Bordo Mavili takımın teknik patronu Şenol Güneş Milli Maç arasında yapmayı planladığı basın toplantısının zamanını öne çekerek Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Takımın bulunduğu konumla ve oyun kalitesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Teknik Direktör Şenol Güneş, “5 maçta 5 puan almış bir takım. Oynadığımız ve aldığımız sonuçlar taraftarı, sizleri ve bizleri memnun etmediğini biliyorum. Gerçekleri bilmek iyi ama bunları devam ettirmek kötü. Trabzonspor büyük bir camia, oyuncuları da yetenekli ve karakterli. Takıma sahip çıkan gurur duyduğumuz taraftarlarımızın olduğu ve kurulduğu günden bu güne kadar heyecan ve coşkusu olan bir camia. Medyası çalışanı da bu şekilde. Bütünüyle takım oluşturan bir camia şu anda bulunduğu yerden memnun değil. Herkesin üzüldüğünü biliyorum. Yetkili ve sorumlu olarak konuşuyorum. Bunun içerisinde başkan ve yönetim de karar veren organlar, biz de teknik olarak karar veren insanlarız. Başkan yetkiyi tamamen bana verdi, dolayısıyla bulunduğumuz durumdaki sorumluluk bana ait. Başarıyı konuşuruz fakat başarısızlığı çözmek için en büyük kararları alacak kişi benim; isteklerim olabilir ama kararı verecek kişi benim. O yüzden her şeyi samimi ve şeffaf olarak söylemek istiyorum. Kulübe ve takıma zarar vermeden eleştiri ve övgü yapılacaktır bu normaldir. Fakat şu an eleştirilerin daha üst seviyede olduğu bir dönemdeyiz. Hiçbir zaman duyarsız olmayacağız, dikkate alacağız. Ama beklemediğimiz sonuçlar aldık. Oyunumuzda beklentilerden çok altında kaldı. Bu durumu düzeltmek zorundayız. Trabzonspor’u kendi haline bıraksan bile bu sonuçları almaması gerekiyor. Bunu ben de biliyorum; işin başında olduğum için rahatlıkla söylüyorum. Geçmişi, geleceği konuşmak yerine sadece odaklanacağımız nokta şu anı nasıl düzelteceğimiz. Tabii ki geçmişten dersler alacağız, geleceği inşa edeceğiz. Bunlar hep konuşulabilir şeyler ama anı yaşamak çok daha önemli. Camia olarak daha önce büyük başarılar ve zaman zaman da başarısızlıklar gördük; o yüzden tecrübeliyiz, bu da bizim için avantaj. Hayallerimizin çok gerisindeyiz. Yetenekli oyuncularımız ve taraftarımızın desteği ile zorlukları aşacağız. Bu da mevcut durum; fakat bunu görüyor muyuz, hayır, görmüyoruz. Evet, biz iyi oyuncularız, biz iyi takımız; o zaman gösterelim, ama gösteremiyoruz. Nedenlerini ve bunun karşısında yapacaklarımı zaten yine sizinle paylaşacağım” dedi.
Takımın özgüven ve moral sorunu olduğuna vurgu yapan Teknik Patron Güneş, “Takımın özgüven ve moral sorunu olduğu bir gerçek. Bu bütün takımlarda olabilecek ama olmaması için dikkatli olunması gereken bir durumdur. Başarı yakaladıktan sonra yönetim de teknik heyet de oyuncular da medyada bir takım değişimler olabilir. Bu bazen çok olumlu katkı yapar; hele zirveye çıkıp yeni hedefler çizemediğin zaman ve başarı da gelmediği zaman onun altında ezilen kesimler olur. Kimse kendi üzerine başarısızlığı almak istemez. Şu an takım için konuşacak olursak özgüven sorunu var, moral sorunu var; hatta tespitte niyetler iyi olsa bile yanlış teşhisleri de var. Takım olmak istiyoruz, birlikte olmak istiyoruz, doğru tespitler doğru ama hem bireysel olarak hem de takım olarak iyi olmak zorundayız. Organizasyonu yapacak kişi benim ama katılımı yapacak oyuncularımız. Birlikte eleştiri yapacağız, birbirimizi bazen üzeceğiz; fakat sonunda değişeceğiz. 8 günde 3 maç gördüğümüz tablo bu. Bu yeterli mi, değil tabii ki. Bazı oyuncular yetenekli ama takıma uyum ve oyun sorunu var. Bazıları tecrübeli ama beklediğimizin altında. Her ikisinin birlikte oynadığı oyun bizim arzuladığımız oyun ama belki algılamada sorun var. Hücum ve savunma; bunlar hepsi konuşacağımız konular. Takım oyunu ve oyun disiplini oturacaktır. Güzel oyun ve sonuç alabilmemiz, organizasyonun iyi olabilmesi için bireysel performansların üst seviyeye çıkması gerekli. Bunun için bir zamana ihtiyaç var, doğru. Şu halimizle bile fiziksel verilerimizi daha iyi kullanabiliriz. Oyuncularımızın bireysel performanslarının iyi olması için çalışması lazım, tamam ama bunun da öncesinde tespit edilmesi lazım. Mesela oyuncunun ne eksiği var. Yetenekli dripling var, fizik gücü var, yanlış kullanıyor. Tecrübesi var, fizik gücü o kadar iyi değil; o düşürebiliyor. Dolayısıyla sayıları çoğaldıkça takımda bir tahribat oldu. Top kayıplarımız var, rakibe baskı yaparken birlikteliğimiz yok; bunlar organizasyonu gerektirir. Antrenmanda yaptığımız çalışmaları sahada göremedik. Yapılabiliyor; fakat bir gün sonra topu ve sahayı kullanırken topa sahip olarak eksiklerimizin olduğunu görüyoruz. O nedenle 8 günde 3 maçta gördüğümüz tablodaki sorunların çözümü için tespitlerin iyi yapılması lazım. Oyuncularım da bu durumdan üzülüyor, görebiliyorum. İçine atarak az sorumluluk alabiliyorlar. Buradaki düzeltilmesi gereken konu takımın oyuncuları; bu olmalı. Onun dışındakileri hiç gündeme getirmek istemiyorum. Sadece oyuncu ve ben birlikte bu işi çözeceğiz. Teslim olmak yok, pes etmek yok, daha fazla çalışmak var. Susmayı ve konuşmayı bilmiyoruz. Bazen çok gereksiz konuşuyoruz, dinlememiz gerekirken bazen konuşup düşüncemizi söylememiz gerekiyor; susuyor, içimize atıyoruz. Bu bize bir çözüm getirmez. O yüzden kamuoyunda herkes futbol konuşur; evet, konuşmalı; bazen yanlış da konuşulur ama saygısızlık yapılmadan yapılmalı. Ben bir yanlış yapmışsam, onu bana söylediğin zaman neden bozulayım ki; bana ayna tutuyorsun. Aynı şey oyuncu için de geçerli. Tespitleri yapmak, eleştiri yapmak doğru ama emeğe saygısızlık doğru değil. Hakaret olmadığı sürece bu iş katkı yapar bize. Zaman zaman biz de biliyoruz ki oyuncuların şikayetleri kamuoyuna yanlış aktarılıyor veya onlar yanlış söylüyorlar; bu kaoslara izin vermek istemiyoruz. Tespitleri yaparak oyuncuların performansını artırmak için kullanacağız. Oyun felsefemiz oturmadı, en büyük rahatsızlığım o. Ben hücumda da savunmada da rakipten üstün olmam gerekiyor. Ben Trabzonspor’un kendi DNA’sında olan oyuncuların da dinamizminde olan futbolu sahada görmek istiyorum. 11’e 11’de üstün olmak istiyorum. En azından 6-7 oyuncuyla üstün olup, 3-4 oyuncunun kötü oyununu da kabul edebilirim. Taraftarımızın üzüldüğünü biliyorum. Hep üzülerek hayatımızı geçirmeyeceğiz. Üzülmememiz için onların desteğine, bizim de çok çalışmaya ihtiyacımız var. Oyuncularımızın bir sorunu yok. Çalışma ortamı çok iyi. Gelişmek için çok iyi ortam ve imkanlar var. Kulüpten kaynaklanan bir sorun yok. Oyuncularım da sorunlu oyuncular değil; ama eksiklerinin olduğunu da kabul etmemiz lazım. Oyuncu sorun çıkarmaz belki ama eksikliğini de bilmesi gerekir. Oyuncu kendi eksiğinin farkında olmazsa verimi düşer; işte orada bize görev düşüyor. Bu bir zamana ihtiyaç duyar” ifadelerini kullandı.
Oyuncuların saha içinde devreye girmesi gerektiğini belirten Güneş, “Tecrübesi ve yeteneği olan oyuncu, karakteri de güçlüyse bir an evvel devreye girmesi gerekir. Onun kırılganlığının da sebebi sezon başından beri gelen veya şampiyonluktan beri gelen görünmeyen beklenti ve başarısızlık. Duyguları oyuncuları daha fazla sorumlu olmaktan uzaklaştırabilir. Bu oyuncuların kötü olduğunu değil, eksik olduğunu gösterir. Bu kısa süre bize bunu gösterdi. Beşiktaş, Kayserispor ve Gaziantep FK maçında birinci maçın bazı değerlendirmelerini yapabilirim; direnç olarak iyi başlamıştık, 10 kişi kaldıktan sonra o oyun onu gerektiriyordu, hücumcu da savunma yaptı. Hücumcunun hücum edeceği yerde daha iyi olmasını beklersiniz çünkü o ışığı verdi size. Bu da bir umut verdi. Ama Kayserispor maçında yanlış hücum, dönen toplarda rakibin gelmesi ama koşulara ve verilere bakarsak aynıyız ve birçok konuda da iyiyiz ama geriye doğru koştuk. Temaslı oynamadığınız zaman etkinliğiniz azalıyor. O yüzden oyun felsefesini rakip sahada oynamaya değiştirdiğimiz zaman tüm bunların değişeceğini düşünüyorum” dedi.
Başkan Ertuğrul Doğan ile devre arasında yapılacak transferlerin stratejisi hakkında konuşan Güneş, “Başkan her gün beni arıyor. Üzülüyor, morali bozuluyor. Çok şey yapmak istiyor. Anlattığı konuları hayata geçirebilirse Trabzonspor sadece saha içinde değil, saha dışında da çok güçlü olacak. Saha sonuçları bizi olduğu kadar Trabzonspor’u seven herkesi üzüyor ve etkiliyor; onu da etkiliyor. Şu anda yapacak bir şey yok. Geldiğimde zaman kısıtlıydı; transfer konuşuluyor. Transfer bazen çözümdür, eldekilerin eksik olduğu yerde sorundur. Bugün eksikleri tespit etsek de sorunları çözemiyoruz. Devre arasına kadar devam edecektir. Ama şu anda yaptığımız transfer fazlalıkları da bazen sıkıntı oluyor ama bazen de ihtiyaç oluyor. İster oyuncu az alalım, ister hiç almayalım; bizim oynayacağımız oyun bunun üstünde. Onun için ben takım üzerinde kalıyorum; onun dışında etkilenmeler var. Başkana da söyledim, alacaksanız devre arasında… Alırsak iyi olur, bu bunun yerini kapatır değil, bize uyabilecek, tecrübeli, marka değeri olan yeteneği ve futbolcu felsefesiyle oyuncu almayı düşünüyoruz. Bunu bir kenara atıyorum. Elimdeki oyunculara da söylüyorum. Ben buradan bir takım yapacağım. Bu takımda herkesin önü açık. Bu süre içerisinde takımı tanıyan, birbirine uyum sağlayan bir takım yapacağım. Buradaki o oyuncularla biraz oynayıp, onların başarıları varsa devam etmek; başarılı değilse yerlerine yenilerini koymak. Bu değişiklikler arada olacaktır. Bazen bir iki maç devam edecek, sonra değişecektir. Sonunda bir takım olup devreye kadar gideceğiz. Devreye kadar gittikten sonra şu mevkide eksik var diyeceğimiz mevkileri şu günde tespitlerimiz var ama bugün onu elimizdeki oyuncularla kapatacağız. Bugün kötü oynayan oyuncunun, dün iyi oynadığı gibi yarın da iyi oynayacağını düşünüyorum. Kimse kenarda tutmasın kendisini oyuncu olarak. Kenara geldiğiniz zaman dışlanmış değilsiniz. Size şans gelecektir. Geldiği zaman takıma katkı yapmak üzere katılacaksınız; eldekiler de iyi oynayacak. Bir 11 yapacağız, oradan kesinlikle ve çok daha iyi olacağımızı düşünüyorum. Büyük başarılara giderken, başlangıçta iş zordur; hatta imkansız gibi gözükür ama sonunda başarılı olunur. Kaosa izin vermek istemiyorum. Konu belli; ben ve oyuncular. Onlar benim gözüm, kulağım, kalbim. Benim gözüm görmüyorsa onu tedavi edeceğim. Yoksa görmeyeceğim. Bizim parçalarımız oyuncular. Eksik gördüklerimizi tedavi edeceğiz. Bizim bugünkü başarısızlığımızda birçok konu gündeme getiriliyor. Artık mazeret üreten değil, bunları; çünkü biliyorum şu anda. Şartlar ne olursa olsun kendi oyunumuzu oynayacağız. Hakemi mazeret etmeyeceğiz; rakiple de boğuşmayacağız. Önce değişime kendimizden başlayacağız” ifadelerini kullandı.
Teknik Direktör Şenol Güneş, açıklamalarının son bölümünde şu sözlere yer verdi:
“Yalan yok, kandırmak yok, korkutma yok, dedikodu yok; açık ve samimi olarak bunları söyleyeceğiz. Birbirimize ve emeğe saygı göstereceğiz. Ortak akılla bu sorunları atlatacağız. Oyuncuların durumlarını değerlendikten sonra bir karar verdik; biz de yanılabiliriz, biz de hata yapabiliriz. Bunu az yapabilmek için çalışacağız. En büyük arzum, bu takımın bu şehre umut ve mutluluk vermesi. Evinde seyrederken her şeyiyle kahrolan ve mutlu olan bir insan varken, ben ondan daha fazla kahrolacağım ama ben kahrolurken profesyonel olarak bunu yeneceğim. Üzülmem yetmez; ayakta kalacağım, savaşacağım, maç kazanacağım. Tabii analizler yapıyoruz ama bunlar bize geçen maçları geri getirmiyor; gelecek maçları getiriyor. Onun için Konya’yla başlayan maçta da aynı şeyi söyleyeceğiz; oyunumuzu göreceğiz. Maç kazansak daha iyi olacak tabii ama maç kazanmak için ne yapacağız? Evet, maç kazansak daha iyi oluruz ama önce kazanmak için ne yapacağız? Onun için bu anlattıklarımız devam edecek; çok toplantı, çok konuşma, çok tartışma ve gerçekleri söyleme olacaktır. Tüm Trabzonsporluların sonuç beklediğini biliyorum. Bunu biz de bekliyoruz. Bugünden itibaren onların desteği ve bizim iki kat çalışma yaparak başarabiliriz. Aksi mümkün değil. Kırgınlık da kızgınlık da Trabzonspor sevgisini yaramamalı. Beni, seni, onu seven ya da sevmeyen olabilir. Ama Trabzonspor sevgisine zarar verilmemelidir. Trabzonspor sevgisi bunlardan daha üstün ve önemlidir. Oyuncular da profesyoneldir. Ben de şu anda profesyonel tarafında böyleyim ama duygu tarafını da biliyorum. Ama duygu tarafını yönetip bu takımı başarılı yapmaktan başka düşüncem yok ve onu yapacağım. Şu anda hayatımın tüm dönemini devre arasına kadar ne olursa olsun yanlışlar değişecek, doğrular çıkacak ortaya. Burada çok sıkıntı çekeceğiz; ona da ben göğüs gereceğim. Takım üzerinde spekülasyon olmasını istemiyorum. Başkan bana takım başarılı olsun, başka bir şey istemiyorum dedi. Çünkü takım başarılı olduğu zaman ekonomik ve sosyal gelişiminin çok daha iyi olacağını biliyorum. Bizim yapacağımız katkı o. Asıl katkı tüm Trabzonsporluları mutlu etmek. Çünkü onların hiçbir beklentisi yok; sadece başarı bekliyorlar.”
GÜNDEM
6 saat önceEKONOMİ
7 saat önceBÖLGE
1 gün öncePOLİTİKA
1 gün önceMAGAZİN
1 gün önceGÜNDEM
1 gün öncePOLİTİKA
1 gün önce