DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 34122630.46606%
Trabzon
17°

PARÇALI AZ BULUTLU

19:11

YATSIYA KALAN SÜRE

İMAMOĞLU;MEDYA KANAL İSTANBUL’U SAYIN  KURUM’A SORSUNLAR

İMAMOĞLU;MEDYA KANAL İSTANBUL’U SAYIN KURUM’A SORSUNLAR

ABONE OL
1 Şubat 2024 10:39
İMAMOĞLU;MEDYA KANAL İSTANBUL’U SAYIN  KURUM’A SORSUNLAR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlarken  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, kendisiyle ilgili, “yan gelip yattığıyla” ve “proje değil, bahane ürettiğiyle” ilgili iddialarınada cevap verdi, “2019’da, 74 bin 500 lira Cumhurbaşkanlığı maaşı vardı ve o günkü kurlarla 13 bin 500 dolar yapıyordu. Ve bugün de yine yanılmıyorsam o maaş, 183 bin lira civarında bir maaşa çıktı. Ama ne yazık ki 6 bin dolara kadar inmiş değeri. Yani bence bu hesaplara bakınca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili bütçe hesaplarını, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili matematiğin faydasıyla süreci daha iyi okuyabilirler ve daha da iyi görebilirler. Şunu da düşünmeden edemiyorum: Yani, ‘5 yıllık iktidarında kendisine bile faydası olmayanın, insanlarımıza nasıl faydası olacak…?’ Bıraksınlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden, bütçeler üzerinden yorum yapmayı. Ki bizim liyakatli ve işini, ekonomisini, bütçesini iyi yöneten birlikte çalıştığım yol yol arkadaşlarım, o milletin evlatları, ekonomi kurallarına ve icraatların daha iyi yapılmasına dönük yönetiyorlar. Bütün zorluklara rağmen yönetiyorlar. Türkiye’deki enflasyona dönük yönetiyorlar. Ama şu anda görüyoruz ki; Türkiye’yi yöneten akıl, zihniyet ve Sayın Cumhurbaşkanı, İstanbul’un işiyle uğraşmasın, emeklinin zor geçindiğiyle ve onun aldığı maaşla ilgilensin. Açlık sınırının altında kaç milyon hane var bütün Türkiye’de; ona baksın. Ve yine söyleyeyim: Türkiye’deki döviz artışına, maliyet artışlarına çare bulsun, çözüm bulsun. Görevi ve sorumluluğu o. Ben, Sayın Cumhurbaşkanı’nı da görevini yapmaya davet ediyorum” yanıtını verdi. 

İmamoğlu’nun gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle oldu:

–          Meral Akşener’in toplantısında bir açıklaması oldu sabah. “Bizi engelleyen Beştepe değil, Saraçhane’ dedi ve seçim için asılacak billboardların bir telefonla engellendiğini söyledi. Bir açıklamanız olacak mı? 

“Bizim öyle bir engelleme veya bu tarz girişim, eylemde bulunmayacağımızı en iyi kendileri bilirler. Bu noktada ne için yaptığını bilmiyorum bu açıklamayı, ama muhtemelen bu billboard meselesi… Çünkü öyle bir yansıyı bana gösterdi arkadaşlar. Bir kere, bu işin sadece İstanbul’u yok, muhtelif şehirleri var. Bu işler de şehirlerde, firmalarda; firmalarda yönetiliyor. Onlarla konuşabilirler, görüşebilirler. Belli ki İstanbul’da ve Ekrem İmamoğlu üzerinden konuşmak veya Ekrem İmamoğlu’na taş atmak, böyle bir prim yapacak zannedilir şekle doğru gidiyor. Hayırlısı. Neyse; Allah’tan alışığız. Bize atılan hiçbir taşın etkisi olmaz. Bize doğru gelirken, taşların her birisi havada güle dönüşür; dikkat etsinler. Bizim öyle bir endişemiz yok. İnsanlara karşı, demokrasiye karşı her zaman sorumluluk hissettik ve hiçbir daim bu sorumluluğun dışında da hareket etmedik. Yine ilave ediyorum: Bunu, en iyi Sayın Akşener bilir.”

–          Programlarınızda, yaptıklarınızı anlatmayı tercih ettiğinizi belli ediyorsunuz, ama şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da her programda sizi hedef alan açıklamaları var. Özellikle siz yaptıklarını söyledikçe, o, 5 yılda aslında -kendi tabiriyle- yan gelip yattığınızı dile getiriyor. Yine en büyük bütçeyi size verdiğini, ama sizin buna karşılık proje değil, bahaneler ürettiğinizi söylüyor. Bu sözlere ne karşılık verileceksiniz?

“Hep söyledim, söylemeye devam edeceğim: İlk randevu verdiğinde, kendisini ziyarete gittiğimde -2020’nin ocak ayıydı galiba, tam tarihini hatırlamıyorum- bana olan ilgisini, o ilk ziyarette hissetmiştim. Ve bu ilgisi hiç bitmedi. Yani her daim beni takip ettiğini görebiliyorum. Hatta gece-gündüz takip ettiğini hissedebiliyorum. Bir endişem; acaba beni takip etmekten yoruluyor da gece uykusuz mu kalıyor diye Sayın Cumhurbaşkanımız, düşünmeden edemiyorum. Bu yoğun ilgisini bana göstermesi, inşallah görevini yapmaya engel olmaz, mani olmaz. Biraz engel olduğu belli. Matematik demiştim daha önce… Sayın Kurum’un açıklamalarında ve bir metro hesabı yapmıştı. Gerçekten matematiğin dip zafiyetini yaşattı bize. Orada da bir hesabı, bir artı, eksiyi, çarpanı, bu kadar eksik bir yorumu görmemiştim. Yine matematik sorunu yaşayan bir ekiple karşı karşıyayız. Açıkçası, şöyle bir baktım; yanlış hatırlamıyorsam rakamlar söyledi. 74 bin 500 lira 2019’da Cumhurbaşkanlığı maaşı vardı ve o günkü kurlarla 13 bin 500 dolar yapıyordu. Ve bugün de yine yanılmıyorsam o maaş, 183 bin lira civarında bir maaşa çıktı. Ama ne yazık ki 6 bin dolara kadar inmiş değeri. Yani bence bu hesaplara bakınca, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili bütçe hesaplarını, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili matematiğin faydasıyla süreci daha iyi okuyabilirler ve daha da iyi görebilirler.”

“Şunu da düşünmeden edemiyorum: Yani, ‘5 yıllık iktidarında kendisine bile faydası olmayanın, insanlarımıza nasıl faydası olacak…?’ Bıraksınlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden, bütçeler üzerinden yorum yapmayı. Ki bizim liyakatli ve işini, ekonomisini, bütçesini iyi yöneten, az önce ifade ettiğim gibi, birlikte çalıştığım yol yol arkadaşlarım, o milletin evlatları, ekonomi kurallarına ve icraatların daha iyi yapılmasına dönük yönetiyorlar. Bütün zorluklara rağmen yönetiyorlar. Türkiye’deki enflasyona dönük yönetiyorlar. Ama şu anda görüyoruz ki; Türkiye’yi yöneten akıl, zihniyet ve Sayın Cumhurbaşkanı, bizim bu rakamlarımızda İstanbul’un işiyle uğraşmasın, emeklinin zor geçindiğiyle ve onun aldığı maaşla ilgilensin. Açlık sınırının altında kaç milyon hane var bütün Türkiye’de; ona baksın. Ve yine söyleyeyim: Türkiye’deki döviz artışına, maliyet artışlarına çare bulsun, çözüm bulsun. Görevi ve sorumluluğu o. Ben, Sayın Cumhurbaşkanı’nı da görevini yapmaya davet ediyorum.”

–          Cumhurbaşkanı İstanbul’daydı ve İstanbul Havalimanı Metrosu’nun Gayrettepe bağlantısının açılışını gerçekleştirdi. Siz davetli miydiniz? 

“Sizce? Diyorum yani; yoğun ilgisinden dolayı açılışa bile davet edemeyen bir kadroya sahip. Kendileri talimat veriyor herhalde. Öyle düşünüyorum. Çünkü yangın söndürmeye, ‘Onun tensipleriyle gittik’ diyen bir anlayış… Muhtemelen bizi bu tür açılışlara davet etmekten endişe ediyorlar. Dedik ya; yarın faks yollayabilirler. Bir davet faksı. Ama davet etmiyorlar. Ama ben yine de çok geç de olsa, çok büyük maliyet farklarına maruz da kalsa, İstanbul Havalimanı’na da yapılan metro hattının Gayrettepe’ye gelmiş olmasından mutluyum. Ama beni, daha önce olduğu gibi, bu açılışa da daha doğrusu hiçbir açılışa da davet etmeyen bir ekiple karşı karşıyayız. Kendisinin zannediyor yaptığı işi, kullandığı bütçeyi. Ve şu anda yönetmek arzusunda olduğu bu şehri, kendisine ait zannediyor. Bu anlayışın tezahürü ürünü. Biz ise şöyle bakıyoruz: Milletin; millete ait… Mesela buranın açılışlarını, bütün devletimizin bütün kurum kuruluşlarına, ekibine; yeni değil, 10 yıldır aksatmadan yaparız. Beni bir tane şaşırtan olmadı. Yani ne yazık ki, kamu görevlilerinden, mülki idare amirlerinden bakanlara varıncaya kadar, bizim açılışlarımıza gelmediler. Gelemiyorlar. Bunun da tek sebebi; Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu tutum ve tavrıdır. Milleti, bu anlamda birbirinden uzaklaştırmaya gayret ediyor. Ama işte gördüğünüz bu atmosferde olduğu gibi, biz milletimizi birleştirmeye, buluşturmaya devam ediyoruz. Israrla davet eden ve hani bu toprakların o derin kültürüne, anlayışına, uzlaşma tutumuna yakışan tavırlarla yolumuza devam ediyoruz. Etmesinler. Biz etmeye devam edeceğiz.”

–          Kağıthane durağında da bir tane figür var; İstanbul figürü. O İstanbul figüründe de bir tane kanal geçiyor, Kanal İstanbul’u temsilen. Neler söylemek istersiniz? 

“Ben çok şey söylerim Kanal İstanbul’la ilgili de Kanal İstanbul’u ağzına almayan Sayın Kurum’a sorun. Yani dilinden düşürmeyen, ama şu süreçte de tek bir kelime dahi duymadığımız Sayın Kurum’a, ‘Kanal İstanbul’la ilgili ne düşünüyorsunuz’ diye, medya sorsun. Bir duyalım bakalım. Yine acaba, ‘Halkın gündeminde olmayan şeyler, bizim gündemimizde değil midir’ diyecek, diye merak ediyorum. Lütfen basın mensuplarımız, kendisine bu soruyu sorsunlar.”

–          Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özgür Özel’e yönelik de eleştirileri de vardı. Orada Özgür Özel’in adını geçirirken, ‘eş genel başkan’ tabirini kullandı. Oradaki diğer başkan olarak da sizi gösterdi. Ne söylemek istersiniz? 

“Bu nezaketsiz tutum ve tavırlar ne muhatabım ne de cevap vereceğim bir niteliğe sahip. Kötü söz, sahibine aittir.”

–          Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, karayollarındaki bağlantı gişeleri kaldıracaklarını söyledi. Sizin de daha önce bir yazınız olmuştu Ulaştırma Bakanlığı’na, Mahmutbey’deki trafiği çözmek üzere. Ama bir çözüm olmamıştı. Şimdi Murat Kurum’un vaatleri de arasında bu yine her zamanki gibi. Ulaştırma Bakanlığı’nın bu açıklamasına, “Seçimi kazanmak için bir vaat diyebilir miyiz?”

“Vallahi kaldırsın Sayın Uraloğlu. Doğru bir şey yapıyor. En azından iyi bir şey yaptığında, biz onlara teşekkür ediyoruz. Umarım kaldırırlar. Umarım Mahmutbey gişelerini daha önce yazdığımız gibi, daha ileriye taşırlar. Ya da Mahmutbey gişeleri ve çevresindeki trafik düzenlemesi yetkisinin Ulaştırma Bakanlığı’na ait olduğunu bilmeyen Sayın Kurum’a da bu yönüyle belki bir brifing daha verip, beraberce bilgisayar ekranına ya da haritaya bakmalarını tekrar öneriyorum. Orada belki eksik bir brifing vermiş olabilir. Bu tür noktalardaki düzenleme çalışmalarında da Sayın Bakanı, bu değerli kararı gibi kararlar almaya, mesela Mahmutbey gişelerindeki trafik sorununu çözmeye davet ediyorum. Ya da yazdığımız yazıya göre bize yetki versinler, biz yapalım.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r
error: Content is protected !!