DOLAR 34,2452 0.28%
EURO 37,6376 -0.37%
ALTIN 2.921,730,22
BITCOIN 21235781.49763%
Trabzon
23°

AÇIK

05:34

SABAHA KALAN SÜRE

SİBEL SUİÇMEZ ;ACİLEN DENİZCİLİK VE BALIKÇILIK BAKANLIĞI KURULMALI

SİBEL SUİÇMEZ ;ACİLEN DENİZCİLİK VE BALIKÇILIK BAKANLIĞI KURULMALI

ABONE OL
5 Temmuz 2023 11:10
SİBEL SUİÇMEZ ;ACİLEN DENİZCİLİK VE BALIKÇILIK BAKANLIĞI KURULMALI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez Mecliste yaptığı konuşmada”Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin denizcilik sektörü dünyadaki birçok ülkeye göre çok daha avantajlı bulunmaktadır. Bu potansiyeli tam olarak kullanamayan ülkemizin tüm denizcilik sektörü sorunlarının başında devletin idari yapılanmasında denizcilik sektörünün göz ardı edilmesi gelmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı altında birbiri içine girmiş şekilde balıkçılık ve balıkçıların sorunları ele alınmakta ve ilgili bakanlıklardaki yetkin olmayan personel nedeniyle sorunlar daha da büyümektedir” dedi

Sibel Suiçmezin meclis konuşması şöyle ;

Değerli milletvekilleri, bugün çok önemli bir günü yaşıyorum çünkü 28’inci Dönemin ilk ortak önergesinin kabul edileceği bir süreci yaşıyoruz. Umarım bu bize örnek olur ve diğer süreçlerde de ortak önerileri hep birlikte kabul ederiz.
Şimdi biraz espriyle devam etmek istiyorum. Özellikle herkesin konuştuğu, daha önce Komisyonun kurulduğu, raporların
hazırlandığı ve benden önceki bütün değerli milletvekillerinin çok uyumlu, çok önemli konuşmalar yaptığı bir süreçten sonra benimburada konuşuyor olmam herhâlde biraz Karadeniz fıkrasına atıf yapmak gibi olacak. Milletvekili olarak temsil ettiğim Trabzon bölgesindeki seçmenlerimiz de “Artık bu saatten sonra Sibel Suiçmez Milletvekilimiz ne konuşacak?” diye merakla bekliyorlardır.
Zira, açık bırakılan iki konuda da benden önce konuşan milletvekilimiz gerek kadınların bu alandaki sorununu gerekse de hayvan hakları bakış açısıyla çok güzel bir şekilde dile getirdi. Dolayısıyla ben biraz sonra “Hamsi balık değildir.” diyen bir ilin milletvekili olarak biraz Trabzon’dan bahsettikten sonra genel anlamda da görüşlerimi bildireceğim.
Dar gelirli insanların sofrasını süsleyen balık ve balıkçılık sektörü bilindiği üzere Karadeniz’den ve özellikle Trabzon’dan
yönlendirilmektedir. Avlanan hamsinin yüzde 40’ı Trabzon’da Yoroz, Sürmene, Araklı Limanlarından; Rize’de Çayeli, Fındıklı ve Artvin’de de Hopa Limanlarından karaya çıkarılmaktadır. Su ürünleri istihsalinde bulunan gerçek ve tüzel kişiler gerek kendileri gerekse istihsalde kullanacakları gemiler için ruhsat tezkeresi almakla yükümlüdürler. Bu kapsamda ilimizde 1.011 balıkçı gemisi için ruhsat tezkeresi düzenlenmiştir. Söz konusu balıkçı gemilerinde çalışmak üzere 5.219 kişi için ruhsat tezkeresi düzenlenmiş bulunmaktadır. İlimizde avcılığa ve yetiştiriciliğe yapılan ürünler için 22 tane karaya çıkış noktası aktif olarak kullanılmaktadır. Yine, ilimizde Bakanlığımız tarafından karada ruhsatlandırılan 44 tesis 864 bin ton fiilî üretim gerçekleştirmiş bulunmaktadır. Denizde ise 21 tesiste 2023 yılı için 15 bin ton yıllık üretim hedeflenmiş bulunmaktadır. İlimizde denizde ağırlıklı olarak gökkuşağı alabalığı yani Türk somonu, levrek ve Karadeniz alabalığı üretimi yapılmaktadır. Denizde üretilen Türk somonu ilimizde faaliyette olan 14 su ürünleri işleme değerlendirme tesisinde işlenip Avrupa Birliğine ve Avrupa Birliği dışı ülkelere ihraç edilmektedir. İlimizde bulunan 14 işletmenin 9’unun Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği dışı ülkelere ihraç izni bulunmaktadır. İlimizde yetiştiricilik ve avcılıkta yaşanan en büyük sorun deniz kirliliğine sebebiyet veren derin deniz deşarj sistemlerinden kaynaklanmaktadır. Kıyı dolgularının balık üreme alanlarına yapmış olduğu tahribatlar su ürünleri potansiyelini olumsuz olarak etkilemeye devam etmektedir.
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin denizcilik sektörü dünyadaki birçok ülkeye göre çok daha avantajlı bulunmaktadır.
Bu potansiyeli tam olarak kullanamayan ülkemizin tüm denizcilik sektörü sorunlarının başında devletin idari yapılanmasında denizcilik sektörünün göz ardı edilmesi gelmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı altında birbiri içine girmiş şekilde balıkçılık ve balıkçıların sorunları ele alınmakta ve ilgili bakanlıklardaki yetkin olmayan personel nedeniyle sorunlar daha da büyümektedir.
Yapılması gereken ilk iş, denizcilik ve balıkçılık bakanlığının acilen kurulmasıdır.
Balıkçılık sadece dünya genelinde düşük gelire sahip 1 milyardan fazla insan için ucuz protein sağlayıcı sektör değil,
aynı zamanda muazzam sosyal, kültürel ve ekonomik öneme sahip bir aktivitedir. Bu nedenledir ki Birleşmiş Milletler 2030 yılını adaletsizlik ve eşitsizlikle birlikte deniz ve okyanus kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için mücadele yılı olarak belirlemiştir. İstatistiksel verilere yansıyan son rakamlar alınan bu kararın ne kadar doğru olduğunu da gözler önüne sermektedir.
Bugün, dünyada toplam balık üretimi 180 milyon ton civarındadır; bunun 80 milyon tonu yetiştiricilikten, geri kalan 100 milyon tonu ise avcılıktan sağlanmaktadır.
Balık yetiştiriciliğindeki gözle görülür artış 1970 yıllarında başlamış ve 1980’li yılların sonlarına doğru artış net bir biçimde gözlemlenir olmuştur. Buna mukabil, dünya balık stoklarından elde edilen av miktarında artış olmamış ve durağan pozisyonuna geçirilmiştir. Toplam avın yüzde 81,2’si 1’inci sırada Çin olmak üzere; Endonezya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’nın yer aldığı 25 ülke tarafından sağlanırken yüzde 18,8’i ise dünyanın diğer 70 ülkesinden gelmektedir. İstatistiğe yansıyan toplam avın
yüzde 88’i direkt insan gıdası olarak tüketilen kısımdır. Balıkçılık aktivitesi sadece denizlerle sınırlı olmayıp toplam avın yüzde 11’ini iç sulardan avlanan balıklar oluşturmaktadır.
Güncel balıkçılık istatistiklerine göre, dünyada 60 milyon insan balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır. Bunun 20 milyonu ise akua kültürde istihdam edilmektedir. Yine, dünyada 4,6 milyon balıkçı teknesi mevcut olup bunun yüzde 75’i Asya ülkelerindedir.
Balıkçılık endüstrisi dünyada 400 milyar doların sirküle edildiği bir pazardır. Bunun 250 milyar doları akuakültür ve 150 milyar doları ise avcılıktan elde edilmektedir. Bu pazarın değerinin 1976’larda 8 milyar dolar olduğu gerçeğinden hareket edilirse gelinen noktada rakamın kırk yılda 50 kat artmış olduğu görülür ki bu çok önemli bir değeri ortaya koymaktadır.
Canlı kaynakların yönetiminde birçok problem bulunmaktadır. Özellikle son yıllarda kamuoyunun haklı olarak dikkatini
çeken sorunlardan biri iklim değişikliğidir. İklim değişikliğinin etkisini yok etmenin yolu, karbondioksit salımını azaltarak deniz ve okyanus ısınmasının önüne geçmektir. Bu durum, daha çok sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tutumlarına bağlıdır ki bu, büyük bir yekûnu oluşturmakta olup sağduyunun hâkim kılınmasının kolay olmayacağı da aşikârdır.
Değerli milletvekilleri, azalan kaynakların sürdürülebilirliği ve balıkçılığın sosyoekonomisini ve yaşam koşullarını da
dikkate alarak geliştirilmesi gereken stratejilerin sürdürülebilmesi için yasal müeyyideler caydırıcı olmalıdır. Üç tarafı denizle çevrili ülkemizde acilen denizcilik ve balıkçılık bakanlığı kurulmalıdır.
Araştırma önergesinde belirtilen tüm gerekçelere katılıyor, Meclis araştırması sonucunda ülkemizde balıkçıların, su
ürünleri sektörünün ve paydaşlarının sorunlarının çözümü için gerekli önlem ve önerilerin saptanacağına inanıyor, kurulacak
Komisyonu Trabzon’da ağırlamaktan onur duyacağımızı belirterek saygılarımızı sunuyorum.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r
error: Content is protected !!