantı artıyor. 138 sekansı belirlenmiş hastadan bahsetmiştim, şu an 224’e çıktı. Bunun 134’ü İstanbul’da. 16 ilde görülen delta varyantı, şu an 26 ilde görüldü.” dedi.
Sağlık Bakanı Koca, Meclis’te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bakan Koca, “Kovid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi’nde iş yerlerinde gazete bulundurma yasağına ilişkin bir hüküm yer almadı. Bu konuda 1 Temmuz itibarıyla bir çalışma var mı?” sorusu üzerine, bu konuda Bilim Kurulu’nun 25 Haziran Cuma günü düzenleme yaptığını, yasağın 1 Temmuz’dan itibaren kalkacağını bildirdi.
Spor müsabakalarının seyircili oynanması konusunda bir çalışma olup olmadığına ilişkin soruya Koca, “Önümüzdeki süreçte tek bir alanda değil bütün alanlarda kısıtlamaları kaldırmaktan yanayız. Spor müsabakaları için de benzer şekilde sayıları belirleyerek, tedbirlerle seyircili oynanabileceğini şimdiden söylemek istiyorum.” yanıtını verdi.
Koca, “BioNTech aşısının ikinci dozuna ilişkin süre 6-8 haftaydı, bu sürenin 4 haftaya kadar kısaltılması gündemde. Bu konudaki çalışma ne aşamada?” sorusuna cevap verirken şunları söyledi:
“6 haftaya uzatmaya Uğur Hoca ile de görüşerek karar vermiştik. Özellikle vatandaşlarımıza erken dönemde birer aşıyı yapmak istemiştik. Şu dönemde elimizde yeterli miktarda aşımız var. Yarın Bilim Kurulu’nda gündem konularından biri bu olacak. 6 haftanın 4 haftaya çekilip çekilmeme durumu dahil olmak üzere özellikle ‘Rapel’ veya hatırlatma dozu dediğimiz, 60 yaş üstü vatandaşımıza ve sağlık çalışanlarımıza bunun uygulanıp uygulanmaması veya nasıl uygulanması gerektiği, yarın Bilim Kurulu’nun gündeminde olacak.”
“Kovid-19 hastalığını geçirenler, 6 ay sonra aşı olabiliyorlardı. Bu sürenin de kısaltılması söz konusu mu?” sorusuna karşılık Koca, “Bunun da kısaltılıp kısaltılmama durumu yarın Bilim Kurulu’nun önemli gündem maddelerinden biri.” dedi.
Bakan Koca, “Şehir hastanelerinin yabancılara satıldığı” iddiasının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:
“Bu konu sürekli gündemde tutulmaya çalışılıyor. Şehir hastaneleri, binaları ve arsaları devletindir. Kamu-özel iş birliğiyle yapılan şehir hastanelerinin bu haliyle binaları da arsaları da devletindir. Bunun altını çiziyorum. Burada yapılan, bu binalar, karşılığı 25 yıllığına kira ödemesi şeklindedir. Ayrıca 19’a yakın hizmetin satın alma durumudur. Kira durumu 25 yıllıktır. Hizmetlerin satın alma durumu ise 5 yıllığına alınır yani 5 yıldan sonra serbest, açık ihaleyle bu tekrar bizim irademizde. Hangi hizmetleri almak istediğimizi, kaç yıllığına almak istediğimizi zaten belirlemiş olacağız. Dolayısıyla bu anlamda herhangi bir devir söz konusu değil. Bunun dışında yapılan şu, 19 hizmetin bazı kalemleri, otopark, güvenlik, yemek, temizlik gibi hizmetleri bir başka firmadan alabilirsiniz. Bunu biz kamuda, kendi hastanelerimizde alıyoruz, üniversite hastanelerimiz de benzer şekilde hizmetler alıyor. Bu hizmeti almaktan öte bir durum değildir. Toplamda işletmenin, bu binaları yapan yatırımcının değişikliği söz konusu olmamıştır. Bu değişiklik ancak Bakanlığımızın onayıyla mümkün olur. Böyle bir onay da söz konusu değildir.
Binalar ve arsalar devletindir. Biz hizmetleri bir şekilde satın alabiliyoruz. Bu alınan hizmetleri ilgili yatırımcı, bir başka firmadan alabilir. Bu hizmetin, güvenlik, temizlik, otopark gibi hizmetler olduğunu söylemek istiyorum. Kaldı ki ilgili firma da Türkiye’de 40 binden fazla çalışanı olan, 15-16 yıldan bu yana da hizmet veren bir firma. Bu anlamda bir devir söz konusu değildir. Danimarka sermayeli olan firma Türkiye’de 16 yıldan bu yana 40 binden fazla çalışanı olan, birçok yere hizmet veren, bu anlamda yatırımcının hizmet aldığı bir firmadan öte bir durum değildir. Yani hastanelerin, binaların satışı, devri söz konusu değildir. Hastaneler de binalar da arsalar da devletindir. 25 yıllık kira sözleşmesi ve 5 yıl süreyle geçerli olabilecek hizmet alımı dışında bir durum değildir. Kaldı ki yatırımcının da değişikliği söz konusu değildir. Bu, ancak bizim iznimizle mümkündür. Yatırımcının değişikliği de olmamıştır.”
“BioNTech aşılarının, Fransa’nın iptali üzerine Türkiye’ye geldiği ve aşılamanın hız kazandığı” iddiasına yanıt veren Koca, şunları ifade etti:
“Biz aşıları BioNTech’ten alıyoruz. Niye BioNTech’ten alıyoruz, Pfizer’dan almıyoruz? BioNTech, Almanya ve Türkiye için aşı ihtiyacını karşılıyor. Diğer ülkelerle ilgili satış ise Pfizer üzerinden yapılıyor yani Fransa Pfizer’den satın alıyor, BioNTech’ten değil. Bizim 9 aydan bu yana BioNTech’ten yana uğraşlarımızı biliyorsunuz. Özellikle mart, hatta nisan sonuna kadar miktar sınırlaması yapmadan Türkiye’ye ne kadar verilebilirse onu almaya hazır olduğumuzu her defasında söylemiştik. Bu çerçevede de mart sonuna kadar ancak 4,5 milyon aşı için 27 Aralık’ta sözleşme yapabilmiştik. 4,5 milyonu, 5 milyon yapamamıştık. Devamında üretim hattı, kapasite giderek artınca biz 120 milyon anlaşmayı en son geçen ay yaptık. Bu dönemde Fransa’nın almadığı aşı, Pfizer’ın sattığı ülkelere gidebilir. Dolayısıyla Fransa’nın almadığı aşının Türkiye’ye gelmesi gibi bir durum söz konusu değil. Biz çünkü BioNTech’ten alıyoruz.”
Fahrettin Koca, “Türkiye, aşı tereddüdünde ne durumda?” sorusuna, “Bu, fazla gündemde tutulan bir konu. Aslında vatandaşımız aşıya son derece uyumlu. Nereden biliyoruz? Dünyada yine farklı olarak en çok çocukluk çağı aşılarını yaptıran bizim vatandaşımız. Kızamık aşısını yüzde 98’lere kadar yaptıran yine bizim vatandaşımız. Ben bu anlamda bir sorun olduğunu görmüyorum. Bu çerçevede gündemde tutularak bu algıya da hizmet edildiği kanaatindeyim.” cevabını verdi.
Kovid-19’un ilk olarak Hindistan’da görülen “Delta” varyantına ilişkin soru üzerine Koca, “Delta plus daha yok ama delta varyantı artıyor. Geçen hafta da söylemiştim, 138 sekansı belirlenmiş hastadan bahsetmiştim. Şu an 224’e çıktı. 16 ilde görülen delta varyantı şu an 26 ilde görüldü. Ağırlıklı İstanbul olmak üzere 224 delta ve bunun 134’ü de İstanbul’da.” dedi.
Bakan Koca, Rusya’da son dönemde vaka sayısında görülen artışa işaret edilerek, Türkiye’ye gelen Rus turistlere yönelik ek tedbirler uygulanıp uygulanmayacağının sorulmasına karşılık şunları kaydetti:
“Yurt dışından gelen herkesten 48 saat içinde antijen veya 72 saat öncesinden PCR testi mutlaka alıyoruz. İngiltere, İran gibi bazı ülkelerde de zorunlu PCR alıyoruz. Bazı ülkelerde de dün itibarıyla, 1 Temmuz’dan geçerli olmak üzere yasak koyduk. Özellikle 6 ülke ve delta varyantının yoğun olduğu Bangladeş, Hindistan, Brezilya, Nepal, Sri Lanka gibi ülkelere. Bunun dışında Pakistan ve Afganistan için de zorunlu karantina söz konusu. Bu çerçevede her vatandaştan, Rusya’dan gelen dahil olmak üzere 48 veya 72 saat öncesinden antijen veya PCR alıyoruz. Bunları yeterli görmüyoruz. Ayrıca yaygın örneklem yöntemiyle tarıyoruz. Buradan herhangi bir şüphe durumu, oranda bir artış söz konusu olursa bu durumda da alınabilecek tedbirler karantina dahil olmak üzere zaten belli.”
Koca, Sinovac’ın Türkiye’de üretimi konusunda Çin ile ortak çalışma grubu kurulması konusundaki soru üzerine, “Sinovac’ı Türkiye’de üretim için davet ettiğimizi biliyorsunuz. Sinovac Türkiye olarak Türkiye’de üretim yapmalarını önemsiyoruz. Bu çerçevede teknik bir ekip Türkiye’ye geldi. Üretim için şartların uygun olduğunu söylediler. Zannediyorum önümüzdeki günlerde, üretimle ilgili bir ekip gelmiş olacak. Ekip, uygunluğu için özellikle geldi, üretim için Türkiye şartlarının uygun olduğunu bize söylediler. Üretim için daha geniş bir ekiple geleceklerini ifade ettiler.” dedi.
“Maskeden ne zaman kurtuluruz?” sorusuna karşılık Koca, şunları söyledi:
“Hepimizin arzusu normal hayata dönebilir olmak. Bütün çabamız pandemiyi, ülkemizin gündeminden çıkarmak. Bunun olmazsa olmaz şartı ne? Aşı. Delta varyantının en büyük koruyuculuğu yine aşı. Bu nedenle Türkiye’de daha yoğun deltanın olmadığını görüyoruz. Ne kadar erken dönemde vatandaşımızı aşılayabilirsek o kadar deltanın yaygınlığını da azaltmış ve pandemiyi ülkemizden çıkarmış oluruz. Aşı son derece önemli. Bunun için de bayrama kadar en az bir doz aşı olma oranının, 18 yaş üstündeki vatandaşımızın yüzde 70 oranında olmasını önemsiyoruz. Hedef, yüzde 80 ve üzeri. Bayrama kadar en az bir doz aşılanma oranı yüzde 70 olmalı diye hedef koyduk. Şu an rakam, bildiğiniz gibi iki doz aşısı olan vatandaşımızın sayısı 15 milyonu biraz önce geçti. En az bir doz aşısı olan da şu an 34 milyonu buldu. Dolayısıyla toplamda yüzde 25 oranında çift doz aşısı olan vatandaşımız oldu, 18 yaş üstündeki vatandaşımızın diyorum. Yine 18 yaş üstündeki vatandaşımızın en az bir doz aşı olma oranı ise yüzde 57’ye yaklaştı. Biz bunu bayrama kadar yüzde 70 yapmak istiyoruz. Hedef, yüzde 80 ve üstü.”
Müzik kısıtlamasının 24.00’e çekilmesine yönelik eleştiriler hatırlatılarak, “Bu yasak konusunda yeniden değerlendirme olacak mı?” sorusuna Koca, “Bütün kısıtlamaları kaldırmak istiyoruz. Bu yasak da kalkacak.” cevabını verdi.
VİDEO GALERİ
11 saat önceBÖLGE
14 saat önceYAŞAM
15 saat önceDÜNYA
2 gün önceGENEL
2 gün öncePOLİTİKA
2 gün önceDÜNYA
2 gün önce