Avrupa Komisyonu, İsrail’in Gazze Şeridi’nin yeniden inşası için finansal sorumluluk üstlenip üstlenmemesi gerektiği konusunda yorum yapmayı reddetti. Komisyon Sözcüsü Paula Pinho, Brüksel’de yaptığı açıklamada, “Bu kesinlikle ilginç bir soru, ancak şu aşamada yorum yapacak bir şeyim yok.” ifadelerini kullandı.
Pinho, bu konunun Avrupa Birliği’nin Ukrayna adına Rusya’nın dondurulmuş varlıklarına el koyma girişimiyle bağlantılı olmadığını belirtti. Ancak bu açıklama, Avrupa kamuoyunda “çifte standart” eleştirilerini yeniden alevlendirdi.
Avrupa Birliği, Rusya Merkez Bankası’na ait dondurulmuş varlıklardan elde edilen gelirleri kullanarak Ukrayna’ya yaklaşık 140 milyar avro (164 milyar dolar) tutarında bir kredi sağlamayı planlıyor.
Söz konusu mekanizma, doğrudan el koymanın yasal risklerini aşmak amacıyla “dolaylı bir finansal model” olarak tasarlandı. Plan, Almanya, Fransa ve bazı doğu Avrupa ülkeleri tarafından desteklenirken, dondurulmuş varlıkların büyük kısmına ev sahipliği yapan Belçika’nın çekinceleri nedeniyle henüz tam mutabakat sağlanmış değil.
Buna karşın, Gazze’nin yeniden inşası için benzer bir finansman modeli üzerinde hiçbir tartışma yapılmaması, diplomatik çevrelerde dikkat çekiyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır, Katar ve Türkiye’nin arabuluculuğunda Şarm el-Şeyh’te gerçekleştirilen görüşmelerin ardından Gazze’de ateşkes anlaşması imzalandığını duyurdu.
Anlaşmanın ilk aşamasında, İsrail ordusu bazı bölgelerden çekilirken, Hamas da yaklaşık 2.000 Filistinli tutuklu karşılığında 20 İsrailli rehineyi serbest bıraktı. Ancak anlaşma, Gazze’nin yeniden inşası sürecinde İsrail’in rolü konusunda herhangi bir hüküm içermiyor.
Bu durum, hem uluslararası hukuk çevrelerinde hem de Avrupa kamuoyunda “İsrail, yıkımın mali sorumluluğunu üstlenmeli mi?” tartışmasını gündeme taşıdı.
Avrupa’daki politika analistleri, Brüksel’in Gazze konusunda sessiz kalmasının ardında siyasi ve diplomatik kaygıların bulunduğuna dikkat çekiyor.
Analizlere göre, AB ülkeleri bir yandan İsrail ile ekonomik ve güvenlik ilişkilerini korumak isterken, diğer yandan Filistin’deki yıkımın uluslararası hukuka uygun biçimde tazmin edilmesi taleplerini dile getirmekten kaçınıyor.
Bazı Avrupa merkezli düşünce kuruluşları ise AB’nin, Gazze konusunda daha somut bir pozisyon almamasının “insan hakları odaklı dış politika” söylemini zayıflattığını savunuyor.
Yerel sağlık yetkililerine göre, Ekim 2023’te başlayan İsrail operasyonlarından bu yana Gazze’de 65 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti. Bölgede altyapı büyük ölçüde tahrip olurken, Birleşmiş Milletler verilerine göre konutların yaklaşık yüzde 60’ı yıkıldı veya oturulamaz durumda.
BM ve uluslararası yardım kuruluşları, yeniden inşa maliyetinin on milyarlarca dolar seviyesinde olacağını öngörüyor. Ancak şu ana kadar hiçbir ülke veya kurum, bu sürecin nasıl finanse edileceğine dair net bir plan ortaya koymuş değil.
Avrupa Komisyonu’nun “yorum yok” tutumu, AB’nin küresel krizlerde izlediği politikanın tutarlılığına yönelik tartışmaları derinleştiriyor.
Diplomatik çevrelere göre, Gazze’nin yeniden inşası konusunda Avrupa’nın atacağı adımlar, önümüzdeki dönemde AB-İsrail ilişkilerinin yönünü ve Birliğin uluslararası itibarını da doğrudan etkileyecek.
DÜNYA
4 saat öncePOLİTİKA
4 saat önceAKTÜEL
5 saat önceTARIM VE HAYVANCILIK
23 saat öncePOLİTİKA
24 saat önceDÜNYA
1 gün önceBÖLGE
2 gün önce