DOLAR 34,4918 0.08%
EURO 36,4226 0.17%
ALTIN 2.959,030,82
BITCOIN 33638303.63391%
Trabzon
19°

AÇIK

17:48

AKŞAMA KALAN SÜRE

BALASAGUN

BALASAGUN

10 Eylül 2024 Salı

ŞEN(OL)’A TRABZON ŞEN(OL)A

ŞEN(OL)’A TRABZON ŞEN(OL)A
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Şenol Güneş, 11 yıl aradan sonra Trabzonspor’un başına geçti ve bu  onun bordo-mavili ekipteki 5. dönemi olacak.

Şenol Güneş, Trabzonspor’da daha önceki dönemlerinde önemli başarılar elde etmiş bir teknik direktör camiada ve  taraftarlar arasında büyük bir saygı görüyor.

Geçmiş dönemlerde görev yaptığı sürelerde farklı dönemlerin  her birinde önemli izler bıraktı:

1988-1989: İlk döneminde Trabzonspor’un başına geçti ve kısa sürede takımın performansını yükseltti.
1993-1997: İkinci döneminde, Trabzonspor’u Süper Lig’de üst sıralara taşıdı ve takımın rekabet gücünü artırdı.
2004-2005: Üçüncü döneminde, takımın başında kısa bir süre kaldı ancak yine de etkili oldu.
2009-2013: Dördüncü döneminde, Trabzonspor ile 145 maça çıktı ve bu maçlarda 1.76 puan ortalaması elde etti. Bu dönemde Trabzonspor, 1 Türkiye Kupası ve 1 Süper Kupa kazandı. ve 2010-2011 yılında tüm dünyanın kabul ettiği ama o dönemki TFF nin kabul etmediği  süper lig şampiyonluğu
Şenol Güneş’in Trabzonspor’daki önceki dönemleri, onun tecrübesi ve takıma olan bağlılığının en büyük göstergesi

Yeni dönemde Bordo Mavili takımın başında olacak Şenol Hoca’nın tecrübesi ve Trabzonspor’a olan bağlılığı, takım içinde istenen ve arzulanan aidat duygusuyla birlikte birleştirici bir rol oynamasına yardımcı olabilir.

Ancak, bu süreçte yönetim, oyuncular ve taraftarların da desteği önemli olacak

Şenol Hocanın gelişi Trabzonsporda neleri değiştirebilir ? bu sorunun cevabı Şenol Güneşin açıklamalarında parağraf aralarında gizli işte yapmak istedikleri …

Ofansif Oyun Anlayışı: Şenol Güneş, Trabzonspor’un daha ofansif bir oyun anlayışına geçeceğini belirtti. Takımın daha keyifli ve atak bir futbol oynamasını hedefliyor.
Transfer Hamleleri: Güneş, takımın ihtiyaçlarına göre transfer hamleleri yapmayı planlıyor. Bu konuda yönetimle birlikte çalışarak, eksik bölgeleri güçlendirmeyi amaçlıyor
Taktiksel Değişiklikler: Mevcut oyuncu kadrosunun yeteneklerine uygun taktiksel değişiklikler yaparak, takımın performansını artırmayı hedefliyor.
Motivasyon ve Disiplin: Güneş, oyuncuların motivasyonunu artırmak ve disiplinli bir takım oluşturmak için çalışacak. Takım içindeki birlik ve beraberliği güçlendirmeyi amaçlıyor.

Trabzonspor taraftarları, Şenol Güneş’in geri dönüşüyle büyük beklentiler içine girdi. İşte taraftarların Güneş’ten bekledikleri bazı önemli noktalar:

Başarı ve Şampiyonluk: Taraftarlar, Güneş’in liderliğinde Trabzonspor’un yeniden şampiyonluk yarışında olmasını ve büyük başarılar elde etmesini bekliyor.
Ofansif ve Keyifli Futbol: Güneş’in ofansif oyun anlayışıyla takımın daha keyifli ve atak bir futbol oynamasını umuyorlar1.
Genç Oyuncuların Gelişimi: Taraftarlar, genç yeteneklerin Güneş’in deneyimiyle daha da gelişeceğine ve takıma katkı sağlayacağına inanıyor
Takım Ruhu ve Disiplin: Güneş’in, takım içinde güçlü bir birlik ve disiplin sağlayarak, oyuncuların motivasyonunu artırmasını bekliyorlar
Uzun Vadeli Planlama: Taraftarlar, Güneş’in uzun vadeli planlamalar yaparak, Trabzonspor’un geleceğini sağlam temellere oturtmasını istiyor.

Evet görüldüğü gibi Trabzonsporun Efsane ismi Şenol Güneş’in yapmak istedikleri ile taraftarın beklentileri aynı eksende BAŞARI İÇİN KENETLENEN BİR YÖNETİM BİR TEKNİK EKİP VE FUTBOLCU KADROSU ARKASINA BÜYÜK TRABZONSPOR TARAFTARININ DA DESTEĞİNİ ALIRSA BU TAKIMIN TEK RAKİBİ KENDİSİ OLACAKTIR

 

Devamını Oku

FUTBOL SADECE BİR TOPUN PEŞİNDEN KOŞMAK DEĞİLDİR !

FUTBOL SADECE BİR TOPUN PEŞİNDEN KOŞMAK DEĞİLDİR !
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Futbolun toplumsal barışa etkisi, dünya çapında birçok olumlu örnekle gözlemlenebilir. Futbol, kültürel ve dilsel engelleri aşarak birlik ve beraberlik duygusunu pekiştirebilir. Bu kültürel alışveriş, karşılıklı anlayışı artırır, sosyal gerilimleri hafifletir ve farklı kültürler arasında barış ve uyumlu birlikteliği teşvik eder.

Ayrıca, FIFA, UEFA ve çeşitli kar amacı gütmeyen girişimler gibi organizasyonlar, futbolun popülerliğini sosyal dahil etme, barış inşası ve eğitim girişimleri için kullanır. Spor, marjinalleşmiş toplulukların kendilerini ifade etmelerine olanak tanır, ait olma hissi ve güçlenme duygusunu besler.

Özellikle çatışma yaşanan bölgelerde, Football for Peace gibi programlar, sporu, bölünmeleri aşmak ve anlayışı teşvik etmek için kullanarak toplulukları bir araya getirir. Futbolun küresel erişimi, bu girişimlerin çeşitli bölgelerde anlamlı bir etki yapmasını sağlar.

Afrika’da, futbolun toplumsal barışı sürdürme üzerindeki etkisi, siyasi gerçekliklerle iç içe geçmiştir. Özgür ifade sınırlı olduğunda veya ortak sesler marjinalleştirildiğinde, Afrikalılar, mücadeleleri, arzuları ve barış vizyonları hakkında kapalı konuşmalar yapmak için futbola yöneliyor. Futbol, mevcut devlet yapılarına ve paradigmalara meydan okuyan bir ifade ve diyalog yolu olarak hizmet eder ve sonuçta barışçıl arzuların bir yuva bulmasını sağlar.

Bu örnekler, futbolun toplumsal barışa katkısının sadece bir spor olarak değil, aynı zamanda bir iletişim aracı ve toplumsal değişim faktörü olarak ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Futbol, doğru yönetildiğinde ve desteklendiğinde, toplumlar arasında köprüler kurabilir ve barışçıl bir ortamın oluşmasına yardımcı olabilir.

Örnek verecek olursak Futbol, sosyal gelişim için dünya çapında birçok ülkede kullanılıyor. İşte bazı örnekler:

Afrika’da, futbol genellikle toplulukları güçlendirmek ve eğitim sağlamak için kullanılır. Örneğin, Güney Afrika’da futbol, HIV/AIDS farkındalığını artırmak ve gençleri sağlıklı yaşam tarzlarına teşvik etmek için bir araç olarak kullanılmaktadır.
Güney Amerika’da, Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde futbol, gençleri sokaklardan uzak tutmak ve onlara takım çalışması ve liderlik gibi değerleri öğretmek için kullanılır.
Orta Doğu’da, İsrail ve Filistin gibi bölgelerde futbol, çatışma çözümü ve barış inşası için kullanılmaktadır.
Avrupa’da, birçok ülke futbolu sosyal entegrasyon ve çeşitliliği kutlamak için kullanmaktadır. Örneğin, İngiltere’de futbol, farklı toplulukları bir araya getirerek ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı mücadelede kullanılıyor.
Asya’da, Hindistan ve Filipinler gibi ülkelerde futbol, gençler arasında eğitim ve liderlik becerilerini geliştirmek için kullanılıyor.
Bu programlar, futbolun sadece bir eğlence kaynağı olmadığını, aynı zamanda toplumsal değişim ve gelişim için güçlü bir araç olabileceğini göstermektedir. Futbol, doğru yönlendirildiğinde ve desteklendiğinde, toplulukları birleştirebilir ve sosyal gelişime katkıda bulunabilir.

Devamını Oku

YARDIMLAŞMAK

YARDIMLAŞMAK
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yardımlaşmak, kişilerin birbirlerine bir konuda yardım etmesi anlamına gelir. Türk Dil Kurumu’na göre “yardımlaşmak işi” olarak tanımlanır ve insanların ve diğer canlıların bir arada yaşamasına olanak sağlayan önemli bir sosyal davranıştır Yardımlaşma, günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız ve toplumun temel taşlarından biridir.
Dini açıdan yardımlaşma, ise birçok dinde önemli bir yere sahiptir ve genellikle inanç, ahlak ve toplumsal değerlerle ilişkilendirilir. İslam’da “zekat” ve “sadaka” gibi kavramlar, maddi yardımlaşmanın yanı sıra manevi bir boyut da taşır. Hristiyanlıkta ise “hayırseverlik” veya “yardım etme” kavramları, İncil’deki öğretilerle bağlantılıdır. Her iki dinde de yardımlaşma, sadece maddi destek sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda karşılıklı anlayış ve dayanışmanın bir ifadesi olarak görülür.
Yardımlaşmanın dini boyutu, bireylerin ve toplumların karşılaştığı zorluklarla başa çıkma ve dayanışma içinde olma ihtiyacını karşılamada önemli bir rol oynar. Dini inançlar, sabır, şükür, umut, iyimserlik, alçakgönüllülük, affedicilik ve yardımseverlik gibi değerlerle birlikte, bireylerin zor zamanlarda güç bulmalarına ve toplum içinde pozitif bir etkileşim kurmalarına yardımcı olabilir

Kuran-ı Kerim’de yardımlaşma ile ilgili bazı ayetler İşte bu konuda bazı ayetler ve mealleri:
1. Mâide Suresi, 2. Ayet:
“Ey iman edenler! Allah’ın dîninin alâmetlerine, haram aylara, Kâbe’ye hediye edilen kurbanlık hayvanlar ile onların boyunlarına takılan gerdanlıklara, Rablerinin lutuf ve rızâsını isteyerek Beyt-i Harâm’a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman isterseniz avlanabilirsiniz. Mescid-i Harâm’ı ziyaretinizi engellediler diye bir topluluğa duyduğunuz öfke, sakın sizi onlara karşı saldırganlık yapmaya sevk etmesin. İyilik ve takvâda birbirinizle yardımlaşın; günah ve düşmanlıkta ise yardımlaşmayın. Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.”
2. Enfâl Suresi, 73. Ayet:
“Kâfirler de birbirlerinin dost ve yardımcılarıdır. Eğer siz aynı şekilde birbirinize arka çıkmaz ve destek olmazsanız, yeryüzünde ne götürüp ne getireceğini kestiremeyeceğiniz büyük bir fitne, kargaşa ve büyük bir bozgunculuk patlak verir.”
3. Hucurat Suresi, 10. Ayet:
“Şüphesiz müminler birbiri ile kardeştirler; öyle ise dargın olan kardeşlerinizin arasını düzeltin; Allah’tan sakının ki size acısın.”
4. Zariyat Suresi, 19. Ayet:
“Onların mallarında dilencinin ve (iffetinden dolayı durumunu açıklamayan) yoksulun bir hakkı vardır. İhtiyacı olduğu halde iffetinden dolayı kimseden istemeyenlerin de sahip olduğumuz mallarda hakları olduğu açıkça belirtilmiştir.”
5. Bakara Suresi, 3. Ayet:
“O kimseler ki, gayba inanırlar, namazı gereği gibi kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler. (Başkalarına verir ve yedirirler.)”
Yardımlaşma ve dayanışma, İslam’da önemli bir değerdir ve bu ayetler, insanlar arasında yardımlaşmayı teşvik etmektedir.

 

Yardımlaşmanın önemi nedir?
Yardımlaşmanın önemi, bireylerin ve toplumların başarılı ve uyumlu bir şekilde işlev görmesi için hayati bir rol oynar. İşte yardımlaşmanın bazı önemli yararları:
1. Öğrenme ve Kendini Geliştirme: Takım içinde çalışmak, kolektif bilgi, kaynak ve becerileri ilham veren bir ortam yaratır. Bu, bireylerin fikir alışverişinde bulunmalarını ve kendi düşünce tarzlarını yansıtmalarını sağlar
2. Çeşitliliği Teşvik Eder: Takım çalışması, farklı geçmişlere sahip insanların bir araya gelerek deneyimlerini paylaşmalarını gerektirir. Bu, kültürel anlayışı, kolektif bilgi yoluyla iletişimi ve daha geniş bir fikir kaynağını teşvik eder
3. Görev Dağılımı: Bir takım lideriyseniz, takım çalışmasının avantajlarından biri, projenizde size yardımcı olacak benzersiz becerilere sahip bireylerden oluşan bir takım toplamanıza olanak tanır
4. Sağlıklı Rekabeti Teşvik Eder: Hedef odaklı insanlardan oluşan bir grup bir araya geldiğinde, birbirlerini rakip olarak görebilirler. Takım içinde dostane bir rekabet dengesi, sadece organizasyona değil, takım üyelerine de fayda sağlayabilir
5. Yaratıcılığı ve Yeniliği Artırır: İşbirliği, yaratıcılığı ve yeniliği artırır. Farklı insanların bir araya gelmesi, yeni çözümler ve fikirler üretmelerini sağlar
Bu yararlar, bireylerin ve toplumların daha verimli ve etkili olmalarına yardımcı olur. Yardımlaşma, hedeflere ulaşmada, çatışmaları çözmede, ilişkileri geliştirmede, iletişimi iyileştirmede ve yeni beceriler öğrenmede önemlidir

Yardımlaşmanın olumsuz yönleri nelerdir?
Yardımlaşmanın olumsuz yönleri, genellikle göz ardı edilen ancak önemli olan bazı faktörlerdir. İşte yardımlaşmanın bazı olası olumsuz yönleri:
1. Grup Düşüncesi: Takım üyeleri arasında çok fazla uyum, bireysel düşünce ve yaratıcılığı sınırlayabilir. Bu, eleştirel düşünmeyi azaltabilir ve yanlış kararlar alınmasına yol açabilir
2. Karar Alma Sürecinin Yavaşlaması: Herkesin fikirlerini dinlemek ve uzlaşmaya varmak zaman alabilir. Bu, özellikle acil kararlar gerektiren durumlarda sorun oluşturabilir
3. Kaynakların Kötüye Kullanımı: İşbirliği, kaynakların ve zamanın etkili kullanımını gerektirir. Ancak, kötü yönetilen işbirliği çabaları, kaynak israfına yol açabilir
4. Eşitsiz Katılım: Takım üyeleri arasında eşit olmayan katılım, bazı bireylerin diğerlerinden daha fazla yüklenmesine neden olabilir. Bu, takım içinde huzursuzluğa ve verimsizliğe yol açabilir
5. Çatışma ve Anlaşmazlık: Farklı kişilikler ve görüşler çatışmaya yol açabilir. İyi yönetilmediğinde, bu çatışmalar projenin başarısını tehlikeye atabilir
6. Bağımlılık Oluşumu: Takım üyeleri, diğerlerinin katkılarına aşırı bağımlı hale gelebilir. Bu, bireysel sorumluluk ve inisiyatifin azalmasına neden olabilir
7. Yenilikçiliğin Azalması: Takım çalışması, bazen bireysel yenilikçiliği ve özgün düşünceyi engelleyebilir. Herkesin aynı hedefe odaklanması, farklı yaklaşımların gözden kaçmasına neden olabilir
Bu olumsuz yönler, işbirliğinin etkinliğini ve başarısını etkileyebilir. Bu nedenle, takım çalışmasının yönetimi ve üyeler arasındaki iletişim, bu tür sorunların üstesinden gelmek için kritik öneme sahiptir

 

Devamını Oku

DAHA İYİ BİR GELECEK İÇİN

DAHA İYİ BİR GELECEK İÇİN
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Dünya barışı, insanlık için en büyük hedeflerden biri olması gerekirken dünyanın dört bir yanında kan ateş ve gözyaşı hüküm sürmeye devam ediyor .

Dünya barışı aslında sanıldığı kadarda zor birşey değil ancak, bu hedefe ulaşmak kolay değildir ve birçok zorlukla karşılaşırız. Bu makalede, dünya barışının önemi, engelleri ve nasıl daha iyi bir geleceğe doğru ilerleyebileceğimiz konularını ele almaya çalıştık

Dünya Barışının Önemi

Dünya barışı, sadece uluslararası ilişkilerde değil, aynı zamanda bireyler arasında da önemlidir. Savaşlar, çatışmalar ve terör saldırıları, insanların yaşamlarını mahveder ve toplumları parçalar. Barış, insan haklarına saygı göstermek, işbirliği yapmak ve çatışmaları çözmek için gereklidir.

Engeller ve Zorluklar

Dünya barışını engelleyen birçok faktör vardır. Bunlar arasında:

  • İdeolojik Farklılıklar: Farklı kültürler, inançlar ve ideolojiler arasındaki anlayışsızlık ve önyargılar.
  • Ekonomik Çıkarlar: Savaş endüstrisi ve silah ticareti, barışın önündeki büyük bir engeldir.
  • Politik İstikrarsızlık: Siyasi liderlerin kendi çıkarları için çatışmaları körüklemesi.
  • Toplumsal Eşitsizlik: Yoksulluk, eğitimsizlik ve sağlık hizmetlerine erişim eksikliği, barışın sağlanmasını zorlaştırır.

Daha İyi Bir Gelecek İçin Adımlar

Dünya barışını sağlamak için şunları yapabiliriz:

  • Diplomasi ve İşbirliği: Uluslararası düzeyde diyalog ve işbirliği yoluyla sorunları çözmeye çalışmak.
  • Eğitim ve Farkındalık: İnsanları barışın önemi konusunda bilinçlendirmek ve eğitmek.
  • Sürdürülebilir Kalkınma: Toplumsal eşitsizlikleri azaltmak ve kaynakları adil bir şekilde paylaşmak.

Dünya barışı için hepimizin sorumluluk taşıdığını unutmayalım. Birlikte çalışarak daha iyi bir dünya inşa edebiliriz

Devamını Oku

ÖZLÜYORUM

ÖZLÜYORUM
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Çocuğun ilk güven kaynağı baba,

çocuğunu sevmek ve koruma göreviyle yükümlüdür. Bir çocuğun mutlu edilebilmesi bütün hayatının yol haritası olabilmektedir. Bu nedenle baba figürünün her çocuğun hayatında yeri çok büyüktür.

 Bir gün Babama karşılık lı kahve içerken her zaman hal ve duruşunu örnek aldığım Babama ” Baba,bana vereceğin hiç nasihat yok mu? diye sormuştum 

Babam gözlerini uzaklara dikerken kahvesinden bir yudum aldı 
*Dostun da olsa kimseye güvenme! dedi
*En iyi dost da düşman da kişinin kendisidir bunu sakın unutma! dedi
*En kısa yol her zaman doğru yol olmayabilir. en iyi yol bildiğin yoldur dedi
*Az kazan ki bereketli olsun ve üç kağıda(borsa-faiz-döviz) umut bağlama!
*işine  erken git fakat geç çık!

*Babakonaklı Erdem Yolcu’nun oğlu olduğunu da hiç unutma ,dedi 

Babamdan aldığım bu altın öğütler hayatım boyunca düsturum oldu 

Günümüzde Yapılan çalışmalarda çocuğun gelişiminde babanın yerinin önemli olduğu ifade edilirken, çocukların gelişiminin desteklenmesinde, çocukların ileriki yaşantılarında olumlu etkiler oluşturmasında, babanın kendi babasıyla kurduğu ve büyük babaların torunlarıyla kurduğu iletişimin de etkili olduğu unutulmamalıdır

Bu konuda Peygamber Efendimizin de pek çok hadisi ve Kur’an da Ayetler bulunmaktadır. Peygamber Efendimizin sözlerine göre ana-baba hakkının ödenemeyeceği ve duasını almanın ne kadar önemli olduğu görülmektedir.

Baba ile İlgili Hadisler ise şunlardır

Baba ile ilgili Peygamber Efendimizin hadisleri arasında;

Hiçbir çocuk tam olarak baba hakkını ödeyemez,

Sadece ana-baba birinin kölesi olur da onu kurtarırsa belki şeklinde uyarıda bulunmuştur.

Allah’ın sevdiği amel sorulduğunda Hz. Muhammed, Ana- Babaya iyilik etmek olduğunu söylemiştir.

Peygamber efendimize sorulan, Ya Resulullah, İyi davranmayı hak eden kimdir? Sorusuna cevap olarak Anne olduğunu söylemiştir. Daha sonra kim? Deyince de Baba dediği rivayet edilmektedir.

Son kelimelerimide BABAM’A söylemek istiyorum

Ben aslında bıraktığın gibiyim Baba  halen kendimle kavgalı,Buralarda bıraktığın gibi Baba bildiğin gibi de olmayan çok insan var hani çevremde tamamen bize sırtını dönen yetmezmiş gibi arkamızdan bıçaklayan ama artık önemsememeyi öğrendim, gülüyorum

SENİ ÖZLÜYORUM BABA VE YOKLUĞUNA BİR AN BİLE ALIŞAMADIM

 

Devamını Oku
error: Content is protected !!