İYİ Parti Samsun milletvekili Erhan Usta Türkiye Büyük Millet Meclisinde “Çalışan ve Emekliler İçin Refah Paketi” konusunda bir konuşma yaparak tüm milletvekillerden bu konuda destek istediklerini söyledi
Çalışan ve Emekliler İçin Refah Paketi 4 ana başlıkta topladıklarını söyleyen Erhan Usta “çalışanların ve emeklilerinin çığlıklarını duymayan kalmadı bu işin bir kurala bağlanması gerekir dedi
Erhan Ustanın açıklamaları şöyle ; Arkadaşlar, tabii, sıkıntıyı anlatmaya gerek yok, sıkıntı biliniyor zaten yani gerçekten emeklilerin çığlığı, emeklilerin sıkıntısı artık arşa yükseldi. İşte, Diyanet fetva verdi zekât verilebileceğine, fitre verilebileceğine ilişkin. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde biz hiç bunlarla karşılaşmamıştık. Şimdi, dolayısıyla sıkıntılardan ziyade önerilerimize hemen geçmek istiyorum ben. Altı tane unsurda biz burada iyileştirme öngörüyoruz. Bunlardan birincisi, bir defa, bir vergi dilimi zulmü var; 2000 yılından itibaren geriye doğru baktığımızda değerli arkadaşlar, kanun şunu söylüyor, diyor ki: Vergi dilimleri, yeniden değerleme oranında artırılır ama burada Hükûmete de bir yetki veriyor, Hükûmet bunu zaman zaman altında artırmış ve dolayısıyla adı konulmamış bir şekilde -yani vergi oranını değiştirmiyorsunuz ama- efektif vergi yükünü değiştirecek bir durum ortaya çıkmış. Nasıl olmuş mesela?
Şimdi, eğer 2000 yılından itibaren normal yeniden değerleme oranında artırılmış olsaydı ilk vergi diliminin o limiti 158 bin lira, bugünkü 158 bin lira değil, 415 bin lira olacaktı; düşünebiliyor musunuz? 158 bin lira ile 415 bin lira arası 5 puan fazla vergilendiriliyor, güya kanunen yapılan bir şey de yok. Yani vergi kanunla konulur, Anayasa’ya da aykırı. Dolayısıyla, biz bunun düzeltilmesini öngörüyoruz. Geriden itibaren düzeltelim bunları, bugün 415 bin lira olsun ilk dilim. Bunun anlamı nedir? Bu, özellikle orta ve ortanın biraz üzerinde olan çalışanları etkileyecek bir husus, yıllık gelirlerinin, 20 bin lira civarında net gelirinin artması sonucunu doğuracaktır ama bundan da daha önemlisi, vergide adalet açısından bu son derece önemli olacaktır, bir nebze çalışanları rahatlatacaktır.
İkinci önemli konu asgari ücret. Asgari ücret belirlenmesinde, değerli arkadaşlar, hiçbir kural yok maalesef Türkiye’de. Seçim dönemlerinde hükûmetler bunu biraz yüksek belirliyor. Seçim olmayan yıllarda işçiyi mağdur edecek şekilde bir asgari ücret belirlenmesi olayı söz konusu. Komisyonda da zaten asgari ücretli temsil edilmiyor yani orada hiçbir asgari ücretli falan da yok; o ayrı bir konu.
Şimdi, bizim buradaki önerimiz, kurala bağlayalım bunu, kural da şu olsun: 1 Aralıkta Türkiye millî gelirini açıklıyor, millî gelirde bir büyüme rakamı var, değil mi? Adı üzerinde, gelir. Millî gelir, cari fiyatlarla 1 Aralıkta açıklanan üçüncü çeyrek millî gelir ne kadar arttıysa yıllık bazda aynısı Asgari Ücret Tespit Komisyonunda asgari ücret artışı için baz teşkil etsin. Yani çok haklı bir talep, çok yerinde bir talep. Gelir ne kadar büyüdüyse çalışanın gelirini de aynı oranda artıralım. Nihayetinde bunu kim açıklıyor? Türkiye İstatistik Kurumu açıklıyor. Çünkü diğer türlü ne oluyor? Baskılanmış, makyajlanmış enflasyon rakamları üzerinden bu tartışma yürüdüğü zaman veya işte, gelecek enflasyon, geçmiş enflasyon tartışması yürüdüğü zaman çalışanların ciddi bir mağduriyeti oluyor. Burada bu yapılmış olsaydı, mesela bu yıl asgari ücret 29 bin lira olacaktı ama bunu gelecek yıldan itibaren yapabiliriz.
Üçüncü husus, en düşük emekli maaşının asgari ücret düzeyine çıkarılması. Bu bir anda yapılamayacağından dolayı biz kanun teklifimizi şu şekilde hazırladık arkadaşlar: Yarın sanki bu ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenecekmiş gibi bir mesuliyet içerisinde hazırladık. Dolayısıyla, burada bir kademeli geçişle beş yıllık bir dönemin sonunda en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılmasını öngörüyoruz.
Memur emeklisine söz verilen o seyyanen artışın yapılması kanun teklifimizin diğer bir maddesi. Bunun yapılması durumunda çalışanlara verdiğinizin yarısı kadar verilmesini söylüyoruz. Memur emeklisine 8.088 liranın aylık olarak yansıtılması gerektiğini ifade ediyoruz.
Diğer bir husus; bu da önemli bir şey, şimdi, biliyorsunuz, enflasyonu yüzde 21 olarak Hükûmet koydu, hemen iki gün sonra yüzde 24 olarak güncelledi yani yüzde 24’ün de tutmayacağı zaten çok açık bir şekilde ortada ama ocak ayında artışlar yüzde 21’e göre yapıldı. Dolayısıyla, bu güncelleme farkının da bugün itibarıyla ocaktan itibaren çalışanlara ve emeklilere verilmesini söylüyoruz; 5 puanlık bir fark olması.
Son konu olarak da bayram ikramiyesi meselesi. Zaten yani çok net bir şekilde burada bir mağduriyet var. İster bakın, Diyanetin kurban fiyatı üzerinden, ister dolar, ister altın, ister gıda fiyatı enflasyonu, neyin üzerinden bakarsanız bakın, bugün en azından bayram ikramiyesinin 11-12 bin lira olması gerekir. Diyanetin kurbanı üzerinden bakarsanız 16 bin lira olması gerekirdi ama 4 bin lira yani 2018 yılında ilk verildiğinde, bakın, bir bayram ikramiyesi bin lira, kurban 850 liraymış; Diyanetin yurt içi kurbanı arkadaşlar, yüzde 18 de fazlasıymış. Bu verilenle, 4 tane ikramiye, 4 kişi yan yana gelecek, 1 tane kurban ancak kesebiliyor, böyle bir erime var. Bunun düzeltilmesi lazım. Bizim buradaki -yine kural bazlı bir şey yapalım diyoruz- yapmak istediğimiz şey de her bayramda asgari ücretin yarısı kadar bayram ikramiyesi verilsin, kural bazlı olsun.
Bu bir lütuf olmaktan çıkarılsın, bunu lütuf gibi kimse kimseye vermesin, emeklilerimiz de rencide olmasın. Maliyetini hesap ettik değerli arkadaşlar, detayı için vaktim yok. 1,1 trilyon lira bir maliyeti var; kendi içerisinde 350 milyar lira bir geliri var, onu düştüğümüzde net maliyeti 735 milyar liradır. Hani diyorlar ya “Sırtında yumurta küfesi yok.” filan, öyle değil; biz o sorumluluk içerisinde hareket ettik, kaynağı da bütçenin içerisinde. Çok kısa kaynaklarını da söylüyorum. Zaten 1,1 trilyon lira harcama yapıldığı zaman 130 milyar lira bir ÖTV, KDV tahsilatı olacak; kamu harcamalarından yüzde 20 tasarruf ediyoruz; sadece cari harcamalardan 200 milyar lira geliyor; kamu iş birliği projelerinden çok net bir şekilde 70 milyar tasarruf imkânımız var, onu koyuyoruz; irrasyonel ekonomi politikalarından vazgeçilmesi durumunda bir 200 milyar da oradan tasarruf ediyoruz; Çinli Trendyol’un cebine bıraktığımız 46 milyar lirayı geri alıyoruz ve kayıt dışılığın 1 puan düşürülmesiyle de 110 milyar lira gelir elde ediliyor.
Bu paketin, bakın, bu önemli paketin bütün maliyeti, şu dediğimiz, yapılması çok kolay, çok mümkün olan tedbirlerin alınması durumunda kaynağı da bütçenin içerisinde var. Ben Genel Kurulu bu anlamda bilgilendirmek istedim. Tabii, bizim Başkanlıktan beklentimiz bu kanun teklifinin bir an evvel gündeme alınmasıdır.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.
BÖLGE
5 saat öncePOLİTİKA
6 saat öncePOLİTİKA
10 saat önceGÜNDEM
10 saat önceBÖLGE
10 saat önceBÖLGE
1 gün önceDÜNYA
1 gün önce