DOLAR 34,4946 0.09%
EURO 36,2787 -0.23%
ALTIN 2.958,780,82
BITCOIN 33782034.11518%
Trabzon
13°

HAFİF YAĞMUR

06:22

SABAHA KALAN SÜRE

Özgür Özel, İktidara Tarım Politikaları Üzerinden Yüklendi

Özgür Özel, İktidara Tarım Politikaları Üzerinden Yüklendi

ABONE OL
11 Haziran 2024 06:50
Özgür Özel, İktidara Tarım Politikaları Üzerinden Yüklendi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, iktidarın 22 yılda uyguladığı kötü tarım politikaları nedeniyle çiftçilerin topraklarını kaybettiğini vurguladı. Konunun bir beka sorununa dönüştüğüne dikkati çeken Özel, “Topraklarımızın yarıya yakını ipotekli. Bazı kentlerde dörtte üçü. Bazı kentlerde dörtte biri ama her yerde Yunan sermayeli ya da İsrail sermayeli firmalar, bankalar en uygun tarım kredisini veriyorlar. Bu son derece stratejik bir adım… Ziraat Bankası zenginlere kredi yetiştiriyor. Çiftçiye gelince düşük faizli tarımsal kredide kuyruk var… Hal böyle olunca Ziraat Bankasından uyguna Yunan bankası ya da İsrail sermayeli bankalar tarımsal kredileri veriyorlar. Diğer yerli bankalardan ucuz. Çünkü amaç ipotek almak. Bu toprakları orduları ile işgal edemeyenler, topla, tüfekle zapt edemeyenler, şimdi ipotekle toprak kazanmaya, topraklarımızı İsrail’e, Yunanistan’a katmaya gayret gösteriyorlar” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de Bornova Belediyesi’nce düzenlenen Kiraz Festivali’ne katıldı. Bornova’nın kendisi için önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Özel, “Bornova benim hayatımda en önemli izler bırakan ilçedir. Ben köyünüzden 20 kilometre ileride Manisa’da doğdum. İlkokulu orada tamamladım. Ortaokulda devlet parasız yatılı bursu ile Bornova Anadolu Lisesi’ne gittim. Ortaokul ve lisede yatılı olarak Bornova’da kaldım. O yüzden Bornova benim açımdan tüm ömrüm boyunca çok önemli bir yerde. Üniversite tercihi yaparken pek çok farklı şehre gidebilecekken Ege Üniversitesi’ni tercih ettim. İlk tercihim de Ege Üniversitesi’ydi, son tercihim de Ege Üniversitesi’ydi. Eşimle Bornova’da tanıştık. Kızım Bornova’da dünyaya geldi. Şimdi de buraya 14-15 kilometre ötede oturuyorum. İzmir benim ikinci memleketim. Bornova benim doğduğum, büyüdüğüm, hayatımın bütün önemli kazanımlarını, birikimlerini elde ettiğim, sosyal demokrasi ile tanıştığım, emekle tanıştığım, eylemle tanıştığım, bugünkü Özgür Özel’in yetiştiği, büyüdüğü yerdir. O açıdan çok önemli” ifadelerini kullandı.

TAM KADRO BORNOVA’DA

Özel, “Tabi burada önceki dönemlerde Bornova’ya hizmet etmiş değerli büyüğümüz Kamil Okyay Sındır var. Tabi Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde yapmış olduğu çalışmalarla özellikle Bornova misketini Türk tarımına kazandıran önemli bir akademisyen, Bornova’ya önemli hizmetleri olmuş belediye başkanı, ardından birlikte milletvekilliği yaptığımız partimizin genel sekreterliğini yapmış birisi ve Bornova’nın içinden yetişmiş, Bornova’da yaşamış, Bornova’da halen yaşayan birisi. Kendisi burada. Bir ara rahatsızdı. Şimdi onu aramızda böyle sağlıkla görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Yine geçen dönemlerde hizmet eden Olgun Atila, genç belediye başkanımız burada. Biz buraya Bayraklı, Konak, Balçova Belediye Başkanımızla birlikte geldik. Partimizin sözcüsü, önceki dönem il başkanımız Deniz Yücel ile gölge kabinemizin İçişleri Bakanı Murat Bakan ile örgütümüzden gelen vekilimiz Ednan Arslan ile birlikte buradayız. Ayrıca bana Türkiye’nin dört kadın il başkanından bir tanesi olan Manisa İl Başkanımız İlksen Özalper eşlik ediyor” dedi. Özel ayrıca şunları söyledi:

“ÖRGÜTÜN EMEĞİ BÜYÜK”

“Biraz önce belediye başkanımızı dinledik. Belediye başkanımızın bu noktalara gelmesinde örgütümüzün çok emeği var. Bu süreçte de öncesinde de sonrasında da kendisini destekleyen, benim yine Bornova Anadolu Lisesinden ağabeyim, Ertürk Çapın da ilçe başkanımız, kendisinin şahsında örgütümüzü selamlıyoruz. İzmir il başkanımız ben olmasam partimiz adına konuşacaktı. Şimdi hemen yanı başımda. Değerli Beşyollular, Bornova’nın 12 mahallesi var. Eskiden köy statüsündeydi. Köy olunca muhtarın yetkileri ona göreydi. Bütçesi vardı. Köyün malları vardı. Gittiği yerde sözünün ağırlığı çok fazlaydı. Maalesef büyükşehir yasasından sonra statüler ortadan kalktı ama biraz önce Ömer Başkanın söylediği gibi 2014’te eleştirdiğimiz hususlar sıkıntıya dönüşünce, eski statüyü karşılamaz ama yine de bir kırsal mahalle statüsü diye düzenleme oldu. Ömer Başkanımız bu konuda bir iradesi olduğunu, Temmuz ayında arzu eden bütün köylerimizi bu statüye kavuşturacağını söyledi. Bu son derece kıymetlidir. Köyün köy olarak kalmasında, sosyal olarak gelişmesinde, ekonomik olarak gelişmesinde ama doğal güzelliklerinin korunmasında son derece önemlidir.”

“YAPILANLARI ÖNEMSİYORUM”

“Ben Ömer Başkanın köylere hizmet için duyduğu heyecandan son derece memnunum. Sürekli ifade ediyor. Diyor ki Beşyol’un altındaki yolu yaparak, arkadan Manisa’ya giden yola yeniden işlev kazandırdım. Memnun oluyorum. Dört yıldır pandemi malum. Festival yapılmıyordu. Bu festivale sahip çıkması, destek olmasını son derece önemsiyorum. Gökdere’deki aşure etkinliklerini çok daha geniş kapsamlı yapacağını ifade ediyor. Bunu önemsiyorum. Yine tüm köylere asfalt işini bu yaz bitirmeye söz vermiş. Bu geçmiş dönemlerde de büyükşehrimizin çok önemli yaptığı işlerden biriydi. Köy yollarının, ova yollarının, bahçe yollarının asfaltlanması. Köy yollarının asfaltlanması son derece önemli. Muhtarlık binası, burada da var herhalde muhtarım. Olmayan muhtarlık binası kalmayacak. Karşımızda muhtarlık binası var. Onarılması gerekenler onarılacak. Sarnıç’ta hasarlı camiyi yıkıp yeniden yapacağını, Kavaklıdere, Yeşilçam’da okul ihtiyacı olduğunu, okul yapacağını, Çiçekli’deki sağlık evini onaracağını, yine Gökdere’ye bir spor tesisi ve köy kahvesi kazandıracağını Ömer bana rapor etti. Bu çalışmalarından bahsetti. Köylere kümes, tavuk yardımı, yumurta alım garantisi, keçi ve koyun desteği, süt ve et alım garantisi veriyor. Ben de sizin gibi bu genç kardeşimizi yürekten alkışlıyorum.”

“HERKESİN YÜZÜNÜ GÜLDÜRECEK TARIM UYGULAMALARI”

“Biz CHP’liler olarak köylerden destek isterken, boşuna konuşmuyoruz. Ne söylediysek yapıyoruz. İki ay gibi kısa bir zamanda bu kadar önemli sözlerin tutulma yoluna girmesini, adımlarının atılmasını, bugün bu festivalde bir arada olmamızı son derece önemsiyorum. Ülkemiz dünya kiraz üretiminde birinci sırada. Kirazın Türkiye’de en çok üretildiği iller arasında İzmir ve Manisa, en ön sıralarda yer alıyor. Ancak kiraz üreticisi artan gübre, mazot, ilaç, işçilik fiyatlarından dolayı zor zamanlar geçiriyor. Hem üreticimizin sorunlarını çözmek, hem verimi artırmak, hem ihracatı artırarak herkesin yüzünü güldürecek iyi tarım uygulamaları yapmak mümkün. Bunun için politikasız kalan tarımda üretim ve üretici lehine kalıcı düzenlemeler yapmak gerekiyor. Unutmayalım ki 2003 yılında 2,8 milyon çiftçimiz varken 21 yıl sonra bugün 2,3 milyon çiftçimiz var. Yani yarım milyon, 500 bin çiftçi kayıp. Çiftçiliği bırakmış. Ne olmuş, sanayide asgari ücretli işçi olmuş. Ne olmuş, işsiz olmuş. Ne olmuş, sokakta geçimini arayan, gündelik çalışanlara dönüşmüş. Ne olmuş, Soma madeninde işçi olmuş, madenci olmuş, günü gelmiş canını vermiş. O yüzden şuna dikkat etmek gerekir. Türkiye’nin 20 yılda 20 milyon nüfusu artıyorsa, 63 milyondan 84 milyona çıkıyorsa, yılda bir milyon nüfus artarken, 20 yılda 500 bin çiftçi kayboluyorsa, işte her şeyden beka sorunu çıkaranlar var ya, Ekrem İmamoğlu İstanbul’u kazanırsa beka sorunu olur, Mansur Yavaş Ankara’yı alırsa beka sorunu olur, CHP gelirse beka sorunu olur diyenler, şuraya baksınlar. Bugün Türkiye’de nüfus 20 milyon artarken yarım milyon çiftçi kayıp. Oysaki orana göre çiftçi sayısının bir o kadar daha artmış olması gerekirdi. Değil kaybolmuş olması.”

“ESAS BEKA SORUNU BUDUR”

İktidarın tarımı ve çiftçiyi yok eden tarım politikalarını hayata geçirdiğini ve bu durumun önemli sonuçlarının olduğunu kaydeden Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “Memlekette her dört genç çiftçiden üç tanesi bu işi yapmak istemiyorum, bırakmak istiyorum diyor. Çiftçilerin yaş ortalaması 58 olmuş. Yani artık sadece yaşlıların yaptığı, dört gençten üçünün toprağı, köyü, çiftçiliği bırakmayı düşündüğü bir süreç. Ekilen ve dikilen arazinin Hollanda kadarını Türkiye son 20 yılda kaybetti. Topraklarımızın yarıya yakını ipotekli. Bazı kentlerde dörtte üçü. Bazı kentlerde dörtte biri ama her yerde Yunan sermayeli ya da İsrail sermayeli firmalar, bankalar en uygun tarım kredisini veriyorlar. Bu son derece stratejik bir adım. Ziraat Bankası kötü yönetiliyor. Ziraat Bankası zenginlere kredi yetiştiriyor. Çiftçiye gelince düşük faizli tarımsal kredide kuyruk var. Günde iki kişi ya yararlanıyor, ya yararlanamıyor. Hal böyle olunca Ziraat Bankasından uyguna Yunan bankası ya da İsrail sermayeli bankalar tarımsal kredileri veriyorlar. Diğer yerli bankalardan ucuz. Çünkü amaç ipotek almak. Bu toprakları orduları ile işgal edemeyenler, topla, tüfekle zapt edemeyenler, şimdi ipotekle toprak kazanmaya, topraklarımızı İsrail’e, Yunanistan’a katmaya gayret gösteriyorlar. Buradan Türkiye’yi yönetenlere sesleniyorum. Kendi çiftçine sahip çıkmazsan, ona uygun kredi vermezsen, borçlarını ödeyemeyecek duruma gelenin faizini silmezsen, ona tarımsal destekleri vermezsen, günü geldiğinde de onu başkalarına ipotek ettirirsen işte esas beka sorunu budur. Biz bu beka sorununu görüyoruz. Çözmek için de kolları sıvayacağız” diye konuştu. Özel, şunları kaydetti:

“ÇIKARDIĞINIZ KANUNA UYUN YETER”

“Aslında çiftçilerimizin son bir yılda borcu yüzde 88 artmış, çiftçilerimizin toplam borcu 652 milyar liraya ulaşmış durumda. Bir yılda neredeyse iki katına çıkmış durumda. Çiftçi geçen seneye kadar ne kadar zordaysa, geçen seneden bugüne bir o kadar daha zora girmiş. Aslında çare tarımsal desteklemenin artırılmasıdır. 2004 yılında kanun çıktı. Kanuna göre gayri safi milli hasılanın yüzde 1’inin çiftçilere tarımsal destek olarak verilmesi lazım. Ama binde ikisini bile vermiyorlar. Tam 20 senedir verilen sözü tutmuyorlar. Üreticimizin sadece geçen sene alacağı 178 milyardır. Bu sene, 2024’te gayri safi milli hasılanın yüzde 1’i 410 milyar lira. Eğer bu 410 milyar lira destekleme olarak sizlere dağıtılacak olsa, sorunların çok büyük bir kısmı çözülür. Bu para bankalardaki tarımsal kredilerin faizini kapatmaya, bu para bankalardaki tarımsal kredileri beş yıla yaymaya yetiyor ve artıyor dahi. Ama buradan iktidara sesleniyorum. Bu, çiftçinin yüzünü güldürmek için Türkiye’nin tekrar kendi kendine yeten bir tarım ülkesi olması için, toprakların ekilemez, dikilemez hale gelmemesi için, Türkiye’de kıtlık olmaması, tarımda dışa bağımlı olmaması için şunu yapın, bunu yapın demiyorum. Çıkardığınız kanuna uyun yeter.”

“ELDE KALAN ÜRÜNLERİN TAMAMINI DEVLET ALMALI”

“Ayrıca biz CHP olarak tarımsal sulamada kullanılan elektrikten bütün vergileri kaldırmayı, güneş enerjisi ile tarımsal sulamaya elektrik desteği sağlamayı, sulamada kullanılan elektrik borçlarının birikmiş faizlerini silmeyi, yıl içindeki ödemeleri faizsiz şekilde ürün hasadından sonra yapmaya olanak tanımayı, havza bazlı üretim modeline geçmeyi, çiftçiden ÖTV’siz, KDV’siz mazot kullanabilmesi için gerekli düzenlemeleri yapmayı, yeme, gübreye değil öyle zam, sübvansiyon ve destekleme uygulamayı, çiftçinin elinde kalan ürünlerin tamamının devlet tarafından alınmasını mutlaka öneriyoruz. Şimdi burada. Hepinizin önünde. Ömer Eşki Başkanımı yanıma davet ediyorum. Başkanım gel. 12 köy var. 12 köyde çeşitli şeyler üretiliyor. Burada kiraz üretiliyor, üzüm üreten yerler var. Buğday eken yerler var. Ama herkes bir şey üretiyor. Satmaya çalışıyorlar. Satarlarsa Allah bereket versin. Satmazlarsa ne yapacaksın söyle? Ömer’in yönettiği ilçede 12 köyde dalında, ambarda, kasada ürün kalmayacak. Fiyatı beğenirseniz satarsınız. Paranızı cebinize koyarsınız. Ürün satılmıyorsa, ürün bizimdir. Alacağız, Bornovalılara satacağız. Söz veriyoruz. Ayrıca eğer sizin ürettiğiniz üründen Bornova’da yiyemeyen aile varsa, onu alabilene satmak yerine ilk önce ihtiyaç sahiplerine de dağıtacağız. Söz veriyoruz.”

“TÜRKİYE’NİN YÜZDE 65’İNİ CHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARINA EMANET ETTİLER”

“Beşyol’un güzel insanları, komşu köylerin değerli çiftçileri, köylüleri. Burası benim köyüm Manisa’da ovada, Hacıhaliller, burası da kendi memleketimiz gibi bildiğimiz çok özel bir yer. Burada şunu hatırlatarak sözlerimi tamamlayım. Biz 31 Mart seçimine giderken dedik ki destek verin, belediye başkanlarımızı seçin, bu bir genel seçim değil yerel seçim, hem temiz ve dürüst başkanlar seçin, hem de bu iktidara tepkinizi gösterin. Emekliler sesimizi duydu, atanmayan öğretmenler, işçiler, memurlar, çiftçiler. CHP’yi 47 yıl sonra birinci parti yaptılar. Türkiye’nin yüzde 65’ini CHP’li belediye başkanlarına emanet ettiler. O günlerde söz vermiştik, dedik ki siz eğer bizi güçlendirirseniz, biz sizin sesinizi duyacağız. Biz sizin sesinizi Türkiye’ye duyuracağız. Ne oldu? Önce atanmayan öğretmenler, 68 bin atama beklerken 20 bin atama yapacağız dediler, mülakatı kaldırmaya söz verip, sonradan sözlerini unutup mülakata devam dediler. Çıktık. Atanmayan öğretmenler için miting yaptık. 31 Mart’tan sonra ilk miting. Sonra dedik ki 10 bin lira emekli maaşı ile kimse geçinemez. 10 bin lira emekli maaşı ile geçim olmaz. Bunu asgari ücrete çıkarın dedik. Dinletemedik. Ankara’da tarihin en büyük emekli mitingini, bir siyasi partinin yaptığı ilk emekli mitingini hep beraber gerçekleştirdik. Ardından çay fiyatı bekleniyordu. Fiyat iyi olunca, Cumhurbaşkanı açıklıyor. Tarım Bakanı açıklıyor. Gece yarısı Çay-Kur’un hesabından tweet attılar. Çay fiyatını 17 lira ilan ettiler. Maliyetine 19 lira, 21 lira diyen var. Maliyetin altına fiyat verdiler. Koştuk ve gittik. Rize Cumhuriyet Meydanını tıka basa doldurduk. Hiçbir siyasi partinin toplayamadığı kalabalığı topladık. Çay üreticisinin sesini duyduk. Bütün Türkiye’ye duyurduk.”

“SOKAKLARA VE MEYDANLARA ÇIKIYORUZ”

“Dün değil evvel gün hububat fiyatları açıklandı. Buğdaya öyle bir fiyat verdiler ki. Geçen sene 8 lira 50 kuruş olan buğday, mazot yüzde 100 artmış, gübre yüzde 150 artmış, ilaç artmış, her şey artmış ama buğday fiyatı yüzde 12 artmış. 9,5 lira verdiler. Maliyet 11 lira. Bu öl demek. Aç kal demek. Borcunu ödeyeme, haciz gelsin demek. O yüzden biz buna karşı çıkıyoruz. Buradan, Beşyol’dan Türkiye’deki tüm çiftçilere sesleniyorum. Önümüzdeki Cuma günü Trakya’ya gidiyoruz. Tekirdağ’a gidiyoruz. Buğday üreticisinin isyanını duyuyoruz, bütün Türkiye’ye duyuruyoruz. Mücadelemiz sürecek, sonuna kadar sürecek. Bu talepleri iktidara önce söylüyoruz. Uyarıyoruz, doğru yolu gösteriyoruz. İnat ederlerse mutlaka sokaklara ve meydanlara çıkıyoruz. Halen daha inat ederlerse sorunları da çaresini de biliyoruz. Merak etmeyin çok yakında iktidara geliyoruz. Festivalin güzel, neşeli ve eğlenceli geçmesini, ürününüzün emeğinizin karşılığını alacak şekilde değerlenmesini, alnınızın terinin karşılığını almanızı, çoluğunuz çocuğunuzla birlikte güzel ve iyi bir yaşam sürebilecek günlere tez zamanda kavuşmanızı diliyorum. Hepinizi CHP adına sevgi ve saygı ile selamlıyorum.” dedi

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r
error: Content is protected !!