Ali Babacan, Partisi’nin İstanbul Pendik 1. Olağan İlçe Kongresi’nde konuştu. Konuşmasına son iki gün içinde Irak’ta şehit olan askerlerimizle başlayan Ali Babacan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Şehitlerimizin ailelerine ve tüm milletimize Allah’tan sabır diliyorum”
“Sözlerimin hemen başında son iki gün içinde Irak’ta şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum. Ülkemizin dört bir köşesindeki sıvasız, damsız evlere, sessiz mahallelere ateş düştü arkadaşlar. Yüreğimiz dağlandı. Şehitlerimizin her biri biricik. Her biri ailesinin canı, can parçası. Şehitlerimizin ailelerine ve tüm milletimize Allah’tan sabır diliyorum. Terörü ve terör örgütlerini en güçlü şekilde lanetliyorum. Terörün ve şiddetin karşısında milletçe tek vücut olmamız gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum.”
“Faiz konusunda ağzından tek bir kelime çıkmıyor”
“Merkez Bankası faizi, yedi ayda tam yedi kez artırılmış oldu. Beştepe’den bir ses duydunuz mu? Sayın Erdoğan’ın seçimlerden bu yana, faiz konusunda, bu konuda tek bir açıklamasını duydunuz mu? Yok. Her konuda konuşuyor, ama seçimden bu yana faiz konusunda ağzından tek bir kelime çıkmıyor. Sanki böyle bir mefhum yok. Senelerce ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ dedi, faizi de enflasyonu da bu ülkede patlattı. Senelerce ‘benim alanım ekonomi’ dedi, ekonomiyi yerin dibine batırdı. Şimdi de faizi artırıyor, ama toplumun önüne çıkıp iki çift laf etmiyor, edemiyor.”
“Milletten özür dilemek zorundasınız”
“Sayın Erdoğan: Siz yıllarca ‘Faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ demediniz mi? Bu iddianız doğruysa, Merkez Bankası faizi yükselttiğinde, enflasyonun da yükselmesi gerekir, değil mi? Bu iddianız doğruysa, ülkede yüksek olan enflasyonun, Merkez Bankası’nın faiz artırmasıyla daha da yükselmesi gerekir. Çünkü, 2015’ten bu yana, ben ve arkadaşlarım, bu ülkenin yönetiminden ayrıldıktan sonra sürekli işlediği buydu. ‘Benim alanım ekonomi’ diyordu. Faiz sebep enflasyon sonuçtur diyordu. Ben buradan kendisine seslenmeye devam ediyorum. Eğer bu iddianızın yanlış olduğunu anlayıp, Merkez Bankası’nın faizini artırmaya karar verdiyseniz, çıkıp bu milletten bir özür dilemelisiniz.”
“Emeklilerimiz aylıklarını eczanelere bırakıyor”
“Koskoca ülkeyi batırıp, insanların hayatıyla oynadı. Mahcup da olmuyorlar. Yokmuş gibi davranıyorlar. Ve bu faiz artışlarının adını bile ağızlarına almıyorlar. Bakın arkadaşlar, Erdoğan yönetimi, bu ülkenin eczanelerini vergi dairesine çevirdi. Hastalanan hastalandığına mı yansın, sözüm ona ücretsiz olan muayene ücretlerine mi ilaç ücretlerine mi yansın… Emeklilerimiz aylıklarını şu anda eczanelere bırakıyor. Bu arada eczanelerde doğru dürüst ilaç da bulunamıyor. Gidiyorsunuz rafların yarısı boş. Bolluk ülkesi oldu yokluk ülkesi.”
“Öyle bir miras bırakmışsınız ki, ye ye bugüne kadar bitiremedik”
“Mirasyedi hayırsız evlat gibi, her şeyi har vurup harman savurdular. Bakın bu ifade sadece benim ifadem değil, benden sonra ekonomi yönetimini devralan bakanlardan birinin ifadesi. 2015’ten 2023’e çok bakan değişti, isim vermeyelim şimdi. Bakanlardan birinin ifadesi. Bir yerde karşılaştık, dedi ki ‘Ya’ dedi, ‘Başbakan yardımcım, öyle bir miras bırakmışsınız ki, ye ye bugüne kadar bitiremedik’ dedi. Ama hazıra dağ dayanmaz. Sonuçta tükendi, merkez bankasının net döviz pozisyonu da eksiye düştü bugün.”
“‘Efendiler nereye?’”
“Ülkenin ekonomisini çökerttikten sonra hiçbir şey olmamış gibi davranamazsınız. Ne diyordu, Refik Halid? ‘Efendiler nereye?’ Ben de buradan soruyorum. Sayın Erdoğan, ‘nereye?’ Önce bir durun, çıkın hesabını verin, yanlış yaptık deyin. İşsiz evladı depresyona giren anneye bunu borçlusunuz. Evine ekmek götüremeyen babaya bunu borçlusunuz. Asgari ücretin altında bir maaşla hayatta kalmaya çalışan emeklilere borçlusunuz. Sayın Erdoğan, siz, vatandaşın eve götürdüğü ekmek üzerine bir bahse girdiniz. ‘Benim iddiam var’ dediniz. ‘Kim ne söylüyorsa söylüyor, benim iddiam budur’ dediniz. Ve kaybettiniz. Bu millete de kaybettirdiniz. Yıllarca savunduğunuz tez, boş çıktı. Olan vatandaşın ekmeğine oldu. Çıkın, ‘hata yaptık’deyin ve vatandaşlarımızdan özür dileyin. Tekrar soruyorum bi durun hele. ‘Efendiler nereye?’ Hesap vermeden, bir özür bile dilemeden… ‘Efendiler nereye?’”
“AFAD’la Kızılay, kavgaya tutuştu”
“Depremden bu yana sürekli sordum, soruyorum: İlk 48 saatte ne oldu, ilk 72 saatte ne oldu? Niçin sistem kilitlendi? Niçin derhal harekete geçilmedi? Cevap yok. Peki devamında? Bitmeyen çadır krizi… Hatırlarsınız. Şimdi de konteyner yetersizliği. Tuvalet, banyo yetersizliği… Su verilemedi ya insanlara, su… Vatandaşın yardımına koşacak kurumlar, AFAD’la Kızılay, kavgaya tutuştu. Kızılay zaten sahada yok. Sonra öğrendik ki stoğundakiçadırları apar topar bir STK’ya satmış parayla. Ya sen devletin kurumusun arkadaş ya, ne yapıyorsun? Aklını başına topla. Ama tüm bunların, adı AFAD olsun, Kızılay olsun, falanca bakanlık olsun, bunların aslında hiç önemi yok. Niye, çünkü bütün bunların tek bir sorumlusu var. 2018 yılından beri tüm kurumları bizzat kendine bağlayan, her konuda ama her konuda sistemi kendi tek imzasına bağlayan, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan var.”
“Deprem toplanma alanları dahi rant kapısı haline getirildi”
“İmar planı deyince akıllarına sadece ‘rant’ gelenlerin bu işin üstesinden asla gelemeyeceklerini bilmemiz lazım. Nerede bir inşaat projesi var, nerede bir imar yapımı var hemen birilerinin aklına rant geliyor. Zaten çoğu zaman da bunlar rant için yapılıyor. Deprem toplanma alanları dahi rant kapısı haline getirildi bu ülkede. Bakıyorsunuz, deprem toplanma alanı diyor, deprem zamanı insanlar hiç olmazsa orada buluşsun diye, ama bakıyoruz oralar da imara açılıyor. Yerel yönetimlerde, doğal afet riskinin yüksek olduğu tüm kentlerimizde güçlendirme ve yeniden inşa çalışmaları yapmak şart.”
“Merkezî hükûmete sarı kart”
“Eğer merkezî hükûmetten memnun değilseniz, bu ülkenin iktidarından memnun değilseniz, şu anda ülkeyi yönetenlerden memnun değilseniz, bu seçimler bugün ülkeyi yönetenleri uyarmak için de çok önemli bir fırsat. Merkezî hükûmeti uyarmak istiyorsanız bu seçim çok önemli bir fırsat. Yani bu seçim, merkezî hükûmete tam bir sarı kart gösterme seçimi. Sarı kart ne demek, ben seni uyarıyorum demek, aklını başına al demek. Çünkü bu sarı kartı hükûmet görmezse korkum odur ki yerel seçimlerden sonra pervasızlık artacak, vurdumduymazlık artacak, hukuksuzluk artacak. Sarı kartı bugün göstereceğiz ki günü geldiğinde, bundan sonraki ilk genel seçimlerde hep beraber diyeceğiz ki… artık yeter. Artık yeter.”
DÜNYA
20 saat önceGENEL
21 saat öncePOLİTİKA
22 saat önceDÜNYA
23 saat önceEKONOMİ
2 gün önceAKTÜEL
2 gün önceSAĞLIK
2 gün önce