İsrail’de hükümetin Gazze’deki askeri stratejisi ve siyasi politikaları bir kez daha kitlesel protestolara yol açtı. Cumartesi günü Tel Aviv ve Kudüs’te düzenlenen gösterilerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya yönelik öfke giderek büyüdü. Özellikle Gazze’deki esirlerin aileleri, hükümeti “kurtarmadan çok siyasete öncelik vermekle” suçladı.
Netanyahu’nun ikametgâhı yakınındaki kampın kaldırılmasının ardından başlayan eylemlere, Einav Zangauker, Ofir Braslavski ve Anat Angrest gibi esir yakınları öncülük etti. Kamuoyunda sembol haline gelen aileler, hesap verilmesini ve “felaketle sonuçlanan” kötü yönetimin son bulmasını talep ediyor.
Gazze’de ağır kayıplar, siviller göçe zorlanıyor
İsrail ordusu geçtiğimiz günlerde Gazze Şehri’ne yönelik geniş çaplı yeni bir kara harekâtı başlattı. Han Yunus’tan çekilen birlikler, kentsel çatışmalar için bölgeye kaydırıldı. Bu süreçte bombardımanlar yoğunlaştı, siviller kitlesel göçe zorlandı. Uluslararası kuruluşlar, Gazze’de yaşananları “felaket boyutunda yerinden edilme” olarak niteliyor.
Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de 65 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği, yüz binlercesinin yaralandığı ya da evsiz kaldığı bildiriliyor. Son günlerde tek saldırılarda onlarca kişi yaşamını yitirirken, mahalleler tamamen boşaltıldı. Han Yunus’ta üç yaşındaki Habeeba Ebu Şaar’ın yetersiz beslenme nedeniyle ölümü, sivil yaşamın geldiği trajik noktayı gözler önüne serdi.
Direniş sürüyor, kayıplar artıyor
Öte yandan Filistinli gruplar da saldırılarını sürdürüyor. Gazze’den İsrail’in güneyine roket ve havan atışları yapılırken, Refah’ta düzenlenen yol kenarı bombası saldırısında dört İsrail askeri hayatını kaybetti. Bu gelişmeler, hem askeri hem de siyasi cephedeki baskıyı artırıyor.
Ordu-siyaset çatışması derinleşiyor
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, ordunun “savaş sonrası yönetim” konusunda net bir planının olmadığını vurguladı. Kapalı oturumlarda yaptığı açıklamalar, ordu ile siyasi liderler arasındaki gerilimi gün yüzüne çıkardı. Esir anlaşmaları konusunda alternatifler sunan güvenlik yetkililerinin önerileri ise hükümet tarafından reddedildi.
Muhalefet lideri Yair Lapid, hükümeti “stratejik iflas” ve “ahlaki çöküntüyle” suçlarken, eski başbakanlar Ehud Olmert ve Ehud Barak da mevcut politikaların ülkeyi çıkmaza sürüklediğini açıkladı.
Netanyahu’ya uluslararası ve iç baskı
Birleşik Krallık, Kanada ve Avustralya gibi Batılı ülkelerin son dönemde Filistin’i tanıma kararı, Netanyahu hükümetine yönelik uluslararası baskıyı artırdı. İsrail içinde ise koalisyonun ülkeyi “izolasyona sürüklediği” yorumları öne çıkıyor. Netanyahu’nun siyasi hamleleri, sadece savaş yönetimiyle değil, aynı zamanda hakkında süren yolsuzluk davalarıyla da ilişkilendiriliyor.
Eski Başbakan Naftali Bennett’in erken seçim çağrısı yapması, iç siyasette tansiyonu daha da yükseltti. Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir’in Bennett’e yönelik alaycı açıklamaları ise koalisyondaki çatlakların derinleştiğini gösterdi.
İsrail siyaseti çıkmazda
Seçim tartışmaları, bakanlar arasındaki kişisel atışmalar ve muhalefetin sert eleştirileri, İsrail’in en çok birliğe ihtiyaç duyduğu dönemde ulusal meşruiyeti zayıflatıyor. Gözlemcilere göre bu süreç, sadece askeri bir başarısızlık değil; aynı zamanda ülkeyi derin bir siyasi krizle karşı karşıya bırakıyor.
News
