Türkiye’de süt üreticileri her geçen gün daha fazla çıkmazın içine giriyor. Yem fiyatlarının kontrolsüz artışı, yüksek enflasyon, düşük taban fiyatlar ve artan borç yükü üreticilerin belini büküyor. Hane halklarının %71’inin ek gelirlerle ayakta kalmaya çalıştığı kırsalda, genç nüfus da besicilikten uzak duruyor. Uzmanlara göre kırsaldan kente göçün temel sebebi ise net: “Emek çok, kazanç az; risk yüksek, destek düşük.”
Haberin Yıldızı-Haber Merkezi
Açıklanan çiğ süt taban fiyatlarının, artan üretim maliyetlerini karşılamadığını dile getiren üreticiler, günden güne borç batağına sürüklendiklerini söylüyor. Özellikle kırsalda yaşayan küçük üreticiler, artan yem ve enerji maliyetleri nedeniyle ayakta kalmakta güçlük çekiyor.
Durum adeta “içi su dolmuş bir tekneyi kovayla boşaltmaya” benzetiliyor; üretici ne kadar çabalasa da maliyet dalgaları gelirini batırıyor.
Tarım uzmanları, kırsaldaki nüfusun giderek yaşlandığını, gençlerin üretimden uzaklaştığını vurguluyor. Türkiye’nin gıda güvenliği için süt üreticilerinin ayakta kalması gerektiğini belirten uzmanlar, acil destek politikalarının uygulanması gerektiğinin altını çiziyor.
Haber merkezimizin konuştuğu üreticiler, yaşadıkları zorlukları şu sözlerle dile getirdi:
📌 Mehmet K. (Amasya, 52 yaşında):
“40 yıldır hayvancılıkla uğraşıyorum. Eskiden süt üretmek ailemizi geçindirmeye yetiyordu. Şimdi ise yem fiyatları üçe katlandı, elektrik ve mazot maliyetleri ortada. Çiğ süt taban fiyatı bizim maliyetimizin çok altında kalıyor. Böyle giderse inekleri kesime göndermek zorunda kalacağız.”
📌 Ayşe Y. (Burdur, 47 yaşında):
“Sabahın 5’inde kalkıp ahıra giriyoruz. Gün boyu ineklerle uğraşıyoruz ama emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Çocuğum üniversiteyi bitirdi, köyde kalmak istemiyor. Gençlerin köyden göç etmesine şaşırmıyorum, çünkü burada gelecek yok.”
📌 Hasan D. (Konya, 61 yaşında):
“Bankaya olan borçlarımız katlanarak artıyor. Kredilerle yem alıyoruz, süt satıp borcu kapatamıyoruz. Bizim yaşımız geçti, ama gençler bu işi devam ettirmek istemez. Devletin destekleri yeterli değil. Üretici bitiyor.”
📌 Emine Ç.(Balıkesir, 39 yaşında):
“Ben kadın üretici olarak hem evle ilgileniyorum hem de hayvanlarla. Sütü ucuza satıyoruz ama yoğurt, peynir markette ateş pahası. Aradaki farkı kim kazanıyor? Bizim alın terimiz boşa gidiyor.”
📌 Ahmet Ş. (Kars, 28 yaşında):
“Genç bir üretici olarak başladım ama şimdiden pişmanım. Kâr yok, risk çok. Arkadaşlarım şehirde asgari ücretle çalışıyor, en azından maaşlarını düzenli alıyorlar. Burada bütün gün çalışıyoruz ama kazanç yok. Böyle devam ederse ben de göç edeceğim.”
📌 Hüseyin Ş. (Aydın, 57 yaşında)
“Eskiden köyde düğünlerde insanlar hayvancılıkla övünürdü. Şimdi herkes ineklerini satıyor. Çünkü destekler yetersiz, risk çok yüksek. Sütü satamıyoruz, yem pahalı, mazot pahalı. Bu iş, artık bile bile zarara koşmak gibi.”
📌 Mustafa K. (Balıkesir, 61 yaşında)
“Bankaya borcum var. Krediyi ödemek için ek gelir bulmaya çalışıyoruz. Hanemde oğlum taksi şoförlüğü yapıyor, ben de pazarda süt ürünleri satıyorum. Ama buna rağmen borç bitmiyor. Devletin destekleri kâğıt üzerinde güzel, pratikte yetmiyor.”
BÖLGE
4 saat önceAKTÜEL
5 saat önceDÜNYA
6 saat önceDÜNYA
7 saat öncePOLİTİKA
1 gün önceBÖLGE
1 gün öncePOLİTİKA
1 gün önce