Çiğ süt üreticisi, uzun bir aradan sonra yine yoğun olarak süt ineklerini kesiyor. Yem fiyatının son 1 yılda yaklaşık yüzde 100 oranında artmasına rağmen, çiğ süt fiyatının artmaması üreticiyi çaresiz bıraktı.
Sektörün içindeki yetiştiriciler : Artan yem fiyatları karşısında, maliyetlerin çok altında kalan çiğ süt fiyatları ülke hayvancılığının tasfiye sürecini hızlandıracak ve üreticiler hayvancılığı terk etmeye devam edecekler derken sorunun kangrene dönüşmeden tedavi edilmesini istediler
Yem fiyatının son 1 yıliçerisinde yaklaşık yüzde 100 oranında artmasına rağmen, çiğ süt fiyatının yeterince artmaması üreticiyi çaresiz bıraktı. Üretici zarar ettiği için süt ineklerini kestiriyor. Çiğ süt fiyatının düşük, yem fiyatlarının yüksek olduğu dönemlerde zarar eden üretici süt ineklerini kestirmek zorunda kalıyor. Kesilen ineklerle birlikte hayvan varlığı azaldığı için ve doğurganlık yok olduğu için hem damızlık hem de kesimlik ve besilik hayvan ithalatı gündeme geliyor.
2008’de 1 milyon inek kesildi
Dünyada ve Türkiye’de 2007 ve 2008 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle, birçok tarım ve gıda fiyatında olduğu gibi yem fiyatları da yüzde 100 artarken, çiğ süt fiyatı 80 kuruştan 40 kuruşa düşmüştü. Hayvancılıkta destekleme sisteminde değişikliğe gidilerek hayvan başına ödemeye geçildi. Üretici, artan maliyet ve azalan destek nedeniyle büyük zarara uğradı. Tarım Bakanlığı’nın verilerine göre, o dönem 1 milyondan fazla süt ineği kesildi. Et üretimi artıyor diye sevinilirken 1 yıl sonra et krizi çıktı. Fiyatlar hızla yükseldi ve Türkiye, 2010 yılında besilik, kasaplık, damızlık hayvan ithalatını başlattı. Ziraat Bankası sıfır faizli kredi verdi. Yeni yatırımlar yapıldı. Daha sonra da kırmızı et ithalatı başladı. İnek kesimi önlenemediği için 12 yıldır ithalat devam ediyor. Üretici, yine benzer durum yaşandığını eğer süt fiyatı artırılmaz veya süt primi artırılarak hemen ödenmezse yine inekler kesilecek ithalat katlanarak artacak. Süt üreticisine verilmeyen desteğin en az 10 katı ithalata ödenmiş olacak.
Üreticiler böyle derken sektörün diğer paydaşı sanayiciler ise :
Sanayici ne diyor?
Yaşanan kriz nedeniyle hedef tahtasındaki süt sanayicileri hem yüksek maliyetten hem de perakende zincirlerinden şikayetçi. Türkiye’nin önde gelen süt ürünleri üreticilerinden ve 40 yıldır sektörde olan üst düzey bir yönetici sanayicilerin durumunu şöyle anlattı: “Gelişmiş Avrupa ülkelerinde yüzde 4,5-4,6 yağ ve yüzde 3,5-3,6 oranında protein ihtiva eden süt fiyatı 23-25 euro cent, yani 82 kuruş. Bizde ise 3,5 yağlı 3,1 proteinli sütün işletmelere maliyeti 1,20-1,35 liradır. Yani fiyatımız yüzde 40 pahalı, kalitemiz de yüzde 20 düşük.Sanayici maliyetinin yüzde 70-75 ini oluşturan sütün bedelini ortalama 30 günde, işçilik, enerji, lojistik gibi TL bazlı girdileri ise 15 günde ödemektedir. Buna karşılık marketlerden tahsilat mal tesliminden itibaren minimum 90-120 gündür.
Sıfıra yakın stokla bile gitse 90 günlük finansmanı maliyet olarak yüklenmektedir. Bu günkü kredi koşullarında bunun sanayiciye maliyeti yüzde 4,5′ tur. Yine perakende satış noktalarında soğuk zincir sağlıklı olmadığı için iade ürün oranı yüzde 3-6 arasıdır.Bu iadelerde bazı ürünlerde,rework olarak işlense bile genel maliyete yüzde 2-3 civarı ilave yük demektir. Perakende firmalarının değişik adlar altında sanayicilerden kestiği bedellerin oranı ise akıl mantık ötesi durumdadır, mahkum durumdaki sanayicinin bunlara hayır deme gücü ve şansı yoktur.”