Gemlik’te temmuzda temeli atılan yerli otomobil fabrikasında hummalı bir çalışma var. Gebze’deki merkezde de ekipler hiç durmuyor. Gemlik’te fabrikanın zemin güçlendirme çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Türkiye’nin Otomobili TOGG’un CEO’su Gürcan Karakaş, “Süreçte hiçbir gecikme yok” diyor.
Sabah’tan Feride Cem’in röportajı:
Kendilerini 24 saat sahnedeymiş gibi hissettiklerini anlatan Karakaş, Avrupa’da birçok ülkenin gözünün TOGG’da olduğunu vurguluyor. Karakaş’la yerli otonun yolculuğunu konuştuk…
Türkiye’nin 60 yıllık rüya projesinin başında olmak nasıl bir duygu?
Bir teknoloji ürününü sıfırdan yapmak her mühendisin hayalidir. Herkese nasip olmaz. Aracın kendi ülkemiz için yapılıyor olması heyecanımızı katlıyor. Dünyada örneği çok az olan bir proje yapıyoruz. Çekirdek mobilite ekosisteminin kurulumundan bahsediyoruz. 60 yıllık bir otomobil rüyasının devamı var. Onun tamamlanması var. Kendimizi her zaman 24 saat sahnedeymiş gibi hissediyoruz. Bize göre bir rüyanın tamamlanması, hayata geçmesi konusunda bir vazifemiz var. Bu bize müthiş bir enerji veriyor.
Kaç kişilik bir ekipsiniz?
195’i mühendis, toplam 215 kişiyiz. Kısa süre sonra aramıza ağırlığı mühendis 15-20 kişi daha katılacak. Çalışanlarımızın çok önemli bir kısmı uluslararası projelerde görev almış kişiler. Yabancılar da var ekibimizde. Tersine beyin göçü yapıyoruz. Amerika ve Avrupa’dan gelen arkadaşlarımız var. Tesla ve Faraday Future’da çalışmış tecrübeli Türk bir arkadaşımız katıldı aramıza. Görüştüklerimiz, anlaşma yolunda olduklarımız da var. Konusunda uzman, yetkin insanları neredeyse bulup getiriyoruz. Şu anda İK havuzumuzda 30 binden fazla başvuru var. 2023’te 500’ü rahat geçeriz. Projenin toplam istihdam sayısı ise 4.300’den fazla. Yeni mezunları almak için 1-2 yılımız var. Fabrika için mavi yakalı alımına henüz başlamadık.
Yurt dışından da takip ediliyor mu bu yatırım, ‘Türkler ne yapıyor’ diyorlar mı?
Elbette ediliyor. Google’de aratırsanız görürsünüz. Birkaç haftadır Almanya’nın dergilerinde sürekli biz çıkıyoruz. Hatta Alman gazeteler, ‘Uyuyorsunuz siz, nanoteknolojiler gelişiyor’ diyorlar. Bu eleştiriyi Türkler üzerinden değil de Almanlar’ın tutumları üzerinden yapıyorlar. Gücümüzü abartmak için söylemiyorum ama gözleri üstümüzde, bizi takip ediyorlar. Piyasaya girdiğimiz andan itibaren Avrupa’nın elektrikli araç olarak tasarlamış ilk şirketi olacağız.
Size en büyük eleştiri de yerlilik konusunda yapılıyor. Yeterince yerli olmadığınız söyleniyor…
Yeni bir ürün geliştirmek için 15 yıl vaktiniz ve sonsuz kaynağınız olursa elbette bir otomobil yüzde 100 yerli olabilir. Bazı komponentler yurtdışında 39-40 milyon adet üretiliyor. Hedef kapasitemiz olan 175 bin adet için bu yatırımı yapmak ticari olarak mantıklı değil. Küresel boyutta rekabet edecek bir marka üretmek için yola çıktık. Yerli olsun diye fiyatının iki katına üretim yaparsan ticari anlamda da mantıklı olmaz. Burası neticede ticari bir işletme. Yerlilikte kendimize ve devletimize verdiğimiz sözü tutmamız lazım. Yüzde 51 yerlilik diyoruz. Bu oran yeni başlayan bir şirket için acayip iyi bir rakam.