Meral Akşener, Armağan Çağlayan’ın YouTube üzerinden gerçekleşen ‘Gör Beni’ adlı programın konuğuydu. Sosyal medya üzerinden gerçekleşen programlara sıkça katılan Akşener, bu sebeple de Z Kuşağının radarında kalıyor. Video kısa sürede 200 bin izlenmeyi geçti. Videonun altına adeta yorum yağdı. Yorumlarda olumsuz yorumların olmaması, dikkatlerden kaçmadı.
Özel hayatıyla ilgili de detaylar paylaşan Akşener, sempatik tavırlarıyla izleyenlerin yüzünde tebessüm bıraktı. Siyasi hayatı ve siyasilerin Türkçe’yi çok doğru kullanmadığını ve bu konuda yetersiz yeni nesil siyasetçilerin geldiğine dikkat çekti. Ülkücü camianın ülkede çok yanlış bir algıyla akıllarda yer ettiğini, ‘maço, kavgacı’ yakıştırmalarını doğru bulmadığını söyledi. Röportajda dikkat çeken açıklamalar şöyle..
A.Ç.: Hiç şöyle dediğiniz oluyor mu Meral Hanım.. Çok yoruldum ben, artık birilerine bıraksam mı bu işi?
M.A. : Oluyor tabiki.. Benim bugünkü pozisyonumu tamamen şartlar getirdi. Kelebek Etkisi ne kadar önemliymiş, bakıyorum eğer 7 Haziran 2015 seçimlerinde bana iftira atıldı ve o iftira olmasaydı ben sert bir mücadele vermeseydim, bu yolculuk olmayabilirdi. 2015 benim son seçimimdi, bırakacaktım. Beni buraya o kavga getirdi.
A.Ç. : Siyaset biraz da affedici olmayı gerektiren yönü olan bir şey. Bir gün birbiriniz için kötü şeyler söyleyebilirsiniz ama sonra siyaset gereği affetmek zorundasınız .Affetmem dediğiniz birisi var mı ?
M.A. : (Gülüyor) Olabilir, neden olmasın? Siyaset uzlaşma sanatıdır, aslında. O nedenle siyasiler ya da bir başkası hakkında konuşurken eylemleri üzerinden, tutumları üzerinden konuşurum. Arayın, tarayın bir tek kişiye yönelik, onun karakteri, giyimi, kuşamı, osu, busu, ailesi, kaşı-gözü.. neyse yani. Bir kelimem yoktur incitici sözlerden. Bunları ayırırım. Buna Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Devlet Bey dahil.. yani herkes dahil. Kimsenin düşmanı hissetmiyorum kendimi. Ama yanlış olanı da şudur. Herkes birbirine o kadar bu son zamanlarda çirkin şeyler söyledi ki –söylenmemesi gereken şeyler-.. Yani bir siyasetçiye ‘zürriyetsiz’ denilir mi bir ülkede? Dendi.
Ve bütün bunlar böyle söylendikten sonra, el sıkışıp ve bu sefer de et-tırnak haline gelirseniz, seçmen, vatandaş travma geçirir. Bunun doğru olmadığına inanıyorum ben.
27 yıl boyunca hata yapmadım mı? Yaptım. Eksiğim olmadı mı? Oldu. Fazlam olmadı mı? Oldu. Hatalarımdan aleni bir şekilde özür dilemişimdir. Dolayısı ile benimle işbirliği konusunda kimsenin atlayacağı ‘Meral Hanım şunları söyledi.’ diye bir şey yok. Ama birbirlerine bu adar çirkinlikler yapıp da –bu çirkinlikler hala devam ediyor- sonrasında et-tırnak olmak bana doğru gelmiyor. Seçmen açısından da..
News
