15 Temmuz darbe girişiminin Gezi olaylarından 17-25 Aralık kumpasına ve ülkedeki terör saldırılarına kadar 2013 ila 2016 yıllarında yaşanan olayların bağlamına oturtularak analiz edilmesi gerektiğini anlatan Yılmaz, FETÖ’nün sivil toplum faaliyetleri ve eğitim perdesi altında kendisini hoşgörülü bir örgüt olarak gösterdiğine dikkati çekerek Yılmaz, “Ancak bu oldukça tehlikeli bir örgüt. Sadece Türkiye için değil faaliyet gösterdikleri her ülke için tehdittir.” diye konuştu.

Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de yaptıklarının aynısını başka ülkelerde de yapıyorlar. Bir taraftan eğitim ve diğer faaliyetleri gerçekleştiriyorlar ancak diğer taraftan da ülkelerin devlet ve güvenlik yapılarına sızıyorlar. Bu nedenle ABD veya diğer ülkeler bu örgütün bağlantılarını özellikle de kendi ülkelerindeki idari yapılarda söz konusu olan bağlantılarını incelemelidir. Çünkü bu örgüt bir gün bu bağlantılarını kullanabilir ve bu ülkeleri istikrarsızlaştırabilir.”

Türkiye’nin 15 Temmuz gecesinde varlığı ve demokrasisi konusunda oldukça ağır bir imtihan verdiğini anlatan Yılmaz, bu bağlamda Batılı demokrasilerin FETÖ konusunda gerekli desteği vermemiş olmasının da üzücü olduğunu belirtti.

Yılmaz, “O gece ortak ve müttefiklerimizden güçlü açıklamalar duyamadık. Sonraki süreçte ise bu örgütle mücadele konusunda yeterli dayanışma göremedik. Halen bazı ülkeler bu terör örgütünü koruyor. Bu da demokrasi ve ilişkilerimiz açısından iyi değil.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’nin NATO ortağı ve Batı’nın müttefiki olduğunu hatırlatan Yılmaz, söz konusu ülkelerin FETÖ konusundaki tavrının Türkiye’de Batı karşıtlığını artırdığını ve onlara duyulan güveni daha da zayıflattığını söyledi.