Haberin Yıldızı-
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit yakınları ve gazilerle buluşmasında yaptığı konuşmada, “FETÖ’nün eli kanlı bir terör örgütü olduğunu kabul eden uluslararası kuruluşların ve devletlerin sayısı günden güne yükseliyor. Son FETÖ’cü de hukuk önünde hesap verene kadar yurt içinde ve yurt dışında bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü anma programları kapsamında, şehit yakınları ve gazilerle Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yemekte bir araya geldi.
Yemekte şehit ailelerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz millî irade destanının dördüncü sene-i devriyesinde şehit yakınları ve gazilerle beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Vatanı, milleti, bayrağı ve mukaddes değerleri için toprağa düşmüş tüm şehitleri rahmetle, gazileri de şükranla yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şüphesiz evlat acısı yaşamak zordur. Bir anne-babanın bu dünyadaki belki de en zor, en ağır imtihanlarından birisi evladını kaybetmektir. Bir baba olarak biliyorum ki ciğerparesini toprağa vermiş bir anneyi, evladını yitirmiş bir babayı teselli edebilecek mahiyette hiçbir söz yoktur, bunun için Allah hiç kimseye, hiçbir anne-babaya evlat acısı yaşatmasın diyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nübüvvetten sonra bir kulun ulaşabileceği en büyük makamın şahadet olduğunu dile getirerek, geride kalanlar için de sabretmenin, metanetli olmanın ve rıza-i ilahiye ittiba etmenin şahadet kadar büyük ve ulvi bir derece olduğunu söyledi.
“ŞEHİTLERİMİZİN GERİDE BIRAKTIĞI YAKINLARI MİLLETİMİZE EMANETTİR”
Her fırsatta şehit ailelerini ziyaret etiğini, onlarla bir araya gelmeye özen gösterdiğini, telefonla görüştüğünü ve şehit ailelerinin metanetlerine şahitlik ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm şehit ailelerine minnettarlığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehitlerimiz sizlerin olduğu kadar artık bu milletin de canından birer parçadır. Şehitlerimizin geride bıraktığı diğer yakınlarıyla birlikte özellikle yetimleri ve öksüzleri de yine milletimize emanettir. İnşallah milletçe bu emanetlere sahip çıkacak, şehitlerimizin ruhlarını asla muazzep etmeyecek, gazilerimizi asla yalnız bırakmayacağız” diye konuştu.
15 Temmuz gecesi milletin asla unutulmayacak, üzerinde hep konuşulacak bir zafer kazandığını, milletin devletini bir darbe girişiminden kurtarmanın yanında, topyekûn bir işgal tehdidini de bertaraf ettiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugün burada evlatlarıyla, eşleriyle, anne-babalarıyla, kardeşleriyle birlikte olduğumuz şehitlerimizle bizzat gazilerimiz, o gece nesilden nesle aktarılacak büyük bir kahramanlık destanına imza atmışlardır. Atılan kurşunların, getirilen tekbirler karşısında adeta eridiği o karanlık gece, Allah’ın yardımı, mazlum ve mağdurların duası, aziz milletimizin cesareti, şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakârlığı sayesinde ülkemiz ve milletimiz için aydınlık bir yarına dönüşmüştür. Devlet ve millet bünyemizi 40 yıl boyunca habis bir ur gibi saran FETÖ’ye karşı 15 Temmuz’un ardından çok daha etkili ve kararlı tedbirler aldık. Ordumuz, Emniyet Teşkilatımız, mülkiye, hariciye ve adliye teşkilatlarımız FETÖ’cü unsurlardan temizlendikçe adeta kendini yeniden buldu. 15 Temmuz sonrasında Türkiye’nin DEAŞ’tan PKK, YPG’ye kadar tüm terör örgütlerine ağır darbeler indirmesinin gerisinde FETÖ virüsünün bünyeden temizlenmesi vardır. FETÖ unsurlarından arındırdığımız yargımız yeniden milletimizin adalet arayışının umudu hâline dönüşmüştür. Evlatlarımızın zihinlerini örgütün sapkın emelleri için iğdiş eden öğretmenler, dershaneler, özel okullar tasfiye edildikçe çocuklarımızın ufku açılmaya başlamıştır.”
“15 TEMMUZ, DEMOKRASİYE GÜÇ KATMANIN YANI SIRA TERÖRLE MÜCADELEDE DE BİR MİLAT”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, içindeki hainlerden arındırılan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Türkiye’nin bekası söz konusu olduğunda hiçbir tereddüt göstermeden her türlü operasyonu icra edebilecek imkânlara kavuştuğunu, 15 Temmuz’un demokrasiye güç katmanın yanı sıra, Türkiye’nin terörle mücadelesinde de bir milat olduğunu kaydetti.
Sadece yurt içinde değil, Suriye ve Irak’ta yuvalanan terör örgütlerine yönelik de Türkiye tarihinin en büyük operasyonlarının düzenlendiğini, böylece Türkiye’yi terör örgütleri aracılığıyla güneyden kuşatma planlarını bozguna uğrattıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Doğu Akdeniz’de attığımız adımlarla milletimizin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını savunma kararlılığımızı açıkça ortaya koyduk” ifadesini kullandı.
“FETÖ’CÜLERDEN İŞLEDİKLERİ CİNAYETLERİN HESABINI HUKUK ÖNÜNDE SORUYORUZ”
“Bir dönem terörle mücadele operasyonları için bile kimi küresel güçlerin icazetini, yardımı arayan eski Türkiye artık tamamen mazide kalmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin hak ve hukukunu koruma noktasında hiçbir engel tanımadıklarını, 15 Temmuz gecesi 251 vatandaşı katleden FETÖ’cülerden işledikleri cinayetlerin hesabını hukuk önünde sorduklarını anlattı.
Diplomatik, siyasi, adli ve istihbari kaynaklar seferber edilerek FETÖ’cülere dünyanın dar edildiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar 100’ün üzerinde firari FETÖ’cü teröristti yurt dışında saklandıkları inlerinde bulduk ve yargıya teslim ettik. Dünyanın farklı ülkelerinde okul, kurs, kültür merkezi adı altında işlettikleri fitne yuvalarının kapatılması için çok yönlü bir mücadelenin içindeyiz. Örgüte ait 18 ülkedeki 214 okulun Türkiye Maarif Vakfı’na devredilmesini, 36 ülkede de bu fitne yuvalarının kapatılmasını sağladık” açıklamasında bulundu.
“FETÖ’NÜN ELİ KANLI BİR TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞUNU KABUL EDEN DEVLETLERİN SAYISI GÜNDEN GÜNE YÜKSELİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dost ve kardeş ülkelerin de FETÖ’ye karşı aldıkları önlemleri giderek artırdığına işaret ederek, “FETÖ’nün eli kanlı bir terör örgütü olduğunu kabul eden uluslararası kuruluşların ve devletlerin sayısı günden güne yükseliyor. Son FETÖ’cü de hukuk önünde hesap verene kadar yurt içinde ve yurt dışında bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.
Şehit yakınlarının ve gazilerin gönül huzuru, refah içinde, kimseye muhtaç olmadan hayatlarını idame ettirmelerinin en başta görevleri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda şehit yakını ve gazilere sahip çıkma noktasında çok samimi bir çaba gösterdiklerini, ihtiyaçları, sorunları, sıkıntıları çözmek için pek çok kanuni düzenlemeyi hayata geçirdiklerini kaydetti.
“ŞEHİTLİK VE GAZİLİK HER TÜRLÜ SİYASİ HESABIN ÜSTÜNDEDİR”
Şehit yakınları ve gazilerden bir hususa dikkat etmelerini rica eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şehitlik ve gazilik her türlü siyasi hesabın üstündedir, öyle olmalıdır. Vatanımız için canını veren her şehit canını vermeyi göze alan her gazi bu milletin ortak değeridir. Hiç kimsenin bu değerlerimiz arasında ayrımcılık yapmasına müsaade edemeyiz. 15 Temmuz gecesi darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçarak kendi belediye başkanının evine sığınanların, kendi ikballeri uğruna her mesele gibi bunu da istismar etmeye çalıştığını görüyoruz. Ortaya attıkları safsatalarla şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin zihnini bulandırmaya çabalıyorlar. Oysa devletimiz her türlü sıkıntısında, her türlü ihtiyacında daima şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin yanındadır. Milletimiz de 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında düzenlenen bağış ve kampanyalarla şehit yakınlarımıza ve gazilerimize sahip çıkmıştır. Münhasıran 15 Temmuz şehit yakınlarımız ile gazilerimizin ihtiyaçlarında kullanılmak üzere burada 340 milyon lira civarında bir yardım toplanmıştır. Biz de toplanan yardımların amacına ve bağış şartlarına uygun şekilde kullanılmasını temin için geçen sene Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı’nı kurduk. Vakfımız her ne kadar birileri yıpratmaya çalışsa da kurulduğu günden beri şehit yakınlarımız ve gazilerimize destek olmak için gayret gösteriyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde de 15 Temmuz şehit yakınları ve gazilerine desteklemek amacıyla vakıf kaynaklarıyla aylık 1000’er lira nakdi destek uygulamasına başlandığını hatırlatarak, bu uygulamaya vakfın kaynakları el verdiği ölçüde devam etmeyi ve ettirmeyi kararlaştırdıklarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerden şehitlik nedir, şahadet nedir bilmeyen, emaneti hürmet göstermeyen kifayetsizlere kulak asmamanızı bilhassa rica ediyorum. Cennetle müjdelenmiş şehitler ve gaziler için onlara sağlanan maddi imkânlar sadece milletimizin ve devletimizin vefa göstergesidir. Yoksa bu sıfatların herhangi bir değerle mukayesesi mümkün değildir. Şehit yakınlığı ve gazilik unvanlarının vakarına, onuruna, manevi sorumluluğunu uygun şekilde hareket eden sizlerle son nefesimize kadar birlikte yürüyeceğimizden emin olunuz. Bu unvanların sorumluluğunu taşımakta zorlananlar elbette olabilir, onların da en kısa zamanda şehit yakınlığı ve gazilik şerefinin manevi sırrına vakıf olmalarını diliyorum” diye konuştu.
“Dünyada gazi unvanını bu kadar hak eden ve hakkıyla taşıyan başka bir Meclis bilmiyorum”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’deki 15 Temmuz Şehitlerini Anma etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Dünyada, gazi unvanını bu kadar hak eden ve bu kadar hakkıyla taşıyan bir başka Meclis bilmiyorum. Dünyada, Meclisine bu kadar sahip çıkan ve gerektiğinde gövdesini ona siper eden bir başka millet de bilmiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü programları kapsamında TBMM’deki 15 Temmuz Şehitlerini Anma etkinliğine katılarak, bir konuşma gerçekleştirdi.
“İstiklalimizi ve istikbalimizi borçlu olduğumuz tüm şehitlerimize, özellikle de 15 Temmuz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” diyerek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin yıldır her karışını şehit kanlarıyla suladığımız bu toprakların vatanımız hâline gelmesi ve kalması için verdiğimiz mücadelelerde yer alan gazilerimizi minnetle yâd ediyorum” dedi.
BU MECLİS, MASA BAŞINDA DEĞİL SAVAŞ MEYDANINDA KURULMUŞ BİR MECLİS’TİR”
15 Temmuz 2016’da Türkiye’ye saldıran FETÖ’cü hainlerin TBMM’yi özellikle hedef almasının, rastgele bir tercih olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu Meclis, masa başında değil savaş meydanında kurulmuş bir Meclis’tir. Bu Meclis, sadece düşmanla değil ihanetle de mücadele ederek zafere yürümüş bir Meclis’tir. Bu Meclis, ülkemizi her sıkıntılı dönemin ardından milletimizin umudu olarak yeniden ayağa kaldıran Meclis’tir. Bu Meclis, Polatlı’dan top sesleri gelirken de tepesine bombalar yağdırılırken de azimle milletin hizmetinde olmayı sürdürmüş Meclis’tir. Bu Meclis, mayası bağımsızlık ateşiyle yoğrulmuş bir Meclis’tir. Bu Meclis, tarihe gömülmek istenen 700 yıllık bir cihan devletinden genç bir Cumhuriyet çıkartarak, milletimizin ayağına takılmaya çalışılan prangayı kırıp atan Meclis’tir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’nin 10 yılı aşkın süre mensubu olmaktan şeref duyduğunu dile getirerek, “Milletin seçtiği Cumhurbaşkanı olarak, bu Meclis’te yemin ederek göreve başlamış olmaktan şeref duyuyorum. Türkiye’nin en büyük yönetim reformunu bu Meclis’le birlikte yürütmüş olmaktan şeref duyuyorum. Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak 17 yılı aşkın süredir bu Meclis’le birlikte milletime hizmet etmekten şeref duyuyorum. Millî iradenin üstünlüğünü tesis etmek ve korumak için kimi zaman vesayete, kimi zaman darbecilere, kimi zaman teröristlere, kimi zaman küresel güçlere karşı bu Meclis’te omuz omuza mücadele vermiş olmaktan şeref duyuyorum” ifadelerini kullandı.
“DÜNYADA, MECLİS’İNE BU KADAR SAHİP ÇIKAN VE GEREKTİĞİNDE GÖVDESİNİ ONA SİPER EDEN BİR BAŞKA MİLLET BİLMİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada, gazi unvanını bu kadar hak eden ve bu kadar hakkıyla taşıyan bir başka Meclis bilmiyorum. Dünyada, Meclisine bu kadar sahip çıkan ve gerektiğinde gövdesini ona siper eden bir başka millet de bilmiyorum. Rabbime, bana böyle bir milletin ferdi olma şerefini bahşettiği için hamt ediyorum” diye konuştu.
15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Özel Harekât Başkanlığı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü ile Meclis’i bombalayan darbecilerin ne yaptıklarını gayet iyi bildiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbecilerin yaptıkları işin şuurunda olduklarını, bilerek kan döküp, can aldıklarını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer güçleri yetseydi, bu Meclis’i taş üstünde taş bırakmayacak şekilde yıkmaktan çekinmeyeceklerinden emin olunuz. Eğer güçleri yetseydi, ülkenin Cumhurbaşkanı başta olmak üzere seçilmiş tüm yöneticilerini katletmekten çekinmeyeceklerine emin olunuz. Eğer güçleri yetseydi, kendileri gibi düşünmeyen milletimizin her bir ferdine hayatı zehir etmekten çekinmeyeceklerine emin olunuz. Eğer güçleri yetseydi, uğruna nice fedakârlıklar yaptığımız bin yıllık vatanımızı müstevlilere bırakmakta tereddüt etmeyeceklerinden emin olunuz. Eğer güçleri yetseydi, Türk Milletini Anadolu’dan ve Avrupa’dan kazıyıp atmak, İslam’ın tüm izlerini bu topraklardan silmek isteyenlerin bayram edeceğinden emin olunuz” dedi.
“15 TEMMUZ, ARKASINDA ÇOK BÜYÜK HESAPLARIN OLDUĞU TARİHÎ BİR KIRILMA NOKTASIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’un asla sıradan bir darbe girişimi olmadığına vurgu yaparak, “Arkasında çok büyük hesapların olduğu, gerçekleştiğinde ülke ve millet olarak bambaşka mecralara sürükleneceğimiz tarihî bir kırılma noktasıdır. 15 Temmuz, bu topraklarda yaşadığımız asırlar boyunca verdiğimiz varlık-yokluk mücadeleleri zincirinin en son halkasıdır. Her kim 15 Temmuz’u küçümsemeye, önemsizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya, karikatürleştirmeye çalışıyorsa, bilin ki, amacı işte bu derin tarihî anlamı gölgelemek, gözlerden kaçırmaktır” diye konuştu.
Dünyada, milletleri millet yapan ve asırlar boyunca etrafında bir arada tutunulmasını sağlayan destanlara bakıldığında, çoğunun konu ve hacim olarak 15 Temmuz’un gerisinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz’da, ülkemizin dört bir yanında milyonlarca kahraman ortaya çıkmış ve kendileriyle birlikte tüm milletin geleceğine damga vurmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisimiz ve o gece burada darbecilere duruşları ve sesleriyle meydan okuyan milletvekillerimiz dahi tek başına, 15 Temmuz’u tarihimizin en önemli destanlarından biri yapmaya yeterlidir” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz öncesi, FETÖ’cülerin bürokrasideki, medyadaki, sivil toplum kuruluşlarındaki, iş dünyasındaki, siyasetteki mensupları vasıtasıyla Türkiye’nin enerjisini boşa sarf etmesine neden olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette bir noktadan sonra, ülkemizin karşılaştığı sıkıntıların gerisinde bu örgütün siluetini görmeye başladık. Ama örgütün sinsi yapısı sebebiyle, tespitlerimizi somutlaştırmakta ve etkili tedbir almakta zorlanıyorduk” değerlendirmesinde bulundu.
17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminin ardından FETÖ’nün saldırılarını ve ihanetini artırdığını, asıl büyük hamlesini de 15 Temmuz’da yaptığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu tespitlerde bulundu: “Yüce Meclis, o gece, milletimizin iman dolu göğsünün çelikleşmiş serhaddi olarak görev yaparak, darbecilerin bozgununu hızlandırmıştır. 15 Temmuz’da deşifre olan FETÖ hücrelerinin hızla tasfiyesiyle, Türkiye, her alanda yepyeni ufuklara kavuşmuş, yepyeni hamleler içine girmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri, uzun yıllardır icrası için bir türlü harekete geçiremediğimiz operasyonlarını ardı ardına yapmaya başlamıştır. Bürokrasiden iş dünyasına kadar her yerde insanlarımız özgüvenle yönlerini geleceğe çevirmişlerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisimiz de, çıkardığı kanunlarla ülkemizin reform gündemine çok önemli katkılarda bulunmuştur. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi gibi, tarihimizin en büyük yönetim reformunu hayata geçirmek bu Meclis’e nasip olmuştur. 15 Temmuz’un adeta perçinlediği birlik ve beraberliğimizin en önemli tezahürünü Türkiye Büyük Millet Meclisimizin çalışmalarında görmek mümkündür. Millî iradenin tecelligâhı olan Meclisimiz, aynı zamanda bir olma, iri olma, diri olma, kardeş olma, hep birlikte Türkiye olma irademizin de zirvesidir.”
“HEM KENDİMİZ HEM TÜM DOSTLARIMIZ İÇİN ÇOK DAHA GÜÇLÜ VE KARARLI ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis çatısı altındaki görüş ayrılıklarının, tartışmaların, müzakerelerin hepsinin makbul ve zenginlik kaynağı olduğunu belirterek, “Türkiye Büyük Millet Meclisi, ülkemizdeki 83 milyon vatandaşımızla birlikte, bölgemizdeki ve dünyadaki yüz milyonlarca kardeşimizin de umut kapısıdır. Aldığımız her karar, sarf ettiğimiz her söz, sergilediğimiz her duruş, çarpan etkisiyle dalga dalga geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır. Meclisiyle, Cumhurbaşkanlığıyla, diplomasisiyle, ordusuyla, altyapısıyla hem kendimiz, hem tüm dostlarımız için çok daha güçlü ve kararlı şekilde yolumuza devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.
Dünyada sancılı olduğu kadar kritik bir döneme girildiğini, Türkiye’nin de bu sürecin tam merkezinde yer aldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu değişim sürecini başarıyla yönetmek zorunda olduklarını, kimin adına ve ne sebeple olursa olsun hiçbir gücün demokrasinin ayaklarına yeni prangalar vurmasına göz yumamayacaklarını söyledi.
Milletin emanetini taşıyan siyasetçiler olarak tarihten ders alarak istikbali inşa etmeleri gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle Koronavirüs salgını sonrası yeniden şekilleneceği anlaşılan yeni dünya düzeninde hak ettiğimiz yeri muhakkak almalıyız” uyarısında bulundu.
“HİÇBİR ŞEY TÜRKİYE’NİN İSTİKLALİNDEN, MİLLETİMİZİN BİRLİK VE BERABERLİĞİNDEN DAHA KIYMETLİ DEĞİLDİR”
Türkiye ile kalkınma hamlesine benzer şartlarda başlayan birçok ülkenin bu sebepler nedeniyle Türkiye’ye fark attığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Son 18 yılda demokrasiden ekonomiye, savunmadan terörle mücadeleye, sağlıktan tarım, turizm, ulaşıma kadar her alanda yakalanan tarihî başarının gerisinde, bu yanlışa düşmemekte gösterdiğimiz kararlılık vardır. Yalan, istismar ve gerilim siyasetini kapımıza asla yaklaştırmadık. Milletin gündemini iftira ve yalanlarla zehirleyen şeref ve edep fukaralarına rağmen; vakarımızdan bir an olsun taviz vermedik. Etnik, dini ve mezhebi farklılıklar üzerinden milletimizin bölünmesine, parçalanmasına müsaade etmedik. İnsanımızı bir birine düşürmeye çalışanlara inat, hep 83 milyonun kardeşliğini, kader ortaklığını savunduk. Vesayetin gölgesine sığınmak yerine milletin sinesine sığınmayı tercih ettik. Bizim nazarımızda hiçbir şey Türkiye’nin istiklalinden, vatanımızın istikbalinden, milletimizin birlik ve beraberliğinden daha kıymetli değildir. Hep söylediğimiz gibi, söz konusu vatansa ve milletse gerisi teferruattır. Kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolculukta, millî iradenin üstünde bir güç, millete hizmetkârlıktan daha büyük bir paye tanımıyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı samimiyetle mücadelemizi sürdüreceğiz. Şimdiye kadar olduğu gibi ayrıştırmanın değil kucaklaştırmanın; kavganın değil barışın tarafında yer alacağız. Sokak terörüyle, şiddetle, baskıyla Türk siyasetini esir almaya heveslenenleri, inşallah hep birlikte hüsrana uğratacağız. Kendi ikbal ve çıkarları için Türkiye’yi ateşe atmaya hazır muhterislere inat; 15 Temmuz gecesi olduğu gibi gerektiğinde milletimizle sırt sırta verip, vatanımızı, demokrasimizi, bağımsızlığımızı savunmaya devam edeceğiz.”
“GELİN, 2053 VE 2071 VİZYONUMUZU BERABER İNŞA EDELİM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’un dördüncü yıl dönümünde samimi bir çağrıda bulunmak istediğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: “Yüce Meclis’in çatısı altında görev yapan, kalbi millet ve memleket sevdasıyla dolu herkesi büyük ve güçlü Türkiye davamıza destek olmaya davet ediyorum. Gelin, şehitlerimizin emanetine hep beraber sahip çıkalım. Gelin, bu ülkeyi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıralım. Gelin, 2053 ve 2071 vizyonumuzu beraber inşa edelim. Gelin, Türkiye’yi aydınlık yarınlara hep birlikte taşıyalım. Bunu başardığımızda, Allah’ın izniyle, ülkemizin önünü kesebilecek, milletimizi hedeflerine ulaşmaktan alıkoyacak hiçbir engel yoktur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve TBMM Başkanı Mustafa Şentop tören öncesi, 15 Temmuz 2016 gecesi, Meclis bahçesindeki bombanın atıldığı noktaya kırmızı karanfil bıraktı.
POLİTİKA
Az önceGÜNDEM
Az önceGÜNDEM
Az önceBÖLGE
Az önceTARIM VE HAYVANCILIK
17 saat önceDÜNYA
17 saat önceGÜNDEM
22 saat önce