Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arifiye 1. Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü’nü ziyaretinde yaptığı konuşmada, fabrikanın 1973 yılından beri orduya hizmet verdiğini hatırlatarak, “Esasen BMC burada, sermayesinin tamamı devlete ait olan ASFAT şirketinin işletmecisi konumundadır. Altını çizerek tekrar ediyorum; fabrikamızın mülkiyeti Hazinenin, tahsisi Millî Savunma Bakanlığımızındır. Yani burası devletin malıdır, tapusu devlettedir, öyle de kalacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde yaptığı konuşmada, fabrikanın, 1973 yılından beri orduya hizmet verdiğine işaret ederek, tesisi yaklaşık 4 yıl önce 1. Ana Tamir Fabrika Müdürlüğü adıyla Millî Savunma Bakanlığı bünyesine aldıklarını hatırlattı.
Fabrikanın işletmesini yürüten firmanın, Türk firması olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan işçilerin kadrolarının, Millî Savunma Bakanlığı’na bağlı ASFAT’ta olduğunun altını çizerek, fabrika kadrosundaki hiçbir çalışanın hak kaybına uğramadığını vurguladı.
“FABRİKAMIZIN MÜLKİYETİ HAZİNENİN, TAHSİSİ MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞIMIZINDIR”
BMC’nin, sermayesinin tamamı devlete ait olan ASFAT şirketinin işletmecisi konumunda olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Altını çizerek tekrar ediyorum. Fabrikamızın mülkiyeti Hazine’nin, tahsisi Millî Savunma Bakanlığımızındır. Yani burası devletin malıdır, tapusu devlettedir öyle de kalacaktır. Fabrikanın işletmesini yürüten firma Türk firmasıdır. Burada çalışan işçilerimizin kadroları Milli Savunma Bakanlığımıza bağlı ASFAT’ta bulunmaktadır. Dolayısıyla fabrika kadrosundaki hiçbir çalışanımız hak kaybına uğramamıştır. Üretim eskiden olduğu gibi Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda askerlerimizin kontrolünde devam etmektedir. Fabrikayla ilgili her türlü denetim yetkisi Millî Savunma Bakanlığımıza aittir. Firmanın yabancı ortağı sadece finansal ortaktır. Hani diyorlar ya ‘Katar, Katar, Katar’. Evet, Katar buranın finansal ortağıdır, yüzde 49’uyla. Yüzde 51 Türk ortaklara aittir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrikanın Türk ortağı Fuat Tosyalı’nın firmasının, Türkiye’nin demir çelikte en önemli şirketlerinden olduğunu dile getirerek, fabrikanın fiili yönetiminde Tosyalı Holding dışında bir ortak olmadığını kaydetti. Fabrikanın işletmesini yürüten Türk şirketinin yönetim yapısının da yakın zamanda değiştiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık buradaki çalışmaların ülkenin önde gelen demir çelik sanayicilerinden olan Tosyalı Holding tarafından sürdürüleceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Her kim bu fabrikanın satıldığını, hele hele yabancılara satıldığını iddia ediyorsa bilin ki yalan söylüyor. Yani Bay Kemal işi gücü akşam yalan, sabah yalan. İşte daha yeni. Ne diyor? Katar’ın çocuklarını, gençlerini tıp fakültesine biz sınavsız alıyormuşuz. Yok, böyle bir şey, yok. Buna desek ki gel bunu ispat et. Hangi Katarlı öğrenciyi biz üniversitelerimize veya tıp fakültesine sınavsız aldık. İspat et. Hukukta bir kaide var. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer iddianı ispat edemezsen namertsin. Bunu ispat edeceksin. Yok, böyle bir şey, olamaz. Sen bizim gençlerimize hakaret ediyorsun. Saygısızlık yapıyorsun. Bir gün önce bunu açıklıyorsun, bir gün sonra imtihanlar var. Böyle bir şey olabilir mi?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Türküsü’nün “Kim diyor suya vurulmaz perçin” dizelerini anımsatarak, “Hele hele bu itham üzerinden her kim ülkemizi ve ordumuza iftira atıyorsa bilin ki devlet ve millet düşmanıdır. Nitekim bu fabrikayla ilgili yalan ve iftiraları pervasızca tekrarlayan CHP’nin başındaki bu zat, yargı tarafından tazminat cezasına da çarptırılmıştır. Tabii bunlarda yalan söylemek ve iftira atmak konusunda Allah korkusu da kuldan utanma da olmadığı gibi yargı kararlarına saygı da yoktur. Nitekim aynı yalanları sürekli tekrarlayıp duruyorlar. Milletimiz bu yalancıları 2023 seçimlerinde bir kez daha sandığa gömerek hak ettikleri cevabı verecektir” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “6 ay sonra seçim var” ifadelerini hatırlatan Erdoğan, “Sen bu 6 ayı daha çok konuşursun. Bizim seçim tarihimiz belli, Haziran 2023. Bu leblebi, çekirdek işi değil. Siyaset dürüstlük ister, siyasette dürüst olacaksın. Ama dürüstlük bunların semtine uğramamış” diye konuştu.
“GEÇTİĞİMİZ YIL İTİBARIYLA YENİ NESİL FIRTINA OBÜSLERİMİZİN ÜRETİMİNE BAŞLADIK”
Arifiye’deki fabrikada “Fırtına Obüsü”, “Poyraz mühimmat aracı” tasarımı, üretimi ve entegrasyonu çalışmalarının yürütüldüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede tırtıllı araçlara ait palet ve askı donanımlarının tasarım, imalat ve bununla ilgili yenilemesi konusundaki en önemli entegre tesisin burada olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yanında fabrikada kamu ve sivil kuruluşların optik sistem ihtiyaçlarını tasarlayan bir atölyenin de bulunduğunu, fabrikada yıllarca çeşitli modellerdeki tankların, obüslerin modernizasyonları, mekanik ve elektronik kalibrasyon hizmetlerinin yapıldığını aktardı.
“ALTAY TANKI’NIN ÜRETİMİNİ DE ARİFİYE’DE YAPMAYI PLANLIYORUZ”
Ayrıca Altay Tankı’nın üretimini de burada yapmayı planladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi yazılımdaki gençlerimize sordum, dedim, ‘Ne zaman bitiriyoruz bu işi?’ ‘En kısa zamanda.’ diyorlar. En kısa zaman ne zaman? Artık bize bunu söyleyin. Tabii kendilerine en sonunda şunu söyledim. Dedim ki, ‘2023’ün başında bunu yetiştirmeye var mıyız?’ Siz var mısınız?’ Evet, maşallah. Biz de bütün ekibi inşallah sıkıştıracağız ve hedef buradan Altay’ın bir defa inşallah 2023’ün başında orduya teslim törenini yapacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BMC’nin istihdam ettiği ilave mühendislerin de katkısıyla buradaki diğer faaliyetleri yürütmenin yanında, ülkenin yerli ve millî tank projesini de gerçekleştireceğini belirterek, şunları kaydetti: “Her ne kadar burası bir palet fabrikasıysa da ama inşallah tankı da burada üreteceğiz. Bu donanım da burada var. Tabii biz bu fabrikanın yabancısı değiliz. Yaklaşık 9 yıl önce, 15 Kasım 2012’de burada 244. Fırtına Obüsümüzün gövde kaynağını, belki o günü yaşayanlar vardır, sizlerle birlikte atmıştık. Bu fabrikamızda 2016 yılına kadar 280 Fırtına Obüsü üretilerek Türk Silahlı Kuvvetlerimizin hizmetine verildi. Türkiye’nin sınırlarının korunmasında ve sınır ötesi harekâtlarında adeta destan yazan Fırtına Obüslerinin üretiminde emeği, alın teri olan herkese şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Geçtiğimiz yıl itibarıyla yeni nesil Fırtına Obüslerimizin üretimine başladık. İnşallah bundan sonra kahraman topçularımız çok daha güçlü, çok daha donanımlı bir şekilde düşmanlarımızı yer ile yeksan etmeyi sürdürecektir. Libya’da olduğu gibi, Azerbaycan’da olduğu gibi aynen devam edecektir. Türk savunma sanayinin gurur abidesi olan bu fabrikamızı yeni yatırımlarla, yeni insan kaynağıyla, yeni inşallah kabiliyetlerle geleceğe taşımak boynumuzun borcudur. Bunu sizlerle başaracağız. İnşallah Altay Tankımızın da kendi sınıfının en ileri sistemleriyle donanmış olarak sahada görev yaptığı günleri yakında göreceğiz. İHA’larımızla, SİHA’larımızla yakında hizmete girecek olan TİHA’larımızla nasıl göklerde destan yazıyorsak yeni nesil Fırtına Obüslerimizle Altay Tankımızla da karada aynı başarılara imza atmakta kararlıyız, hiç endişeniz olmasın.”
“GÜÇLÜ BİR SAVUNMA SANAYİNE SAHİP OLMADAN, İSTİKLALİMİZE VE İSTİKBALİMİZE SAHİP OLAMAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek nesillere bırakacakları en büyük mirasın her alanda olduğu gibi savunma sanayisinde de gerçekleştirdikleri eserlerin, hizmetlerin, yatırımların olduğunu kaydederek, “Güçlü bir savunma sanayine sahip olmadan istiklalimize ve istikbalimize sahip olamayız. Önce bunu başaracağız. Onun için zırhlı taşıyıcıları çok mu çok önemsiyorum. Çünkü ona güvenle bakıyoruz. Zira bizi bu alana önem ve öncelik vermeye mecbur eden nedir? Savunma sanayindeki güvenilir olmaktır” diye konuştu.
Kendileri, dostları ve tüm insanlık için daha güvenli, daha huzurlu, daha adil bir dünya kurmanın mücadelesini yürüttüklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bize ne dediler? Kimlerin dediğini biliyorsunuz zaten. ‘Ne işiniz var Suriye’de? Ne işiniz var Libya’da? Ne işiniz var Karabağ’da? Ne işiniz var Doğu Akdeniz’de?’ Bunu diyenler ya dünyadan habersiz ya da düşmanın kılıcını çekmektedir. Evet, biz Libya’da da varız, Azerbaycan’da da varız, Suriye’de de varız, Doğu Akdeniz’de de varız, olmaya da devam edeceğiz. Allah nasip ederse 20 Temmuz’da Kuzey Kıbrıs’tayım. Geniş bir ekiple orada olacağız ve geçen gün Avrupa Komisyon Başkanı’yla konuşuyoruz, diyor ki ‘Duydum ki Kıbrıs’a gideceksiniz.’ ‘Evet, gideceğim’ dedim. ‘Ya oradan sert mesajlar vermeseniz.’ Dedim, ‘Nasıl mesajlar vereceğimi de bana bildirirseniz, ben o metni orada okurum.’ Yani bunlar kimin, kim olduğunu hâlâ öğrenememişler. Ya ben bu milletin bir evladıyım. Sen Erdoğan’ın ne zamandan beri talimatla konuşma yaptığını öğrendin. Biz hakkımız neyse bu hakkımızı söke söke alırız ve alacağız. Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’taki özellikle bütün o denizlerde, oralardaki petrol arama işlemlerimizi yürüteceğiz. Şu anda yürütüyor muyuz? Yürütüyoruz. Sondaj yapıyor muyuz? Yapıyoruz. Sismik araştırmalarımızı yapıyor muyuz? Yapıyoruz ve devamlı doğal gazın sinyalleri geldi. Şimdi inşallah hedef bir an önce oradan doğal gazı çıkarmak ve doğal gazı çıkardıktan sonra da zaten benim milletim çok daha rahatlayacak, çok daha ucuza doğal gazı kullanma imkânını yakalayacak. Bölgemizdeki dostlarımız ve kardeşlerimiz güven içinde olacak ki insani ve ekonomik ilişkilerimizi hep daha ileriye taşıyabilelim. Arifiye’de sizlerin yaptığı işte büyük mücadelenin en önemli unsurlarından biri olan toplarımızı, tanklarımızı üretmek, çalışır durumda tutmaktır. Rabbim hepinizden razı olsun.”
TARIM VE HAYVANCILIK
1 saat önceDÜNYA
1 saat önceGÜNDEM
7 saat öncePOLİTİKA
7 saat önceEKONOMİ
7 saat önceGÜNDEM
7 saat önceBÖLGE
8 saat önce