EĞİTİM SİSTEMİ DENEME TAHTASINA ÇEVRİLDİ
Gençlik bir cevherse, o cevherin işleneceği süreç de eğitim sistemidir.
18 yıldır ülkeyi aynı iktidar, aynı anlayış yönetiyor.
Ama 18 yılda eğitimde 7 kere bakan, neredeyse 77 kere de sistem değişti.
Değişen bakanların hepsi de, bir önceki sistemi eleştirip, yeni bir sistem getireceğini söyleyerek göreve başladı.
Sonuç? Hepsi hüsran. Hepsi hayal kırıklığıyla sonuçlandı.
Maalesef Cumhuriyet tarihinin bu konuda en çok yanılan iktidarıyla karşı karşıyayız.
Bizzat kendileri istisnasız, hemen her konuda “yanılmışız” dediler.
Reform diye getirdikleri her sistem bir öncekini mumla arattı.
Gariplik şurada ki; yapanlar da kendileri şikayet edenler de…
Ancak eğitim başka yanlışlara benzemez.
Eğitimde yapılan bir yanlış gelecek 50 yılınızı, gelecek 100 yılınızı etkiler.
GENÇLER SINAVA HAZIRLANMAKTAN HAYATA HAZIRLANAMIYOR
LGS, OKS, SBS, TEOG, YDS, YGS, LYS, DGS, TUS, DUS, LES, ALES, KPDS, KPSS…
Sayarken dilimiz bile dönmüyor…
Bunlar Türkiye’de uygulanan sınav sistemlerinin isimlerinden bazıları…
Çocuklar at yarışı gibi bir sınavdan öbürüne koşturuluyor.
Sınavlara hazırlanmaktan bir türlü hayata hazırlanamıyorlar.
EĞİTİM PARTİLER ÜSTÜ BİR KONUDUR
Hepimiz biliyoruz ki; eğitim 7’den 70’e toplumumuzun tamamını ilgilendiren bir konudur.
Uzun yıllardır kapsamlı ve bütüncül politikalar üretilemediği için maalesef ülkemizde eğitim meselesi adeta bir kangrene dönüşmüş bulunuyor.
Gönül isterdi ki eğitim deyince ülkemizin başarılarından, dünyaya model olmasından bahsedelim ama maalesef önümüzdeki veriler böyle bir tablo ortaya koymaktan oldukça uzaktır.
Eğitim geleceğimizdir ve milli eğitim memleketin en önemli meselelerindendir.
Saadet Partisi olarak milli eğitimi, memleketimizin en başta gelen meselesi olarak görüyoruz ve bu konuda atılması gereken adımların, ülkemizin bekası gözetilerek, siyaset üstü bir anlayışla ele alınması gerektiğine inanıyoruz.
TESBİT-TEŞHİS ve ÖNERİLERİMİZ
Eğitim konusunun öneminden dolayı Saadet Partisi olarak bu konuya ilişkin kapsamlı bir kamuoyu araştırması yaptık.
Bu çalışmanın sonuçlarını kısaca paylaşmak, akabinde konuya ilişkin kanaatlerimizi ve önerilerimizi somut olarak ortaya koymak istiyorum.
Saadet Partisi olarak 1 Ağustos – 17 Eylül 2020 tarihleri arasında Türkiye’deki 81 ilde ikamet eden 1.333 öğrenci, 1.197 öğretmen, 1.333 veli olmak üzere toplam 3863 kişiyle bir saha çalışması gerçekleştirdik.
Söz konusu araştırmanın sonuçlarının tamamını toplantımızın hemen akabinde bir rapor olarak basın mensuplarımızla paylaşacağız; fakat ben önemli birkaç hususun altını çizmek istiyorum:
Bu oranın bu derece yüksek olması çok düşündürücüdür ve birçok toplumsal sorunun işaretidir.
Vatandaşlarımızın 4’te 3’ü eğitim sisteminin çocukları hayata hazırlamadığını ifade etmektedir. Bu oran öğretmenler arasında bile yüzde 80’leri aşmaktadır.
Katılımcıların yüzde 67’si, okulda verilen öğretimin akademik başarı için yeterli olmadığını düşünmektedir.
Okulların fiziki özellikler ve teknik donanım açısından yetersiz olduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 70’leri aşmaktadır.
Öğretmenlerimiz, maaşlarını ve özlük haklarını yetersiz bulmaktadır.
Ücretli/sözleşmeli, kadrolu gibi ayrımlar da başka bir eşitsizlik durumu ortaya çıkarmaktadır.
SONUÇ OLARAK
Bu tablo göstermektedir ki; eğitim sistemimiz büyük bir kaos ve belirsizliğin içine yuvarlanmıştır.
Eğitimimiz gerçek hayattan kopmuştur ve vatandaşlarımız ümitsizliğe sürüklenmiştir.
Ortaya konulan süslü lafların aksine birçok okulumuz teknik ve fiziksel olarak yetersiz durumdadır.
Milli Eğitim Bakanımız Sn. Ziya Selçuk’a duyulan kısmi güven ve var olan iyimser algı da, beklentilerin somut adımlarla desteklenmemesi nedeniyle zamanla azalmaya başlamıştır.
EHLİYET VE LİYAKAT EN ÖNEMLİ PROBLEM
Esasında problemlerin en önemli nedenlerinden bir tanesi ehliyet ve liyakate önem verilmemesidir.
Öğretmenlerin mülakata mahkûm edildiği, yönetici atamalarının siyasi partilerden referans bulmaya kaldığı, yöneticilerin keyfi kriterlerle belirlendiği bir ortamda eğitim sisteminin bu noktaya sürüklenmesi kaçınılmazdır.
EĞİTİM RAPORUMUZ
Bu noktada Saadet Partisi olarak Milli Eğitim alanındaki temel tespit, teşhis ve önerilerimizi içeren 21 maddelik Eğitim Manifestomuzu milletimize arz etmek ve yetkililere iletmek istiyoruz.
İnanıyorum ki; Türkiye bu tespit ve önerileri hayata geçirebildiği ölçüde, 2023’e de, 2053’e de daha emin ve sağlıklı adımlarla yürüyecektir.
TARIM VE HAYVANCILIK
15 saat önceDÜNYA
15 saat önceGÜNDEM
20 saat önceEKONOMİ
20 saat öncePOLİTİKA
20 saat önceEKONOMİ
20 saat önceGÜNDEM
21 saat önce