İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 343 bağımsız birimden oluşan, “Tuzla Aydınlık Evler” için düzenlenen temel atma töreninde konuştu. Yaşanan ekonomik krize rağmen, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde, bakanların, konuşmalarının büyük bölümünü İstanbul’a ayırdıklarını kaydeden İmamoğlu, “Bürokrasi boyunca eli titreyerek, bir ilçenin siyasi ilçe başkanından onay almadan imza atamayan ve şimdi bakan olmuş isim, ‘İstanbul’u birilerine bırakamayız’ diyor. Zaten bu millet, İstanbul’u birilerine bırakmadı; yolladı sizi” dedi. Döviz kurlarındaki artışın, vatandaşın alım gücünü büyük oranda düşürdüğünün altını çizen İmamoğlu, “Memleketin her ürününü, her malını, vatandaşın alın terini, emeğini en ucuza satılan ülke haline getirdin, kalkıp oradan bize laf yetiştiriyorsun. İşine bak. Her bakan, İstanbul hakkında konuşacak buraya bir apolet takacak. Kime karşı? Bir kişiye karşı. Bir kişi için. Bir kişiyi mutlu etmek için buraya apolet takacak. ‘Bak efendim nasıl konuştum İstanbul hakkında? Efendim belediye başkanıyla ilgili iyi konuştun mu? Nasıl laf ettim ama?’ Bir apolet de buraya. Yahu istediğiniz kadar apolet takın. Biz, milletimizden apolet alıyoruz” diye konuştu. Yaşanan yoksulluk karşısında içinin yandığını vurgulayan İmamoğlu, “Benim insanımın fukaralığı, benim içimi yakıyor. Ona rağmen, burada temel atıyoruz. Ona rağmen, sosyal konut üretiyoruz. Ona rağmen, 10 tane metroyu; yapamadığınız, hepsinin kapısına kilit vurduğunuz 10 tane metroyu yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
TUZLA / İSTANBUL
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki KİPTAŞ, sosyal konut projesi “Tuzla Aydınlık Evler” için, Aydınlı Mahallesi’nde temel atma töreni düzenledi. Temel atma töreninde konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, iktidar kanadından kuruma yapılan eleştirilerden ekonomik krize kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“İSTANBUL NE KADAR AĞIR GELDİ BU ARKADAŞLARA”
KİPTAŞ’ın, döviz kurlarındaki artış nedeniyle maliyetlerin hesaplanamadığı bir ekonomik ortamda sosyal konut üretme başarısı gösterdiğine vurgu yapan İmamoğlu, Tuzla’da yaşanan imar sorunlarını yakından takip ettiklerini belirtti. Ankara’daki bakanların, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde, konuşmalarının yüzde 50’sini İstanbul’a ayırdıklarını kaydeden İmamoğlu, “Bu İstanbul, ne kadar ağır geldi bu arkadaşlara, ne kadar üzüldüler. Çok daha üzülecekler. Çünkü, 16 milyon mutlu oluyor burada. 16 milyonun mutluluğu değil; anlıyoruz ki bunlar, kendilerine burayı mülk edinmişler. Mülk edinmişlik üzerinden, bir kavga içerisindeler. Bürokrasi boyunca eli titreyerek, bir ilçenin siyasi ilçe başkanından onay almadan imza atamayan ve şimdi bakan olmuş isim, ‘İstanbul’u birilerine bırakamayız’ diyor. Zaten bu millet, İstanbul’u birilerine bırakmadı; yolladı sizi. Kovdu siz, kovdu. Koca devletimizin bakanı, belediyeyle yarışıyor. ‘Şu metroyu ben yapıyorum. Bu metroyu ben yapıyorum.’ Yapacaksın tabii. Devletin bakanısın Allah’ın adamı. ‘Gayrettepe’den havalimanına metro yapıyorum.’ Bilmem nereden bilmem nereye… Yapacaksın tabii. Ayıptır. Belediyeyle devletin bakanı yarışır mı? Şaşkın. Bunlar şaşkın. Vallahi şaşkın. Yahu memleketin derdine bak. 1 dolar olmuş 15 lira. Daha 4-5 sene önce 3 liraydı” dedi.
“YOLA ÇIKAMAZ HALE GETİRDİN VATANDAŞI”
Cebine 100 Euro koyan bir Avrupalı’nın, İstanbul’da bir hafta doya doya tatil yapabileceğinin altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Benim vatandaşım da cebine 130 lira koysa, -vazgeçtin Almanya’dan Antalya’da bir hafta tatil yapsın- yola çıkamazsın. Otobüs bileti alamazsın. Yola çıkamaz hale getirdin vatandaşı. 100 Euro’ya memleketin her ürününü, her malını, vatandaşın alın terini, emeğini en ucuza satılan ülke haline getirdin, kalkıp oradan bize laf yetiştiriyorsun. İşine bak. Her bakan, İstanbul hakkında konuşacak buraya bir apolet takacak. Kime karşı? Bir kişiye karşı. Bir kişi için. Bir kişiyi mutlu etmek için buraya apolet takacak. ‘Bak efendim nasıl konuştum İstanbul hakkında? Efendim belediye başkanıyla ilgili iyi konuştun mu? Nasıl laf ettim ama?’ Bir apolet de buraya. Yahu istediğiniz kadar apolet takın. Biz, milletimizden apolet alıyoruz.”
“BUNDAN MUTLU DEĞİLİM”
“Bak Allah şahit; bu memleketin ekonomisi iyi olsa da ben sizi doya doya alkışlasam” diyen İmamoğlu, “Ama içim yanıyor benim. Benim insanımın fukaralığı, benim içimi yakıyor. Ona rağmen, burada temel atıyoruz. Ona rağmen, sosyal konut üretiyoruz. Ona rağmen, 10 tane metroyu; yapamadığınız, hepsinin kapısına kilit vurduğunuz 10 tane metroyu yapmaya çalışıyoruz. Kasım ayında bütçe yaptık. Şu anda yeni baştan bütçe yapma zorunluluğumuz var. Kanal İstanbul’dan bahsediyorlar. Çıldıracağım Allah’ım. Kanal İstanbul’dan bahsediyor ya. Memleketin içinden bir kanal geçirdiniz, paranın nereye aktığını bilmiyoruz. Neymiş? ‘Büyük gemileri geçireceğiz.’ Sen, hayatında bir tane küvette gemi oynatmamış adamsın. Büyük gemiyi İstanbul Boğazı’ndan geçiremezmiş de kanaldan geçirecekmiş. Devletin bakanlarının düştüğü hale bak ya. Ben, utanç duyuyorum. Bundan mutlu değilim. Üzülüyorum” şeklinde konuştu.
“DEVLETİMİ, MİLLETİMİ DÜŞÜNEREK HAREKET EDECEĞİM”
Devlet adamlığının önemini İsmet İnönü, Murat Karayalçın ve Süleyman Demirel üzerinden örneklendiren İmamoğlu, “Seversiniz, sevmezsiniz. Eksiği vardır, fazlası vardır. Ama devlet insanı olmak, devlete hizmet edebilme kabiliyetine sahip olmak, onu anlayabilmek, sevmek, sevmemek kısmı ayrı. Beni de sevmeyin, sevin. Hiç önemli değil. Ama ben devletimi, milletimi düşünerek hareket edeceğim. Ona hizmet edeceğim. Bir kişiye bakıp, ona hizmet etme bilinci bizde yok. Böyle hazır ola geçme, bizde yok. Ama devletimizin önünde hazır ola geçeriz. Bu millete hizmet ederiz. Zaten bu görevleri yapıyorsak, onun için yapıyoruz. ‘Allah’a mahcup olmayalım’ deriz. ‘Memleketimize, milletimize mahcup olmayalım’ deriz. ‘Atatürk’ün bize bıraktığı emanetlere mahcup olmayalım’ deriz” dedi.
“NASIL GÜNDEM DEĞİŞTİRİYORLAR AMA…”
Doların 15 TL seviyesine yaklaştığını belirten İmamoğlu, “Ekonomiye bakan insanın sözlerini okumaya çalışıyor, okuyamıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nı kırmayacaklarmış veya Sayın Cumhurbaşkanı’nı bu konuda mahcup etmeyeceklermiş… Ekonomiyi mahcup etmeyin, ekonomiyi. Millete mahcup olmayın. Milletin parasını düşünün. Yapmayın Allah aşkına. Allah aşkına herkes işini yapsın. Bu millet zor durumda. Herkes işine baksın” diye konuştu. İktidar kanadından gelen İBB’ye eleman alımı ve “terör örgütü mensubu çalışanlar” iddialarına da değinen İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Büyükşehir belediyesinde, her ay konuşmayı kendine marifet bulan bir kısım muhalefet, İstanbul’un muhalefeti olan AK Parti grubu adına konuşanlar, ’45 bin eleman aldı’ dediler. Aradan 20 gün geçmedi; bakan, ‘33 bin aldı’ dedi. 12 bin kişi için, kendileri yalanı tescilledi. Biz de diyoruz ki; ’20 bin 900 eleman aldık. Yayınlıyoruz da bunu; şeffaf. Orada 3-5 kişi üzerinden, ‘Yok efendim terörist, yok bu yok şu…’ Nasıl gündem değiştiriyorlar ama? Dolar 15 lira ya. Oraya bakma, buraya bak. Neymiş? Terörist. Sokakta dolaşan bir insanı terörist ilan ediyorsun ya. Kamu kurunun eleman alma prensipleri vardır. Bizim 86 bin çalışanımız var. Bulmuşlar 5-10 tane isim, çevirip çevirip duruyorlar. Bir kısım gazeteci müsveddesi de buna ön ayak olup, buradan gündem yaratma çabasındalar. Koca koca kurumlarda, sokakta dolaşan insanın ismini vererek ‘terörist’ ilan ediyorlar. Teröristse, tutukla kardeşim.”
“TERÖRİSTSE, GİT TUTUKLA”
Devletin, bir insanı “terörist” olmakla suçlayamayacağını vurgulayan İmamoğlu, “Devlet, teröristi tespit etmişse, gider tutuklar. Hangi ülkede yaşıyoruz ya? Tutukla. Bize gelen vatandaşın eleman alınmasıyla ilgili, evraklar vardır. Kanunda belli. Temiz kağıdını istersin, gelir. Bilmem nesini alırsın, gelir. Dosyasını toparlarsın, işe alırsın. İş akdi bellidir. Bizdeki 85 bin çalışanın ismi cismi gizli değil ki; herkes belli. Buradan görürsün. TC kimlik numarasıyla görürsün Peki şimdi o vatandaş evine nasıl girecek? Sokağında nasıl yürüyecek? Otobüse nasıl binecek? İş yerine nasıl gidecek? ‘Terörist’ dedin ona sen. Bir devlet, sokakta yürüyen vatandaşına ‘terörist’ der mi arkadaş? Bunu bir bakan, ağzıyla söyler mi? Üzülüyorum. Devlet babadır, anadır. Devletin yöneticisi, anayı babayı temsil eder. Vatandaş, evlattır. Devlet, vatandaşına sıcaklığını, şefkatini gösterir. Sarar, sarmalar. 84 milyon vatandaşın her birisi, o sıcaklıkta eşit ısınır. Hiçbirisi kendini dışarıda görmez; ister doğudan, ister batıdan, ister güneyden, ister kuzeyden. Kurban olayım; bu dil, kimin dili? Bu millete hizmet edelim. Bu millet, zor durumda. Parası, pul olmuş. Bu memleket, birilerine dünyanın en ucuz memleketi, kendi vatandaşın en pahalı memleket” ifadelerini kullandı.
“BU MİLLET EKMEĞİ KAÇA ALACAK”
Halk Ekmek için, 2020 Aralık’ında çuvalı 127 liraya aldıkları 1 çuval unun fiyatının, 325 TL’ye çıktığı bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Belki bugünkü kur artışından dolayı, onu da veremeyecek. Peki, 3 katına doğru giden un fiyatından sonra, bu millet ekmeği kaça alacak” sorusunu yöneltti. Ekonomik anlamda ipin ucunun kaçtığı tespitinde bulunan İmamoğlu, “Ben de ekonomi okudum. Ama birileri gibi ‘Ekonomi profesörüyüm’ demiyorum. Bilenlere danışıyorum. ‘Ekonomiyi en iyi bir ben bilirim’ demiyorum. Diyemem zaten; haddime değil. Bilenlere danışıyorum. İpin ucu koptu gitti. Bir an önce toparlanmamız lazım milletimiz için. Allah, bu memleketi ve bu milleti, cahil yöneticilerden korusun. Ve bu milleti, cahil yöneticilere emir kulu olmuş yöneticilerden de korusun. Bir kişi ne derse, ‘Emredersiniz’ diyen akıldan da Allah korusun. Bu millet zekidir. Her evde, her insanın akıl alacağı 7 yaşında, 5 yaşında çocuğu var ya. Ben, çocuklarımızın zekasına hayranım. Gençlerimizin yaratıcılığına, girişimciliğine hayranım. Böyle bir toplumun olduğu yer, ayağa kalkmalı. Biz, nelerle uğraşıyoruz” şeklinde konuştu.
“BAHANE ÜRETEN, BENİM YOL ARKADAŞIM DEĞİLDİR”
“Bütün bu akıl tutulması yaşayan bu insanlara rağmen, çalışmaya devam ediyoruz ve edeceğiz” diyen İmamoğlu, çalışma arkadaşlarına, “Benim her arkadaşımın işi, iş yönetmek olacak. Nefes almayacak. Dün bir çalışıyorsa, bugün iki çalışacak. İki çalışmayan, üç çalışmayan yol arkadaşım, benim yol arkadaşım değildir. Bahane üreten, işine odaklanmayan, benim yol arkadaşım değildir. Devlete hizmet, böyle bir hizmet gerektir kardeşim. ‘Ben, bu durumu düzeltmek için ne yapabilirim?’ Egosunu, kibrini, bütün ön yargılarını çöpe atacak; milletine, memleketine hizmet edecek” uyarılarında bulundu. “Gündem değiştirmek isteyen bu insanlara, biz, iş üreterek fırsat vermeyeceğiz” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
“TEK ŞART; MİLLETE HİZMET”
“Bakın, ‘terörist’ diyecekler. Uydurma, soruşturma açacaklar. Daha neler yapacaklar? Biz, biz bilmiyor muyuz onları? Biliyoruz. Sizin bütün oyunlarınızı ezberledik biz. Şu tek elim yeter oyunlarınıza, tek elim. O kadar biliyoruz oyunlarınızı. Bunları yapacaklar, ama biz yılmayacağız. Biz işimize bakacağız. Milletimize hizmet edeceğiz. Milletimizin tek kuruşunu heba etmeyeceğiz. Milletimizin her kuruşunu iyi değerlendireceğiz. Acil işlerimizi yapacağız. Tasarruf yapacağız. Kendi içimizdeki mekanizmayı, vatandaşımıza en iyi hizmet ulaşsın diye kullanacağız. Önceliğimiz bu olacak. Dolayısıyla biz, seferberlik ilan etmiş bir kamu kurumuyuz. 1 aydır bütün arkadaşlarım, gece gündüz bütçe çalışıyorlar. İşlerini nasıl en verimli yürütürler ona bakıyorlar. Yaklaşık 1 ay önce arkadaşlarımı toplayıp, ekonomik krizi yönetmeyle ilgili, ‘Acil Eylem Tedbirleri Çalışması Grubu’ kurduk. Her anımızda bunu çalışıyoruz, her anımızda. Tek şart var; millete hizmet.”
BÖLGE
Az önceYAŞAM
Az önceDÜNYA
24 saat önceGENEL
1 gün öncePOLİTİKA
1 gün önceDÜNYA
1 gün önceEKONOMİ
2 gün önce